banner564

‘İvedi ve zaruri’

Maliye Bakanı Denktaş’tan, Ombudsman Dizdarlı’ya ‘Hayat Pahalılığı Kararnamesi’ konusunda yanıt 

‘İvedi ve zaruri’
banner598

  Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Hayat Pahalılığı ödeneğinin 3 ay süreyle durdurulmasını öngören Yasa Gücünde Kararnamenin ivedi ve zaruri olduğunu belirtti.

   Kararnameyi geçirinceye kadar ilgili tüm sendikalarla görüşüldüğünü, konunun enine boyuna Bakanlar Kurulu’nda defalarca değerlendirildiğini, , 2011 yılında yapılmış olan ve uygulanan kararnamenin incelendiğini belirten Denktaş, başka bir yolunun olmadığı kanaatine varıldıktan sonra kararnamenin geçirildiğini vurguladı.
   Yüksek Yönetim Denetçisi Emine Dizdarlı’nın hayat pahalılığı konusunda gazetelere yansıyan basın açıklamasını değerlendiren Maliye Bakanı Denktaş, “HP uygulaması kamu çalışanlarına özgü ayrımcı bir yaklaşımdır. Bizim uygulamamız, Kamuya bağlı diğer kurum çalışanlarının da maaş alabilmelerini mümkün kılacağı için ancak var olan bir ayrımcılığın kısıtlanması olarak algılanabilir” dedi. 

Başlıklar halinde irdeledi
Denktaş açıklamasında şunları söyledi:
“Gazetelere yansıyan ‘Hayat pahalılığı kararnamesi kaldırılmalı’ başlıklı açıklamanızı okudum. 
Bugüne kadar Bakanlığımıza yönelik sorularınızı yanıtlamadığımızı hatırlamıyorum. Keşke bu konuda da bize başvurup görüşümüzü aldıktan sonra açıklama yapmış olsaydınız. O takdirde en azından basın yolu ile de size cevap verme durumunda kalmazdım. 
İlgili tasarının ‘kamu yararı, eşitlik ve ayırımcılık’ ilkesi gereği yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söylemektesiniz. 
Açıklamanızın bu kısmını irdeleyelim; 
Kamu yararı; içinden geçtiğimiz kriz ortamında bu kararı almayarak Ocak maaşlarına (Ekim-Kasım-Aralık hayat pahalılığı oranının Ocak maaşlarına yansıyacağının farkında olduğunuzu düşünüyorum) yansıtılması halinde ilk olarak 28 belediyenin 26’sı maaş ödeyemez duruma düşecek ve yine aynı şekilde devlete bağlı diğer kurumlarda aynı akıbetle karşı karşıya kalacaktı. Bu devlet ve ilgili kurumlarında çalışan yaklaşık 5 bin kişinin maaş alamama durumunun ortaya çıkması demektir. Eşitlik; hayat pahalılığının bu imkandan faydalanmakta olan tüm kesimlere uygulandığı ve uygulanacağı malumunuzdur. Bu uygulamadan ayrı olarak bu uygulama ile birlikte vergi dilimleri düzenlemesi 1 Ocak 2019’dan itibaren yürürlüğe girecek ve brüt maaşlar değişmeksizin alt baremlerde olanların eline geçecek olan net artış üst baremlere göre daha fazla olacaktır. Bu ülkede eşitlikten bahsedebilmek için her şeyden önce tüm kesimlerin HP uygulamasından faydalanabiliyor olması gerekmektedir. Oysa bu imkan sadece kamu çalışanları için geçerlidir. 
Ayrımcılık; HP uygulaması kamu çalışanlarına özgü ayrımcı bir yaklaşımdır. Bizim uygulamamız, Kamuya bağlı diğer kurum çalışanlarının da maaş alabilmelerini mümkün kılacağı için ancak var olan bir ayrımcılığın kısıtlanması olarak algılanabilir. 
‘Kararname konusu doğrudan ve sıkı sıkıya ekonomi ile bağlantılı olmalı’ diyorsunuz. Bir Hukukçu ve eski bir Yargıç olarak çok iyi biliyorsunuz ki Anayasamızın amir hükmüne göre Bütçe Yasa Tasarısı en geç 31 Ekim itibarı ile meclise sunulmak durumundadır. Bütçe, var olan yasalar çerçevesinde hazırlanır. 
Bu uygulamayı yasa gücünde kararname ile değil, yasa ile yapmaya kalsa idik, bütçe sunulmuş, uygulamaya konulmuş ama uygulanamaz bir durumla karşı karşıya kalacaktık. 
Maaşlar ödenemez, ilaçlar alınamaz, Sosyal yardımlar ödenemez durumda olacaktı. Kısacası Ekonomi tam anlamı ile ve bütünüyle bundan zarar görecek ve kaçınılmaz bir resesyon dönemine girmiş olacaktık.”
 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474