Ömer KADİROĞLU
Ekonomik sorunların çözülmediği gerekçesiyle Pazartesi günü Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB), Kıbrıs Türk İnşaat Taşeronları Birliği (KTİTB) ve Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) büyük bir eyleme hazırlanıyor. “Bıçak kemiğe dayanmıştır” diyen örgüt temsilcileri, her türlü yapıcı yaklaşıma rağmen gelinen noktada hükümetin, çözüm bulma ve ülkeyi yönetmekten uzak olduğunu savundu. On binlerce insanın işsizlik ve açlıkla karşı karşıya olduğunu savunan örgüt temsilcileri, gerek işverenler ve işletmelere gerekse çalışanlara haciz geldiğini söyledi. Hükümete istifa çağrısı yapan örgütler, “Bunu yapmadığınız, memleket meseleleri yerine siyasi geleceğiniz ile ilgilendiğiniz sürece biz sokakta olacağız ve en sert tepkiyi ortaya koyacağız.” dedi… Diyalog’a konuşan KTEZO Başkanı Mahmut Kanber, KTİTB Başkanı Osman Amca ve KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, hükümetin icraatları ve Pazartesi günü başlatacakları büyük eylem ile ilgili açıklamalarda bulundu. Pazartesi günü sabah 09.00’da başlayacak eylemde üyeleri ile birlikte Lefkoşa’da olacaklarını belirten örgüt temsilcileri, “Üyelerimiz ve araçlarımızla hükümete gerekli mesaj verilecektir” dedi.
Örgüt başkanları ne dedi?
Mahmut Kanber (KTEZO Başkanı):
Biz 17 aydır eylem yapıyoruz. Hükümetin performansından memnun değiliz. Son 17 aylık sürede ekonomide büyük kayıplara uğradık. 5 binin üzerinde işletme iflas etti ve kapandı, 50 binin üzerinde çalışan yok ve bu süreçte bankalara olan borçlarımız arttı. Hükümet ile bu konularda yapmış olduğumuz birçok temasta sonuç alamadık ve her seferinde karşımıza konan bahane kaynak eksikliği oldu ve bu da canımıza tak etti.
Geçtiğimiz aylarda “Hükümet bize yüzünü dön” sloganıyla eylem yapmıştık. Gelinen noktada üç örgüt pazartesi günü ortak eylem gerçekleştirecek.
Lefkoşa’da gerçekleştirilecek olan eylemin temel sebepleri; hükümetin bugüne kadar toplumun ihtiyaçlarını görmemesi, bizi yabancı sermayenin önünde rekabet edemeyecek hale getirmesidir.
Bu noktadan sonra da artık kendi kararlarımızı kendimiz üreteceğiz. Demokrasi, özgürlük, istihdam ve ekonomi gibi meselelerin bu ülkede çözülmesi gerekiyor ancak biz bunları çözecek bir hükümet göremiyoruz.
“Ya erken seçim ya da istifa”
Hükümeti ya istifa etmeye ya da erken seçim tarihi belirlemeye davet ediyoruz.
Ülkemizi daha iyi günlere taşıyabilmek adına Pazartesi günü sokakta olacağız.
Esnafın artık gücü kalmadı, elindekini, avucundakini bitirdi, malını mülkünü ipotek etti. Ailesinde varsa emekli maaşlarını ipotek etti ve hiçbir şeyi kalmadı.
Bundan sonraki mücadele artık onur mücadelesidir. Onurumuzla mücadele edip bu sistemi değiştirmek zorundayız. Toplumun tüm kesimleri azınlık hükümetini defalarca istifaya çağırdı.
Ülke böyle kaynarken, bu durumdayken Başbakan Türkiye’de gezintiler yapıyor.
Ekonomi Bakanı 17 ayda bir örnek bir şey ortaya koymadı. Hayat pahalılığı aldı başını gidiyor.
Halkı açlık sınırına getirmek bir başarı değildir. Önce halkın temel ihtiyaçlarını ve öz sorunlarını çözmeleri gerekiyor.
