Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dış Politika Başdanışmanı Ünal Çeviköz’ün, "Ankara, Kıbrıslı Türklerin içişlerine karışmamalı" sözlerine karşılık “Kıbrıslı Türklerin içişlerine karışmamak adayı Rumlara teslim etmek demektir” açıklaması KKTC’de tepkilere neden oldu.
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Bahçeli'nin sözlerinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Asım Akansoy ise Bahçeli’nin sözlerini kınadı.
Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı ise “Bahçeli kendi başımıza kalırsak adayı Rum’a teslim edeceğimizi söylemiş, bıraktım faşist kirli tarafını da her şeyden önce mücahitlerden, babalarımızdan ve annelerimizden özür dilemeli” dedi.
Ortaya çıkan tepkiler üzerine twiterden yeni bir açıklama yapan Çeviköz, “KKTC bizim için egemen ve bağımsız bir devlettir. Egemen ve bağımsız devletlerin iç işlerine karışmamak temel ilkemizdir. KKTC’nin hak ve menfaatlerinin korunmasında her zaman yanlarındayız, yanlarında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Özersay ne dedi
“Kıbrıslı Türklerin iç işlerine karışmamak demek adayı Rumlara teslim etmek demektir”diyen sayın Bahçeli bu sözleriyle hem Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetme hakkına ve kendi kaderini tayin etme hakkına saygısızlık etmekte, hem de desteklediğini söylediği KKTC devletinin, yani devletimizin itibarını zedelemektedir. Bu ifadeler kabul edilemez ifadelerdir.
“İç işlerine karışma”nın devletlerarası ilişkilerde, diplomaside ne anlama geldiğini herkes bilir, bu yoruma açık bir ifade değildir!
Kıbrıslı Türkler bu topraklarda hep var olmuş (Türkiye’nin de her zaman minnettar olduğumuz desteğiyle) ayakta kalmış, kimliğinden vazgeçmemiş ve Kıbrıslı Rumların da boyunduruğu altına girmemiştir. Bunu bundan sonra da mümkün kılmanın yolu Kıbrıs Türk halkının iradesine saygı göstermekten, İÇ İŞLERİNE KARIŞMAMAKTAN ve bu devleti ha bire itibarsızlaştıran ve bağımsızlığına gölge düşüren bu tür açıklamalardan kaçınmaktan geçer! Kimsenin, hele hele Kıbrıs sorununu “milli dava” olarak gördüğünü söyleyenlerin Kıbrıs Türk halkını hor gören ve küçük düşüren açıklamalar yapmaya hakkı yoktur.”
Akansoy’un görüşü
Türkiye’de devam etmekte olan seçim süreci içerisinde Kıbrıslı Türklerle olan ilişkilerin ve Kıbrıs’a bakışın da tartışılmakta olduğu görülüyor.
Bu tartışmaların yapılması bir yönüyle faydalı iken, öte yandan bir takım söylemler de Kıbrıs Türk halkını ciddi bir biçimde rencide ediyor. CTP olarak uzunca bir süreden beridir dile getirmekte olduğumuz üzere Kıbrıslı Türkler ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerde yeni bir paradigmaya ihtiyaç olduğu gerçeğinin seslendirilmeye başlaması sevindiricidir. Bu ihtiyacın Türkiye’deki siyasiler tarafından da kabul edilerek dile getirilmeye başlanması ise oldukça değerlidir. Kıbrıslı Türklerle Türkiye arasındaki mevcut ilişki zemini içerisinde gerek ekonomik, gerek sosyal ve gerekse siyasal anlamda ne yazık ki ciddi bir kriz mevcuttur.
İlişkilerin iyileştirilmesi, geliştirilmesi, ancak ve ancak karşılıklı saygıyı ve siyasi iradeye müdahale edilmeden demokratik halk iradesini gözeterek aşılabilir. Doğru zemin budur. Bu bağlamda da değerli diplomat Sn. Ünal Çeviköz’ün 'Bizim pozisyonumuz Ankara’nın Kıbrıslı Türklerin, Atina’nın da Kıbrıslı Rumların işlerine karışmaması gerektiği yönündedir' açıklaması sadece bir partinin veya siyasetçinin düşüncelerini seslendirmesinin ötesinde, giderek yeni bir devlet politikası olarak belirlendiği ölçüde anlam kazanacaktır. Bu bağlam, Kıbrıslı Türkler ile Türkiye arasındaki ilişkilerin iyileşme zeminidir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Kıbrıslı Türklerin içişlerine karışmamak adayı Rumlara teslim etmek demektir” sözleri ilişkileri zehirleyen nitelikte bir açıklamadır.
Bu ifadeler haddini çok aşan ifadelerdir. Kıbrıslı Türkler tarihleri boyunca her aşamada adadaki varlığına sahip çıkmış, coğrafyasının öznesi olmuş, kendi kendini yönetmeye muktedir bir halktır. CTP olarak coğrafyamızın barış ve istikrara kavuşması için uzun yıllardır sürdürdüğümüz mücadeleyi sürdürme kararlılığımız bakidir.
Devlet Bahçeli’nin bu haddini aşan ifadelerinden dolayı kendisini esefle kınarım. Kıbrıs Türk halkı Türkiye ile her zaman karşılıklı saygı temelinde bir ilişkinin gereğini yapacaktır. Doğru olan ve her iki tarafın da çıkarına olan budur.”
Harmancı da tepki gösterdi
Bahçeli kendi başımıza kalırsak adayı Rum’a teslim edeceğimizi söylemiş, bıraktım faşist kirli tarafını da her şeyden önce mücahitlerden, babalarımızdan ve annelerimizden özür dilemeli.
Ey hükümet edenler mutlu musunuz bizi getirdiğiniz noktadan ? Yazıklar olsun sizlere.
Bu elbette sadece kendisinin fikri değil, ittifakının ortak görüşü, zaten bütün hal, tavır ve uygulamalarla da bunları desteklemiyorlar mı?
Çok değil iki gram cesaret!