Züleyha KARAMAN
İrsen Küçük hükümetinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak görev yapan Şerife Ünverdi, genel seçimlerde hem kendisinin, hem de İrsen Küçük’ün kaybettiğini belirtirken, genel başkanlık yarışınının herkese zarar verdiğini söyledi. İrsen Küçük ile Ahmet Kaşif arasında geçen genel başkanlık yarışının hem partiye, hem ülkeye zararı dokunduğunu ve yarışın çok çirkin noktalara ulaştığını belirten Ünverdi, “Kurultay sürecinde yaşanan çirkinliklerden dolayı halk UBP’ye sandıkta ders verdi” dedi.
UBP kurultayı ile son genel seçimi ve bakanlık dönemini Diyalog Gazetesi’ne değerlendiren Şerife Ünverdi, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, UBP kurultayında “müdahil olduğunu”, milletvekilliği seçiminde İrsen Küçük’e yakın olan isimlerin kaybettiğini belirtti.
Kurultay sürecinin çok zaman kaybettirdiğini, partiye, ülkeye zararı olduğunu ve icraatların ötelenmesine neden olduğu değerlendirmesini yapan Ünverdi, parti içindeki bazı arkadaşlarının “iktidar ve makam hırsına yenilerek tek başına iktidarda olan partiyi hükümetten düşürerek başka partiye geçtiğini” bunun partiye büyük zarar verdiğini kaydetti.
Kavgaya gerek yoktu ama oldu
Kurultayda genel başkanlık yarışında yaşanan “çirkinliklerin” halkın sandıkta UBP’ye “ders vermesine” neden olduğunu ifade eden Şerife Ünverdi, “Halk, başkanlık yarışında yaşanılanlara tepkisini sandıkta gösterdi, ‘bu kadar başkanlık kavgasına gerek yoktu, biraz da keşke devlet işlerine daha fazla zaman ayırsaydınız’ anlamında mesaj verdi” dedi.
Bakanlık döneminde kendi ekibini kuramamaktan yakından ve görevden aldığı bürokratların görevden alma yazısının imzalanmadığını açıklayan Ünverdi, bakanlık içinde bürokrat engelleri ile karşılaştığını anlattı.
İdeali olan huzurevi projesini hataya geçiremediğini dile getiren Ünverdi, proje çizdirip Lefkoşa’da yer de seçtiklerini, ancak Güzelyurt milletvekillerinin isteğiyle Kalkanlı’da atıl durumdaki bir tesinin huzurevi yapılmak istendiğini, bunu istemeyerek imzaladığını itiraf etti.
Şerife Ünverdi’nin sorulara verdiği yanıtlar şöyle.
Aktif siyaset güzel
Soru:Ülkemizin tanınan diş hekimlerindensiniz, meseleğiniz gereği halkla içiçesiniz, siyasete başlamanız nasıl oldu?
Ünverdi:Hep siyasetin içindeydim. Üniversiteden mezun olup, 3 yıl İstanbul’da çalıştıktan sonra 1980’de ülkeme dönerek muayenemi açtım. O tarihten itibaren, Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) üyesi olarak siyasete başladım. 1994’e kadar UBP deleğesi oldum. 1994 yerel seçimlerinde Lefkoşa Türk Belediyesi Meclis üyeliğine seçildim, aktif siyasal yaşamım o tarihte başlamış oldu. Belediye Meclis üyesi olarak çok da yapabileceğim bir şey olmadığını gördüm ve ikinci kez seçime katılmadım. 1994-1998 arası belediye meclis üyeliği yaptım. 14 Aralık 2013 genel seçimlerinde, dönemin UBP Genel Başkanı ve Başbakanı Derviş Eroğlu, milletvekili adayı olmam için teklif yaptı. Ülkenin kaderini çizecek Annan Planı döneminde, ülke yönetiminde söz sahibi olabilmek adına milletvekilliği seçimine katıldım ve milletvekili seçildim.
Aktif siyaset çok güzel bir şey. Hem ülkenizin yönetiminde söz sahibi oluyorsunuz, hem temsil ettiğiniz zümrenin meclisde sesi kulağı oluyorsunuz, sorunlarını dile getirip, çare bulma fırsatını yakalıyorsunuz. Milletvekilliğinin önemli bir görev olduğuna inanıyorum.
Soru:Yaklaşık 10 yıllık aktif siyasal yaşantınız var. Son 2.5 yılını bakan olarak geçirdiniz, siyasetten hayata dair farklı bir bakış açısı edindiniz mi?
