Çiğdem AYDIN
KKTC’de tüketilen sebze ve meyvelerin yeterince denetlenmediğini, gıdaların güvenli olmadığını düşünen vatandaşlar, hükümetin gıda güveliği ile ilgili kayıtsız kaldığını savunuyor. Vatandaşlar, özellikle açık pazarlarda ve marketlerde satışa sunulan tüm meyve ve sebzelerin üzerinde kontrollerinin yapıldığına dair etiket bulunması gerektiğini belirtiyor.
Hüseyin Çoli: Hastalıklar artıyor
“Kesinlikle gıdaların güvenli olduğunu düşünmüyorum. Devlet kontrol altında tutamıyor. Bu konuda kesinlikle zafiyet içindeyiz. Özellikle sebze ve meyvelerden sıklıkla numune alınarak tahlil yapılmalı. Biz alışveriş yapıyoruz ama mecburen. Meyve yeme, sebze yeme, ekmek yeme ne yiyerek hayatta kalacağız. Hergün hastalıklar artıyor”
Ahmet Aktaş: Ürünlerde etiket olmalı
“Yapılan denetimlerin kesinlikle yetersiz olduğunu düşünüyorum. Çıkıp denetim yapılıyor diyorlar bir hafta geçmeden zehirli olduğu söylenen meyveler gazetelere konu oluyor . Yaklalananlar tamam ama ya yakalanmayanlar. Kimse rant peşinde koşmasın. Artık halkın sağlığı birinci önceliği olmalı hükümetlerin. Seralarda çıkan ürünleri almaya çalışıyorum en azından daha konrollü olduğuna inanmak istiyorum. Örneğin ithal gıda ürünlerinde bir etiket olmalı. Devlet labaratuvarının denetiminden geçmiştir diye mühürlü bir etiket basmak bu kadar zor mu? Yoksa labaratuvar denetiminden geçmiyor mu bu kadar ürün?”
Kemal Çelik: Allaha emanet yaşıyoruz
“Tükettiğimiz sebze ve meyvelere kesinlikle güvenmiyorum. Denetim denen şey yok. Sebze ve meyveler lağım sularıyla mı sulanır, ne kadar zirai ilaç kullanılır bunları belirten bir etiket yok. Allaha emanet yaşıyoruz. Bizde tüketiciler de bilinçsiz, yeteri kadar tepki göstermiyoruz. Ben şahsen bir üreticiyi lağım suyu kullandığı için şikayet ettim. Çevre dairesi iki hafta sonra geldi ceza da yazmadı uyarı yazısı verdi gitti. İşte bizim hükümetlerin halkın sağlığını ne kadar düşündüğünün göstergesi budur. Halk ihbarda bulunuyor, adamlar geç geliyor, tesbit ediyor ama ceza yok uyarı var.”
Osman Yörün: Üreticiler de bilinçsiz
“Ne sebze, ne meyve ne de gıdaların güvenilir olduğuna inanmıyorum. Hep ilaç, üreticiler bilinçsiz. Kim neye ne kadar ilaç koyması gerektiğini bilmiyor. Halka sağlıklı gıda sunmak değil amaç, ben üreteyim çabuk büyüsün olgunlaşsın piyasaya ne kadar erken sürersem o kadar çabuk kazanırım mantığı ile hareket edildiği sürece biz zehirlenmeye devam edeceğiz.”
Mehmet Sancak: Beslenirken korkuyoruz
“Sebze ve meyvelerin üzerinde nerede üretildiği ve denetlendiği ile ilgili hiç bir uyarı yok. Her birinin üzerinde olmaya bilir ama en azından market raflarına döküldükleri yerlerde fiyat yapıştırılıyor hemen yanına da Devlet Labaratuvarında denetlenmiştir diye mühürlü bir kağıt olsa tüketici kendini daha fazla güvende hisseder. Bizim hükümetlerde halkın kendini güvende hissedebilmesi için bir çaba yok. Dolayısıyla güvensiz, beslenirken korkan ve mutsuz bir tolum olduk.”
Mustafa Özgüler: sebzelerin nereden geldiği belirtilmeli
“Kendimi bir tüketici olarak hiç güvende hissetmiyorum. Ama mecbur alışveriş yapıyoruz tabi. Genellikle patates, soğan, domates, salatalık alıyorum. Meyvelerden mümkün olduğu kadar uzak duruyorum. Biz öyle bir toplum olduk ki artık hiçbir şeye güvenemiyoruz. Bunun nedeni de hükümetlerimizdir. Denetim yok hiç alanda ne yazık ki. Bakın o kadar meyve, sebze var hiç birinin üzerinde hangi ülkeden geldi, nerede üretildi, denetimden geçti mi gibi bilgiler yok. Böyle şeyler basittir, bir sistem kuramadılar 40 yıldır bu ülkede. Bir de Avrupa ülkesi olmaya çalışırız. Bize Avrupalı olmak da zor.”
Eral Reis: Ülkede başıboşluk var
“Kesinlikle tükettiğim hiç bir sebze ve meyvenin güvenilir olduğunu düşünmüyorum. Ülkede bir başı boşluk var. Herkes istediğini yapıyor. Kaçak seralar, üretici olmayan üreticiler, ne doğru dürüst modern bir mezbahamız var ne de sebze meyvelerin denetimlerinin yapılabildiği düzgün bir depo. Sokmayacaksın ülkeye her gelen ürünü, bir depon olacak tutacaksın orada numuneler incelenecek öyle süreceksin piyasaya..Biz ne üreticiyi ne tüketiciyi düşünen bir hükümet kurduramadık.”
Sellahadin Göksoy: İnsanlar kanser oluyor sorgulayan yok
“Yeteri kadar denetim yapılmıyor. İnsanlar kanser oluyor sorgulayan yok. Tutturdular bir genetik diye gidiyorlar yeme içmeden kanser oluyoruz farkında değiller. Ben geçen yıl eve salatalık aldım, bir kilo kadar. Götürdüm buzdolabına koydum. Modabet Salatalıklar durduğu yerde üç günde büyüdü. Neyine güveneyim. Ben o kadar alışveriş yaparım hiç zabıtaların baskın yaptığına rastlamadım. Gazetelerde de görmedim. Ben elimden geldiği kadar kendi kendime bahçe yaptım. Marul, domates, salatalık, maydonoz kendim üretiyorum en azından çocuklar için.”
Güncelleme Tarihi: 28 Ocak 2014, 04:29