Pelin YÜKSELAY
Güney Kıbrıs’taki DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos’un, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde KKTC’deki siyasilerin ve üst düzey görevlilerin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarını iptal edeceğine ilişkin sözlerine siyasi parti yetkililerinin yanı sıra eski Başbakanlardan, CTP milletvekili Ferdi Sabit Soyer de sert tepki gösterdi.
Diyalog’a konuşan Soyer “Papadopulos’un demecini okuduğum andan itibaren, süresi geçen pasaportumu gidip yenilemeyi düşünüyorum. Hadi gelsin iptal etsin da göreyim”dedi.
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit , TKP Yeni Güçler Başkanı Mehmet Çakıcı ve DP Genel Sekreteri Afet Özcafer de Papadopulos’u ‘gerilim yaratmakla’ suçladı.
Siyasilerin açıklamaları şöyle:
Soyer: Teşebbüs etsin de göreyim
“Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportumu ben yenilemedim. Pek çok yurttaşım gitti yeniledi, onların doğal hakkıdır, herkesin doğal hakkıdır. Ben yenilemedim. Şimdi Papadopulos’un demecini okuduğum andan itibaren dedim ki ‘gideceğim yenileyim bu pasaportu, teşebbüs etsin, iptal etsin benim pasaportumu da göreyim’ dedim kendi kendime. Düşünürüm bunu yapayım.
Şimdi bu noktada özellikle şunu söylemek isterim, bu kişi yalnız pasaportların iptal edilmesini söylemedi. Bu kişi aynı zamanda bir Kıbrıslı Türkü seçilmesi halinde başkan danışmanı olarak atayacağını da söyledi. Peki, ben ona şunu sorarım, ‘Sen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasasını ne yapacaksın mademki, bir Kıbrıslı Türk’ü başkan danışmanı olarak atayacaksın? Ne yapacaksın sen Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nı? Bu Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasında bulunan yargı Cumhurbaşkanlığı muavinliği, üç Türk bakan aynı zamanda temsilciler meclisi üyelikleri, Cumhurbaşkanı muavinliğinin veto yetkisi ve diğer başka unsurlar bunlarla ilgili sen ne yapacaksın? Kocaman bir hiç. Bu hâkimiyetçi bir anlayışın ifade tarzından başka bir şey değildir. Aşırı şövenist ve federal çözüme karşı bir bağnazın sözlerinden başka bir şey değildir bu.
Papadopulos, federal çözüme karşıdır ve 1964’te gasp edilmiş Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ölen karakterli çerçevesinde döndürülmüş yapısını savunma içerisindedir ve bununla bağlantılı bir hareket hattı izlemektedir. Bundan ötürü bu Kıbrıs’ın çatışmaya, bölgenin savaşa sürüklenmesine büyük ölçüde imkân veren hakimiyetçi anlayışın temsilcidir bu şövenist kişi.
Bundan ötürü ben bu kişinin Kıbrıs Rumları tarafından seçilmesi halinde Kıbrıs’ta yeni bir çatışma ve gerginliğe yelken açacaklarını söylüyorum. Papadopulos gibi siyasetçilerin dünyada yarattığı etkenleri Irak’ta, Katalonya en son örnekleridir. Bu yüzden bunları ben kaile bile almıyorum. Kıbrıs Rum halkı kendi seçimini yapacak. Böyle bir adamı seçerlerse, hiç saygım yok benim bu adama. Net olarak ifade edeyim. Hiçbir saygım yok, sevgimde yok. Açık bir şekilde söylemek isterim.”
Özyiğit:Babasının izinden gidiyor
“Papadopulos’un görüşleri öteden beridir belli. Babasının izinde gidiyor. Yani Kıbrıs’ın yeniden birleştirilmesi, bir ortaklık devleti kurulması, yeniden bir federal Cumhuriyete dönülmesi konusunda bir çabası yok. Bunun karşısında duracağını söylüyor ve üniter devleti savunuyor. Yani bu öteden beri bilinen bir şey. Yeni bir şey değildir. Ama bu defa direkt propaganda malzemesi olarak pasaportları ve Kıbrıslı Türklerin siyasilerden üst düzeyden başlayarak bazı haklarının iptali meselesi Papadopulos’un keyfine değil. Bir kere bunlar Kıbrıs Cumhuriyeti 1960 ortaklık devletinden beri, Kıbrıslı Türklerin hakları. Bu Uluslararası bir haktır, böyle onun izniyle verilen bir hakta değildir. Dolayısıyla ben bunu sadece bir seçim malzemesi olarak kullanacak diye düşünüyorum. Yani kazanması halinde ki kazanmasını asla tasvip etmeyiz yani dileğimiz değil bizim Papadopulos’un kazanması. En azından Kıbrıslı Türklere daha yakın duran, daha çözümcü, daha barışçı bir liderin gelmesi arzumuzdur öteden beri. Ama dediğim gibi bunu büyük ihtimalle seçimde bir propaganda malzemesi olarak kullanacak, öyle görünüyor. “
Çakıcı: Hayal görüyor
“Güney Kıbrıs’ın başkan adayı Nikolas Papadopoulos hayal görüyor. Ne geldiyse başımıza bu mantık yüzünden geldi zaten. Bir kişinin vatandaşlık hakkını elinden alamazsınız. Kıbrıs Cumhuriyeti Rumlara ait değildir, Kıbrıs Türklerinin de malıdır. Kıbrıs Cumhuriyeti meşru da değildir, Rumların işgali altındadır. Bizim vatandaşlık hakkımız 1960 anlaşmalarından doğan hakkımızdır. Rumlar zaten çoğu hakkımızı gasp ediyor, bize iade etmiyor. Ya da bir anlaşmayı ileri taşımak gerekir, bunu da yapmıyorlar. Kişilerin bireysel haklarını da kimsenin gasp etmeye hakkı yok. Bu açıklamadaki durum Avrupa Birliği yasalarına aykırıdır. Papadopulos reklam yapıyor. Söylediklerinin tutarlı bir tarafı yok.”
Özcafer: Buyursun yapsın
“Seçim süreci yaklaşıyor. Adaylar da yoklamalar yapmaya başladı kendi halkı içerisinde, halkın çoğunluğunun ne istediğini görüşte ona göre strateji uygular ve eğer ciddiyse bu konuda demek ki halkın içerisinden aldığı duyumlar var ki bir tepki oluştu, diye yorumluyorum ben bunu. Nerede önümüz açılacak KKTC insanları için? Diyelim ki turizmde bir ilerleme yaşanıyor. Bakın Larnaka’dan turistlerin geçişi konusunda hemen bir müdahale yapıldı. Sürekli bizim dünyayla olan bağlarımızın önüne geçmek istiyorlar. Ben 11 yaşındayken Kıbrıs Cumhuriyeti kimliğimi aldım. 15 yaşında da pasaportumu aldım, hemen akabinde de 1974 harbi yaşandı. Siz sürekli ambargolar, izolasyonlar altında tuttuğunuz bu insanları bir şekilde eşittir ve müzakereleri oturtmaya çalışıyorsunuz. Bunu dünya görmezden geliyor.
Yapmak istedikleri buysa, buyursunlar yapsınlar. Biz bu ülke insanı olarak artık sesimizi nereye kadar duyurabiliriz? Bir ülkede savaş olması, size ateş açılması, öldürülmeniz, katliama sebep olmaları, bunları geçtik artık. Şimdi psikolojik savaş var bizim ülkemizde. Dünyada bunu seyrediyor maalesef."
Güncelleme Tarihi: 03 Ekim 2017, 10:06