Hüseyin ÇİÇEK

Gazimağusa Devlet Hastanesinde 2013 yılının Ekim ayı ile 2014 yılının Ağustos ayı arasında gerçekleştirilen sirkat olayıyla  ile ilgili tutuklu bulunan zanlılar M.Y ile E.Y dün teminat maksatlı maksatlı Gazimağusa Kaza Mahkemesine çıkarıldı.

Mahkemeye olayı aktaran Adli Şube’ de görevli polis memuru Ahmet Hamdi Er, zanlı 1 M, Y’nin 2013 yılı Ekim ayı ile 2014 yılı Ağustos ayı arasında Gazimağusa Devlet Hastanesi’nde, taburcu olan hastalardan talep ettiği hastane çıkış ücretlerini, daha düşük olarak gösterip hastane muhasebesine yatırarak sirkat suçunu işlediğini ifade etti. Er, M,Y’nin verdiği gönüllü ifadesinde sirkat edilen paranın bir kısmını zanlı 2 E, Y’ye verdiğini itiraf ettiğini anlattı. 

Kefaretle serbest kararı verildi

Zanlılar ile ilgili yürütülen soruşturmanın devam ettiğini söyleyen Er, ancak emarelere etki edemeyecek olan zanlıların uygun bir teminat ile serbest bırakılmalarını talep etti. Zanlı avukatlarının da itirazı olmaması üzerine Yargıç Ayşen Toroslu, zanlıların 5’ er bin TL nakdi kefalet ve KKTC vatandaşı muteber 2’ şer kefilin 50’ şer bin TL’ lik şahsi kefaletleri şartı ile serbest bırakılmalarına emir verdi.

E, Y: Kirli bir oyun oynanıyor

Mahkeme çıkışında basına açıklama yapan E, Y,  kendisine komplo kurulduğunu ve üzerinde kirli bir oyun oynandığını söyledi. Kendisinin mahkemeye her zaman alnı açık ve başı dik çıktığını anlatan Zanlı 2 Y, tutuklu bulunduğu 9 gün içerisinde ifadesine başvurulmadığını söyledi. 

“Olayın üstüne gidilmesini ben istedim”

Hastane de bu olay meydana çıktıktan sonra bazı gazetecilerin kendisini aradığını ve kendisinin de bu konunun doğruluğunu teyit ettiğini, zaten bu olayın hastanede herkes tarafından da bilindiğini aktaran E.Y, kendisine konu ile ilgili soru soran gazetecilere “üzerine gidilsin ve bu iş meydana çıkarılsın, olay doğrudur” dediğini ifade etti. 

Zanlı 1 M, Y’nin kendisine bağlı bir personel olmadığını belirten E,Y, bu olay gazetelere her çıktığında başhekimin kendisini çağırarak basına sızdırılması konusunda kendisine hesap sorduğunu kendisinin ise basına bilgi verdiğini reddettiğini ancak başhekime usulsüzlük olduğunu ve üzerine gidilmesi gerektiğini de söylediğini aktardı. 

“Bu olay ortaya çıktığında başhekimin konu ile ilgili 5 aylık takip yapamamamız mümkün değildir” diyerek olayı reddettiğini anlatan E.Y,  maliye müfettişlerinin gerekli incelemeleri yaptığını ve 2012 yılından beri kayıp olan faturaların (f2 makbuzu) olduğunu ortaya çıkardığını söyledi. 

“İzindeyken odama girildi”

E.Y, bayram izninde İngiltere’de olduğu sırada kendisi hakkında yalan ifade verdiğini iddia ettiği şahıslardan E.Ö’nın kendi odasına girdiğini ve bunun da hastanenin güvenlik görevlileri tarafından tespit edildiğini söyledi. Gerekenin yapılması için başhekimliğe yazı yazdığını ve konu güvenlik kamerası kayıtlarını almak için güvenlik şirketine gittiğini kaydeden E,Y, polise suç duyurusu yapmak amacı ile kayıtları talep ettiğini, ancak başhekimin “burası devlet kurumudur, görüntüleri ancak ben talep edebilirim” diyerek buna engel olduğunu bunun da komplonun bir parçası olduğunu öne sürdü. 

“Benzer olay daha önce de başıma geldi”

Buna benzer bir olayın daha önce de başına geldiğini anlatan E,Y,  2006 yılında ustabaşıyken ek mesai ücretlerini yediği iddia edildiğini ve 3-4 yalancı şahit ile başının derde sokulduğunu ancak dava sonucunda beraat ettiğini söyledi.

“Meblağ 13 binden çok daha fazla”

Mahkemede var olduğu iddia edilen ses kaydı ile ilgili de konuşan E,Y, o ses kaydında M, Y’ye başka birileri de varsa ortaya çıkar, tek başına yanma dediğini söyledi. 

Meselede suçsuz olduğunu iddia eden zanlı E,Y, “hala daha söylüyorum, usulsüzlük vardır ve bu sirkat edilen para 100 bin TL’nin de üzerindedir” şeklinde konuştu.  

Elinde her türlü belgenin olduğunu iddia eden E,Y, “her türlü TV programında çıkmaya da hazırım” dedi.