Bugün itibarı ile sen ve ben kavgalarını bir yana bırakıp toplumsal seferberlik ilan edilmesi kaçınılmaz oldu. Yalnız turizm sektöründe değil, tüm reel sektörler, kamu sektörü ve bu sektörlerin oluşturduğu tüm kurum ve kuruluşlar ayrıca STK’lar bu "lock down" sürecini iyi değerlendirmek için adımlar atmalı.
Toplumun her kesiminde müthiş bir bezmişlik ve motivasyon eksikliği hakim.
Adeta Corona sürecinde Ağustos böceği misali saz çalıp oynadık ve gerekli tedbirleri maalesef almadık, alamadık. Ülkemizi hep siyasi olaylar meşgul etti. (Cumhurbaşkanlığı seçimleri, UBP Kurultayı, yeni hükümet kurulma süreci vs.)
Ne kadar ciddi bir tehlikenin eşiğine geldiğimizin aslında turizm sektöründe başrol oynayanlar, kanaat önderleri, feryat figan haykırırken siyasiler sadece günü kurtarmak için adımlar attı.
"Bugünü atlatalım gerisi Allah Kerim" mantığı işte bugünkü ülke perişanlığını gözler önüne serdi.
Dikkat edin yine aynı durum var. "Ben 1 hafta kapatmayı kâfi buluyorum" diyor Sn. Başbakan, Sağlık Bakanı “Hayır en az 3 hafta olmalı” diyor.
"Bizim imkânlarımız bu kadar, ülke olarak bundan fazlasını istesek de yapamayız " derseniz, o zaman ülkeye hüküm etmekten uzaklaşır günden güne biraz daha bataklığın içine doğru çekilirsiniz.
Toplumsal seferberlik bunun için gerekli
İktidar ve muhalefet geçtiğimiz günlerde bütçe görüşmelerinin acilen bitirilmesi için güzel bir fotoğraf verdi.
"Toplum sağlığı her şeyden daha önemli denildi" uzun uzadıya Meclis sabahlara kadar çalışmadı. Doğru da oldu, zaten tam üç ay ertelenen ve açıklanan devlet bütçesi bir an önce yürürlüğe girmeli idi.
Ben bir plan görmek istiyorum
Yukarıda kullandığım yumuşak cümleler aslında "bu ülkede böyle gelmiş, böyle gider" felsefesi ile hareket ettiğimi sakın aklınıza getirmesin.
Plansız ve programsız yaşam bana göre değil. Eminim bu ülke insanı her ne kadar kapanma süreci ile savaşıyor olsa dahi, geleceği görebilmek adına hüküm edenlerden (hükümet ortakları) "yapacağız, edeceğiz" gibi kelimeler duymak istemiyor. "Yapın, edin" görelim diyor. Bunu derken de bir projeksiyon çerçevesinde icraatın acilen başlamasını istiyor.
Cumartesi günkü Diyalog gazetesi manşetinde Turizm faaliyetleri çok önemli o yüzden “Nisan ayında başlatmak gerekli” diyen bir Sağlık Bakanımız var. Bütün iyi niyetine rağmen ve iyi de bir hekim olmasına rağmen (aynı bölgenin insanları olduğumuz için biliyorum) adam siyaset yapmıyor, içinden geçenleri doğrudan söylüyor.
Turizm sektöründe şubat sonrası
Hadi gelin biraz fikir jimnastiği yapalım. Toplumsal seferberlik kamu özel birlikte hareket etmesi koşulu ile aşağıdaki yazdıklarıma bir göz atalım. Belki ucundan, köşesinden bir katkımız olur bu güzel ülkeye, söz uçar yazı kalır ne de olsa.
10 maddelik 2021 Turizm Kurtuluş Reçetesi
1- Ülke insanımız en geç mart sonuna kadar aşılanmalı (2 aylık zaman yani 60 gün var) imkânsız değil.
2- Yabancı pazarlar en erken temmuz başı hareketleneceğini var sayarsak, yerli turist ve Türkiye pazarları için harekete geçilmeli.
3- Bu pandemi koşullarında hiçbir yerli operatör uçak bağlayıp risk almaz. Önünü göremeyen operatör, risk almadan garantiye oynamayı tercih edecektir.
4- Üçüncü maddeye istinaden; Türkiye’deki Kıbrıs Destinasyonu çalışan büyük operatörler ile (isimlerini yazmayım reklam olmasın) Turizm Bakanlığı nezdinde cazip uçak -otel - transfer ve içi dolu paket programlar hazırlanmalı.
5- Adaya geliş koşulları açıklanarak kafalardaki soru işaretleri ve belirsizlikler ortadan kaldırılarak (QR kodlu Turist aşı sertifikası) karantina istenmeden adaya girişler sağlanmalı.