“Halkımızı muhalefete davet ediyoruz”
Bu 17 aylık süreçte hükümetle çoğu kez görüşmeler yaptık. Yaptığımız görüşmelerde bulunduğumuz komisyonlarda hiçbir zaman işin özüne dokunamadık. Komisyonların çoğunda birden çok kamu yöneticisi oluyor ve her seferinde sorunun kaynak sıkıntısı olduğu söylendi. Halkın talepleri yerine daha çok kendi varlıklarını sürdürebilmek için kaynak getirecek işlerin peşinde olduklarını görüyoruz. Tüm bunlar ortadayken halkımızı da toplumsal bir muhalefete davet ediyoruz.
Hükümet içerisinde bulunulan durumdan nasıl çıkılacağı yönünde bir irade göstermemiştir ve popülizm peşindedir.
Bu ülkede hala bugün ülkenin durumu değil de Ulusal Birlik Partisinin iç sorunları konuşuluyorsa bu bir demokrasi değildir.
Hükümet en kısa zamanda halkın anayasal haklarını versin sonra da ya seçime gitsinler ya da istifa etsinler.
Osman Amca (Kıbrıs Türk Taşeronlar Birliği Başkanı):
Sıkıntılar pandemi dönemi öncesinde de yaşanıyordu ve salgın ile birlikte daha da büyüdü.
Hükümet ile uzun süredir diyalog kurmaya çalışıyoruz ancak karşımızda yaşanan sorunlara duyarlı
bir hükümet bulamadık. Özellikle mevcut hükümet hiçbir şey yapmadı. Hükümetin yangın yerine dönen ülkede tek düşündüğü kurultaydır. Kendi iç kurultaylarını bile beceremeyen bir hükümet ile karşı karşıyayız. Mevcut hükümetten artık ülkeye bir fayda beklemek imkânsız hale gelmiştir. Bu yüzden Pazartesi günü itibariyle sokaklarda olacağız.
Özel sektör için yaptıkları tek şey sigorta prim desteği idi, onu da kaldırdılar. Bizler işletmelerimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz ancak hükümet kanadından hiçbir duyarlılık yok.
“40 yılda 40 hükümet kuruldu”
Her konuştuğumuzda ‘paramız yok’ cevabını alıyoruz. Paranız yoksa artık eve gideceksiniz. 47 yıldır bu ülkede minimum 40 hükümet kuruldu ancak hiçbiri de bu ülkede üretime dayalı bir politikaya geçemedi. Yalnızca ben bu koltukta ne kadar daha oturabilirim? Kimleri yanıma toplarsam bu koltukta daha fazla kalabilirim? düşüncesindedirler. Özel sektör o kadar büyük sorunlarla boğuşuyor ki bu sorunları çözecek istikrarlı bir hükümete ihtiyacımız vardır. Kararlı, dik durabilen ve vicdanlı hükümetlere ihtiyacımız vardır.
Erken seçim tarihi belirlenene kadar sokaktayız
Artık bu işe dur demenin zamanı geldi ve Pazartesi günü sokağa iniyoruz. Yaşanan bu sorunlar sadece bizim sorunlarımız değil tüm ülkenin sorunlarıdır. Hükümet seçim tarihini belirleyene kadar sokakta olacağız. Biz bu eylem kararını almamış ve sokağa inmeyecek olsaydık çok kısa bir süre sonra hiç birimizin işi de olmayacak konuşacak durumu da. Bütün duyarlı sivil toplum örgütleri ve halkın da bu eylemde yanımızda olmasını istiyoruz.
Bu yaşanan sıkıntılı süreçte sektördeki üye sayımız 2 bin 100 ancak aktif üye sayımız 600’dür ve aktif 600 üyemiz de can çekişmektedir.
Sektörde yaşanan sıkıntılarla ilgili hükümet kanadı ile görüşmeler yapıyoruz, yaşanan sıkıntıları anlatıyoruz ancak hükümetlerin ömürleri çok kısa olduğu için derdimizi anlatana, karşımızdaki de bizi anlayana kadar hükümet bozuluyor ve yani bir hükümet kuruluyor.
