banner564

İçte sıkıntı var

İsmail Bozkurt “olmamız gereken yerde değiliz” diyerek, siyaset kurumunu eleştirdi

İçte sıkıntı var
banner598

 Barış Harekatı’nın 50’nci yılında Diyalog’a konuşan eski siyasilerden İsmail Bozkurt “dış güvenlikte sorunumuz yoktur. Fakat içte sıkıntılıyız” diyerek, siyaset kurumuna yönelik eleştirilerde bulundu.
   Bozkurt sorularımızı şöyle yanıtladı:

  Soru: Kıbrıs Barış Harekatı’ndan bu yana geçen 50 yılda, ülke olarak olması gereken yerde miyiz? 
   Yanıt: Tam olarak olmak istediğimiz yerdeyiz diyemeyiz. Dış güvenliğimiz ve sürdürülebilir bir toplum temelinde evet istediğimiz yerdeyiz belki ama daha birçok konuda istenilen noktaya ulaşamadık.  Altyapı anlamında ve ekonomik anlamda kötü olduğumuza inanmıyorum. Ancak sosyal devlet olmayı biz beceremedik. Yoksulluk sınırında olan birçok insanımız var. Kültürel yapımız çok sıkıntılı. Barış Harekatı bizim için inanılmaz bir olaydı. Yok olma noktasındaydık. Şu anda eleştirdiğimiz ne kadar sorunlu yönlerimiz de olsa, en azından kendimize ait bir ayrı toprak parçamız var. Dış güvenlikte iyiyiz arkamızda Türkiye var ama aynı şeyi iç güvenlik için söyleyemeyiz. İçeride çok sıkıntılıyız, kontrolsüz nüfus nedeniyle. Mal ve mülk başta olmak üzere nüfus politikasında çok yanlış bir yol izleniyor. Şehirlerimiz ve sosyal yapımız değişiyor. Kozmopolit bir yapı olmaya başladı. Bu kötü bir şey değil ama bizdeki şekli ile kötü bir durum. Kontrolsüz bir yapı gelişiyor bu da eğitimden, sağlığa ve çevreye kadar birçok alanı olumsuz etkiliyor. Bu 50 yılda çok iyi gelişmeler de oldu mesela Anamur’dan suyun gelmesi büyük bir adımdı. Bizim en başarısız olduğumuz alan siyaset. 1974’ten bu yana siyaset kurumunu geliştiremedik ve üzerine katarak ileriye taşıyamadık.”
  Soru: Şimdiye kadar yapılmayanlar nelerdir? 
Yanıt: İlk başta sürdürülebilir bir siyasi yapı oluşturamadık. İç güvenliğimiz ve politikalarımızı ve göç politikamızı doğru zemine oturtamadık. Buna paralele olarak da eğitimden, sağlığa doğru ve ileriye dönük politikaları hayata geçiremedik. İyi atılımlar yaptığımız gibi birçok alanda yapmadıklarımızla da bugünkü sorunların temelini attık ve atmaya da devam ediyoruz.

Federal çözüm olmaz

   Soru: Çözüm için bir 50 yıl daha mı beklenmeli? Kısa sürede bir çözüm olabileceğine inanıyor musunuz?
   Yanıt: Çözümden kasıt önemli. Çözümün tanımı önemli. Eğer kastedilen federasyon ise bir 50 yıl daha gitse yine de bir çözüm bulunamaz. Bu federasyon tezi bizi aslında sürekli çözümden uzaklaştırdı. 
 Toplumlar ayrıldıktan sonra tekrar birleşmeleri çok zor. Türkler de Rumlar da şu anki mevcut duruma gittikçe alışıyor. Güneye rahat şekilde geçebiliyoruz, gezmeye gidiyoruz, alışveriş yapabiliyoruz, aynı şekilde Rumlar da kuzeye istedikleri gibi girip çıkabiliyor, alışverişini yapıyor. İki halk da yan yana kavgasız bir şekilde yaşayıp, geçinebiliyor. Kendiliğinden bir düzen kuruldu. Bu düzen şimdi zoraki bozulursa bu çok büyük sorunlara neden olur. Dünya çok değişti artık. Gerek bölgemiz, gerek Türk-Yunan ilişkileri bakımından federal bir çözümü ben hayal olarak görüyorum. İki halk da barış içinde yaşamaktadır. İşte bu kendiliğinden oluşan bu düzenin üzerine gidilmeli ve bu biçim geliştirilmeli karşılıklı etkileşimlerin bu mevcut düzen üzerinden artırılmasının yeni alternatifleri oluşturulmalı işte çözüm budur. Federasyon 50 yıldır denendi ve görüldü ki olmuyor. Federasyon bir çıkış kapısı olamaz. Dünya düzeni şu anda güçlü olanın haklı olduğu bir düzen oldu. Aşırı silahlanma var. Kaba kuvvet baş gösterdi. Dünyada bir geriye gidiş var. Uluslararası hukuk denilen şeyi orman kanunlarına çevirdiler. Şu anki düzen en güçlünün istediğini yapması. Bu düzenden siz de isteseniz kendinizi soyutlayamazsınız. Rum tarafı kendi yolunu seçti ve bunun peşinden gidiyor, eğer bu mevcut düzeni ve yerleşen mevcut durumu zorlarsanız 1960’lı yıllara dönersiniz. Şimdiki kuşak gelecek genç kuşakların geleceğini ipotek altına almamalı.  
Soru: KKTC’nin öncelikli sorunları nelerdir?
   Yanıt: İlk sorun siyaset kurumudur. İkinci sorun ise ekonomi ve üçüncüsü de kötü kamu yönetimi. Kamu yönetimi en önemli alan olmalıdır. Çünkü devleti vatandaş orada görür, kamu devletin temsiliyetidir. Ama bizde kötü ve liyakatsız, dağınık bir kamu yönetimi görüntüsü var. Çok kötü ve verimsiz bir kamu söz konusu. Bürokrasimiz ciddi sıkıntı içinde. Ben bugün bir İsmail Bozkurt olarak kamudaki işlerimi halledemiyorsam, sade bir vatandaş nasıl halletsin. Ben yıllardır engelli babası olarak bir mücadele veriyorum ve birçok farklı sorunla yüz yüze geliyorum, diğer vatandaşları düşünemiyorum. Siyaset bu ülkede sorun çözemiyor. Vatandaşın ilgi ve güvenini her geçen gün kaybediyor. Bu ülkede seçimlere katılım %90’lardaydı, son seçimlerde bu oranlar %40’lara kadar düştü. Bu her şeyi özetliyor. Bu çok tehlikeli ve kötü bir durum. Yanlış göç politikaları ve son yaşanan mal, mülk tartışmaları çok önemli ve ciddi sorunlarımızdır.
Yarın: Hakkı Atun

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474