6- Bütün Avrupa ülkeleri beşinci maddeyi hızla uygulamaya koydular. AB içerisinde ve İngiltere de dâhil 15 Ocak itibariyle bu uygulamayı tercih etmeye başladı. Adanın kuzeyine seyahatler güvenli hale getirilmeli ve potansiyel turistin bu doğrultuda kafasındaki soru işaretleri giderilmeli.
7- Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile adanın kuzeyine gerçekleştirilecek uçuşlar hızla planlı bir şekilde artırılmalı ve özellikle Kuzey Kıbrıs Ulaştırma ve Turizm ve Çevre Bakanlıkları birlikte hareket etmelidir. THY ve Pegasus yetkilileri bu sürece dâhil edilmeli.
Bu vesile ile adanın Nisan ayından başlayarak "Covid Free Zone" destinasyon olarak pazarlanması Türkiye'de operatör ve ilgili muhatap Türkiye Bakanlıkları ile birlikte hareket edip bu teşvik edilmelidir. Türkiye pazarı yüzde altmış beşten fazla bir oranda adanın en büyük ve en gerçekçi pazarıdır.
8- Yeni turizm ürünleri geliştirilerek (Sağlık turizmi, ileri yaş turizmi) hatta inşaat sektörü ile birlikte hareket edilmelidir.
Türkiye'ye göre cazip hale getirilecek konut fiyatları ve satışları adaya ilkbahar itibariyle dinamizm getirmenin yolları bu sektör temsilcileri ile yol haritası ve büyük şehirlerde İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Eskişehir, Bursa, Trabzon, bu bölgelerde uzun süreli adanın kuzeyinin konut satışları anlamında teşvikleri yapılmalıdır.
9- Sekizinci maddede geçerli olan tüm koşullar yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklere de daha cazip hale getirilmelidir. Pandeminin çok yoğun yaşandığı İngiltere, Avustralya 'da kaybettiğimiz (Adaya turist olarak gelmeyen) Kıbrıslı Türkleri adaya tekrardan turist olarak dönmelerini sağlamalıyız. En azından bir konut almak ve burada uzun süreli gelip yaşamalarına ve iç turizm ekonomisinin canlanmasına olanaklar artırılmalıdır. Uzun vadeli banka kredileri, özellikle kronik hastalığı olan ve burada uzun süre kalış ile kendini yenileme fırsatı yakalayacak kişiler bu anlamda cazip olacaktır.
10- Yıllık otel konaklama yüzdesi yüzde onun altında kalan yerli turist için acilen otel fiyatları daha cazip hale getirilecek ve yerli insanımızın bu otellerden kendi imkânları dâhilinde turist olarak faydalanmaları sağlanacaktır.
Hadi Hükümet edenler, bu önerilerimi ciddiye alın ve uygulayın. Yeter ki sizde günü kurtarmak için politika üretmek yerine irade olsun. Bu yazdıklarım büyük bütçeler de istemez, para ile olan işler değil. Sadece organize edin. Diğer bakanlıkları bilmem ama
Turizm ve Çevre Bakanlığının Türkiye'nin büyük şehirlerinde var olan maaşlı çalışan temsilcileri burada büyük önem arz ediyor. İngiltere ve Almanya’dakiler de öyle. Haydi, bakalım biraz şimdi Kıbrıslı tabiri ile (gımıldama) zamanı. Esas misyonunuz adaya turist çekmek değil mi? Şimdi tam sırası. Bunu sizlerden beklemek en azından sıradan bir vatandaş olarak hakkım diye düşünüyorum.
Biraz da dünyaya bakalım
Uluslararası seyahatler yüzde 74 azaldı. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), 2020 yılını turizm anlamında uluslararası turizmin en kötü yılı ilan etti. 2020 yılı sonunda uluslararası seyahatlerin ve turistin yüzde 74 azaldığı vurgulandı. (1 milyar kişi azaldı).
UNWTO'nun en son yayınladığı ''Dünya Turizm Barometresi'' raporuna göre; uluslararası seyahat gelirindeki düşüş, 1,3 trilyon dolarlık ihracat geliri kaybı anlamına geliyor. Bu öyle büyük bir kayıp ki 2009'da yaşanan kayıptan tam 11 kat fazlası. Coronavirüs’ün turizm sektöründe yarattığı kriz nedeniyle dünya genelinde yaklaşık 120-130 milyon istihdam kaybı var.
Bu yıl Haziran ayı itibariyle düzelme olmaz ise turizme bel bağlayan ülkeler bu kayıplarını nasıl atlatacak çok merak ediyorum.
Turizm Hayattır.