Bu noktada bizler de her seferinde kurulan hükümetlere derdimizi en baştan anlatmaya çalışıyoruz ve bir adım ileriye gidemiyoruz. Biz ne yazık ki adama göre makam var. Makama göre adam görevlendirsinler tüm bu sorunlar ortadan kalkacak. En azından bizim derdimizi anlayacak bir muhatap bulacağız. Halkından kopuk, halktan gelen feryadı duymayan bir hükümet ile karşı karşıyayız.
Cafer Gürcafer (Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı):
Bugüne kadar geçen sürede bizler hep yapıcı yaklaştık. O günden bugüne her noktada ve her yaklaşımda doğrusu ne ise o yaptık. Ancak siyaset kendi içerisinde bulunduğu hastalıktan bir türlü kendisini soyutlayamadı ve kendi sorunlarını öncelikli kıldı.
Hizmet etmesi gereken noktaya hükümet hizmet edemez oldu. Şu anda verimli bir hükümete ihtiyaç duyduğumuz bir süreçten geçiyorken, bunların tam tersi bir hükümet ile karşı karşıyayız.
Erken seçim olmasın, parlamento bu savaştan kendi içinde bu ülkeyi çıkarsın dedik ancak hükümet bu süreyi ülkeyi içerisinde bulunduğu açmazdan çıkarmak yerine kendi geleceğini güvence altına almak için kullandı.
Salgından nasıl çıkar ve ülke ekonomisini nasıl tekrar ayağa kaldırıp halkın ihtiyaçlarını nasıl verebiliriz diye çalışmak yerine bir sonraki seçimi nasıl kazanacaklarının hesabını yaptılar.
Bu ülke yangın yerine döndü ancak her gün ‘kurultay, UBP’nin genel başkanı kim olacak, Türkiye kimi ister kimi istemez’ konularını işittik. Ülke salgınla boğuşuyor ve her gün işsizlik katlanarak artıyor, her gün çocuklarımız göç ediyor.
“Çöküş her geçen gün artıyor”
Şu an için ülkenin enerji dolu bir meclise, yeni bir sinerjiye ve önümüzdeki 4 yıllık sürede ülkeyi ekonomik özgürlüğüne kavuşturup, yaralarını saracak yeni bir hükümete ihtiyacı vardır. Mademki bu mevcut hükümet çalışma yapamıyor o zaman bir an önce seçime gitsinler. Biz derdimize çare olacak, çözüm bulacak bir hükümet istiyoruz.
Şu anda hükümetin var olması ile olmaması arasında bir fark yoktur. Hükümet olmasa da günlük işler zaten dönüyor.
Biz insanımıza istihdam sağlayıp göçü engelleyecek ve pandeminin açtığı yaraları saracak bir hükümet istiyoruz ancak yok. Bu nedenle bir an önce seçime gidilmelidir. Bu geriye gidiş ve dibe çöküş her geçen gün artarak sürüyor.
Şu anda hükümet edenlerin bu ülkeye yapacakları en büyük fayda kurultay ve erken seçim tarihini belirlemek olacaktır. Bu yaşananlara tepki olarak ve sonuna kadar gidebilmek için Pazartesi günü sokaklarda olacağız.
Tüm ülke batacak
İnşaat sektörü pandemi sürecini olabildiğince omuzladı ve götürdü. Eğer piyasada biraz para döndüyse ve devlet gelirlerinde bir akış olduysa bu inşaat sektörü sayesinde oldu. 2022 yılında eğer tüm sektörleri ayağa kaldıracak bir çalışma ortaya konmazsa bu ülke bir ucundan öbür ucuna kadar batacak. 2022 yılına da kendi menfaatlerini düşünen siyasiler bu ülkenin başında olursa tamamen ülke battı demektir. Pazartesi günü yapacağımız eylem bugüne kadar yapılmış eylemler arasında en büyüğü olacaktır.
Bu eylem ülke sorunlarına yönelik yapılacaktır, bu nedenle halkımızdan duyarlılık ve destek bekliyoruz.