Ünverdi:Her mesleğin farklı bir çalışma alanı vardır. Ben diş hekimiyim. Diş hekimlerinin genelde ağız sağlığı ile ilgilendiği düşünülür ama ben karakterim icabı hastalarımın hem sağlıkları ile hem de onların dertleri ile ilgilendim, sosyo ekonomik sorunlarını da aile ortamında dinledim. Kliniğimde hastalarımla olan ilişkiler siyasette de aynı şekilde devam etti. Hastalarımın bana olan güveni siyasete atılmamda çok büyük bir rol oynadı. Çünkü onlar her zaman için bana ulaşabileceklerini gördüler, güvenebileceklerini de gördüler. Onların her sorunlarına çözüm üretme arayışı içinde olduğumu da gördüler. Dolayısıyla benim parlamentoda olmamın kendileri için de ülke için de yararla olabileceğine inandılar. Bu inan içindeki halkım tarafından milletvekili seçildim. Bu benim için büyük bir gururdu.
Zor görevi kabul ettim
Soru:Ülkenin ilk kadın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak görev yaptınız, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırıldığı bir dönemde görev aldınız, bakanlık süreciniz nasıl geçti?
Ünverdi:İrsen Küçük kabinesinde görev aldım. Bakanlık çok yoğun çalışma isteyen bir görev, bunu bile bile kabul ettim. Hatta Sayın Başbakan Küçük, ‘Çalışma Bakanlığı çok yoğun, bunu bilyorsun değilmi?’ diye sordu, ben de, ‘ben çalışmayı seviyorum, çalışmadan korkmam, saat mefhumu benim için hiç önemli değil, çünkü ben bir diş hekimiyim, çalışma saatlerimiz zaten yoğun...’ dedim. Bu dönemde bir kadın olarak oralarda bulunmak önemlidir. Kadın milletvekilleri olarak görevimiz; kadınların ülkedeki statüsünü yükseltmek , onların fırsat eşitliğinden yararlanmalarını sağlamak, kadınların istihdam konusundaki sorunlarını aşabilmek, kadınların kamuda üst düzey mevkilerde yer alabilmelerini sağlamak. Bakanlık dönemimde, tüm bunlarda en iyilerini yaptığıma inanıyorum. Tabi bunlar tek başına olacak şeyler değil, bir ekip meselesidir. Hükümetimiz, kadınlarla ilgili çalışmalarımıza her zaman destek oldu. Kadınlar, çocuklar, ihtiyaçlılar ve engellilerle ilgili etkin çalışmalar yaptık.
En büyük ideallerimden biri olan huzurevi projesini hayata geçirmek için çok çalışmalar yaptık. İzmirdeki huzurevinde inceleme yaparak, aynı projeyi ülkemizde hayata geçirmek için Lefkoşa’da bir yer bulduk ve projesini de çizdirdik. Ama maalesef gerçekleştiremedik.
“O oteli zorla hükümete verdiler....İnşallah o iptal olur”
Soru:Kalkanlı’da bulunan inşaat halindeki bir otel gündeme gelmişti....
Ünverdi:Maalesef, o oteli zorla hükümete verdiler. İnşallah o iptal olur. Hiç istemedim, imzalamak da istemedim. Lefkoşa’da bir yer bulmuştum, huzurevleri çok önemlidir, hastaların acil durumlarda biran önce hastaneye yetişebilmelerini sağlamak lazım, en donanımlı hastaneye yakın olması gerekir. Kalkanlı’da hazır bir tesis var, yaşlıların kalabileceği lüks bir ortam, havuzu var, alt katta yaşlıların kalacağı odalar çok, hemen de taşınabilecekleri bir ortamdı.
Marsbahis class="MsoNoSpacing">
Soru:Kalkanlı kimin fikriydi?..
Ünverdi: Orada yapılmış ve atıl bir tesis vardı. Yapılmış atıl tesisin değerlendirilmesi adına ve yaşlıların da hemen daha iyi bir yaşam şartlarına kavuşmaları adına o tesis gündeme geldi. Daha fazla, Güzelyurt milletvekilleri orası için istekli oldu. Hem oranın atıl durumda kalmaması hem de oranın huzur evi olması ile bölgenin canlanması hedeflendi. Ama benim gönlüm razı değildi. Oradan kimse bir menfaat sağlamadı, oranın canlanması ve atıl bir tesisin ekonomiye kazandırılması hedeflenmişti.
Soru:UBP’nin, bir yılı aşkın ülke gündemini meşgul eden ve mahkemeya taşınan kurultay sürecini içerden biri olarak nasıl değerlendiriyorsu. Bunların kadar yaşanılmasına gerek varmıydı?...
Ünverdi:Bence çok zaman kaybettiren bir süreç oldu. Herkese, hem ülkeye, hem partiye zararı dokundu. İcrattalarımızın ötenlenmesine de neden oldu.
Soru:Bu aşamaya neden gelindi?
Ünverdi:UBP çok büyük bir parti, ülkede söz sahibi olan büyük halk kitlesinin partisi. Devlete çok önem veren, devleti kuran ve yaşatmak içinde çok çaba sarf eden bir parti. Bunun için UBP yönetimindeki kişinin de böyle bir iktidar kavgasında olması bence normaldir. Böyle bir partinin yönetiminde olmayı herkes isteyebilir. Dolayısıyla başkanlık yarışı, olmaması gereken, çok çirkin noktalara ulaştı. Özellikle UBP’ye yakışmayacak şekilde mahkemelere taşındı, bence hiç gerek yoktu.
“Cumhurbaşkanı müdahil oldu”
Soru:Basında, genel başkanlık yarışının aslında İrsen Küçük ile Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu arasında geçtiği yorumları çok yapıldı. Siz içindeydiniz, böyle bir etki hissettiniz mi?
Ünverdi:Derviş Bey, İrsen Bey’in karşısındaki adaya destek verdi. Bunu kendisi de kabul etti zaten . Cumhurbaşkanı, normalde müdahil olmaması gerekirken, maalesef yarışta müdahil oldu.
Soru:UBP Kurultay sürecinde yaşananlar, partinin muhalefete düşmesinde etkili oldu mu?
Ünverdi:Kurultay döneminde bazı kırgınlıklar oldu. Kırgınlıklar daha da ileriye taşındı. Unutulup birleşmek gerekiyorken bazı arkadaşlar ikitar ve makam hırslarına yenildiler ve başka partiye geçtiler. Tek başına iktidarda olan hükümeti düşürüp, başka partiye geçtiler. Bu, partimize çok zarar verdi. Benim inancım, her ne pahasına olursa olsun, partisini seven bir insan asla böyle bir şey yapmaz. Maalesef böyle bir hareket, hem tek başına ikitidarda olan UBP’nin iktidardan düşmesine hem de halkın, başkanlık yarışında yaşanan çirkinlikler de UBP’ye sandıkta ders vermesine neden oldu. Halk, başkanlık yarışında yaşanılanlara tepkisini sandıkta gösterdi, ‘bu kadar başkanlık kavgasına gerek yoktu, biraz da keşke devlet işlerine daha fazla zaman ayırsaydınız’ anlamında mesaj verdi.
Soru:Cumhrubaşkanı Eroğlu ile diyaloğunuz nasıl?
Ünverdi:Ben Sayın Cumhurbaşkanını seviyorum, saygı duyuyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde gecemi gündüzüme katarak her UBP’li gibi bende yanında oldum. Saygımız sonsuzdur. Diyalog kopukluğum yok. Bu kurultay sürecinde kendisi ile şahsi bir şeyim, ters düşmem olmadı, her zaman saygımı koruyorum.
Soru:Tekrar siyasete dönmeyi düşünüyor musunuz, bir sonraki seçimde aday olmayı düşünceniz var mı?
Ünverdi:Ben 10 yıl siyasetin içinde oldum, en üst noktasına kadar geldim. Şuan için bir şey söyleyemem. Seçimi kaybettikten sonra kliniğimi ve hastalarımı çok özlediğimi fark ettim. Hem hastalarım hem ben birbirimize kavuştuğumuz için çok mutluyuz....
Soru: Seçimi neden kaybettiğinizle ilgili bir analiz yaptınız mı, hangi sonuçlara vardınız?
Ünverdi:Ekip olarak kaybettik...Çok da çalışamadım, şahsi çalışmadım, daha çok parti için çalıştım.
Soru: Bu seçimi İrsen Küçük’e daha yakın olanlar mı kaybetti? Yani, parti içinde İrsen Küçük’e çok daha yakın olanlar mı kaybetti?
Ünverdi:Öyle oldu.
Soru: Özel bir hareket miydi?
Ünverdi:Özel bir hareket demeyelim de bazı parti içinde birbirlerine rakip olan arkadaşlarımız da bazı oyunlar yapıldı. Rakipler de birbirini kesti.
Soru:Genel seçimde İrsen Küçük’e yakın kişilerin kaybetmesi, kurultayın devamımıydı?
Ünverdi: Evet. İrsen Küçük’e yakın olan adayların kaybetmesinin kurultayın devamı olduğunu söyleyebiliriz.
Soru:Bakanlıkta yapmak isteyip de yapamadıklarınız oldu mu?
Ünverdi:Göreve geldiğim zaman geçmiş bakanın atadığı bürokratlarla çalışmak zorunda kaldım. Hiç bir zaman kendi ekibimi kuramadım. Kendi ekibimi kurmuş olsaydım çok daha farklı şeyleri daha kısa sürede başarma imkanım olacaktı, onu yapamadım, ona üzülüyorum. Huzurevi projesini 2.5 yılda başarabileceğime inanıyordum ama maalesef bazı engellerle de karşılaştım.
Soru: Bakanlık içinden bürokrat engelleri mi?
Ünverdi:Evet, bakanlık içinden bürokrat engelleri.
Soru:Kendi ekibinizi neden oluşturamadınız?
Ünverdi:İşte yine kurultay sorunlarından dolayı. Ekibimden bir iki kişiyi görevden almama rağmen, maalesef imzalanmadı.
Güncelleme Tarihi: 06 Ocak 2014, 02:14