Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Diyalog TV yayınlarının RTÜK kararı ile uydudan engellenmesini eleştirdi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Akıncı, “Bundan sonraki süreçte Türkiye kurumları ile her düzeyde çok daha sağlıklı ilişkilerin kurulması, bu ilişkilerin yeniden tanımlanması ve bunun açık yüreklilikle yapılması zorunludur” ifadelerini kullandı.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Akıncı şunları kaydetti:
“Diyalog TV yayınlarının RTÜK kararı ile uydudan engellenmesi hepimizi bir kez daha düşündürmelidir:
1- Medya ortamlarında özellikle son dönemlerde en ağır ve düzeysiz saldırılara hedef yapılan kişi herhalde benden başkası değildir. Söz konusu kanal ve engellemeye neden olduğu söylenen kişinin bana yönelik eleştirel söylemleri de herkesçe bilinmektedir.
2- Ancak bu durum demokrasi ve ifade özgürlüğünün temel ilkelerinden sapmamızı gerektirmez. Eğer gerçekten hakaret söz konusu ise elbette bu onaylanamaz; ne var ki bir programda birisinin sarf ettiği söz, bir kanalın tümüyle uydudan engellenmesi sonucunu doğurmamalı.
3- Bu konu bizdeki Yüksek Yayın Kurulunun konumunu; bu kurulun RTÜK ile olan ilişkilerini yeniden düşünmemizin gerekliliğini de ortaya koymaktadır.
4- Bundan sonraki süreçte Türkiye kurumları ile her düzeyde çok daha sağlıklı ilişkilerin kurulması, bu ilişkilerin yeniden tanımlanması ve bunun açık yüreklilikle yapılması zorunludur. Bu yaşamsal konu, "Türkiye düşmanlığı" yakıştırmasının ardına saklanarak geçiştirilmemelidir.”
Mustafa Akıncı’nın yanı sıra birçok parti, kurum kuruluş ve sivil toplum örgütü de kapatma kararına tepki gösterdi.
Tepkilerde şunlar belirtildi:
Ne dediler?
Tufan Erhürman(CTP Genel Başkanı):
Diyalog TV'de yayımlanan programı izlemedim. Sevgili Aytuğ Türkkan'a gerekçeli karar geldi mi diye sordum. Gelmemiş, dolayısıyla okuma şansım da olmadı. Bir programda söylenen bir söz "hakaret" ya da "kişilik haklarına saldırı" niteliğindeyse bunun elbette bir yaptırımı olabilir ama bu yaptırım bir yayın kuruluşunun yayının tamamen durdurulması sonucunu doğuruyorsa, basın özgürlüğü açısından bunu kabul etmek mümkün değildir.
Erhan Arıklı(YDP Genel Başkanı):
Bir kişiyi veya bir programı cezalandırmak için bir TV kanalını süresiz kapatmak, demokrasiye vurulan en büyük darbelerden biridir. Besim Tibuk'un o programdaki sözlerini tasvip etmek mümkün değil.
Ama koca bir yayın kuruluşunun suçu ne?
Umarım bu yanlıştan en kısa sürede dönülür.
Serdar Denktaş: (Milletvekili):
Besim Tibuk'u seversiniz sevmezsiniz. Hele bu aralar kızgınsınız değilsiniz fark etmez. Dialog TV programcıları ile çok iyi geçindiğimde söylenemez. Ancak kapatma nedeni olan programı bu olaydan sonra baştan sona izledim. Söylenenlere katılmak veya katılmamak bakış açınıza göre değişebilir ancak uydudan çıkartma nedeni olabilecek herhangi bir söylem bulamazsınız.. Alaycılık, küçümseme, hakaret ve hatta gerçek dışı bilgi ile karşılaşabileceğiniz o kadar program var ki ülke televizyonlarımızda bu program çok masum kalır.
Ve üstelik diğer basın kuruluşlarından bu konuda bir ses çıkmaması ilginç.
Sus...sen sustukça sıra diğerine gelecek!!!
Halil Hızal (TDP Genel Sekreteri):
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Halil Hızal, 2013 yılından itibaren yayında olan Diyalog TV’nin uydu yayınlarının, Türkiye Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun kararı ile durdurulmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Hızal yazılı açıklamasında, Diyalog TV’nin medya alanında yerinin, yayın politikasının, duruşunun eleştirilebileceğini, beğenilmeyebileceğini ancak Türkiye’deki bir kurul tarafından kapatılmasının kimse tarafından kabul edilemeyeceğini belirtti.
“Çok seslilik, ifade özgürlüğü asla kısıtlanmamalı” diyen Hızal, “Bağımlılık artıkça bu tür (olumsuz) gelişmeler de maalesef artar ve bu da en çok ‘bağımsızlık’ olgusunu hem zedeler, hem de sorgulatır” dedi.
Mehmet Davulcu (TKP Genel Başkan Yardımcısı):
Bu da ne böyle! Ne dünya görüşüne ne de kendi kanalında yaptığı konuşmalardaki fikirlerine katılırım. Bu yüzden o 'nu dinlemem bile. Özellikle Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile ilgili olarak söylediği sözler nedeniyle tepki duyduğum birisidir. Ancak, ifade özgürlüğüne sınırlama getirilmesine karşıyım. RTÜK'ün Diyalog TV ile ilgili aldığı kararı protesto ederim. Şunu da belirtmeliyim ki, Kıbrıs'tan yayın yapan bir televizyona RTÜK'ün müdahale etme hakkı yoktur. Olmamalıdır. Türkiye'deki baskıcı ve anti demokratik rejimin açıktan Kıbrıs'a yayılmasına da karşıyım.
Bu dış karışmadır ve kabul edilemez. Basın özgür olmalıdır. Burası Kıbrıs'tır. TC'nin müdahale hakkı yoktur. Olmamalıdır. TC hükümetinin müdahalesini şiddetle kınar, KKTC hükümetini gereğini yapmak üzere göreve davet ederim.
Bu dış müdahale karşısında sessiz kalarak onay verir durumda olan Yayın Yüksek Kurulu'nun tümüyle istifasını talep ederim.
Doğuş Derya( CTP Milletvekili):
Bu ülkede yapılan bir yayının içeriği ancak bu ülkenin kurumlarınca denetlenebilir. Ortada “suç” teşkil ettiği iddia edilen bir durum varsa mahkemeye gidilir. Bir başka devletin bu ülkenin televizyonlarına ya da gazetelerine müdahale hakkı olmadığı gibi, keyfi bir şekilde yayın kesmek yasal da değildir. İfade özgürlüğü, fikir özgürlüğü ve en önemlisi basın özgürlüğü, demokrasiden asla vazgeçmeyen Kıbrıs için çok kıymetlidir. Yayınlarını beğenirsiniz beğenmezsiniz, Diyalog TV’ye yapılan muamele, ülkemizdeki basın ve ifade özgürlüğüne açık bir müdahaledir. Kabul etmemiz de mümkün değildir.Mehmet Harmancı: (LTB Başkanı):
Düşünce özgürlüğü Afrika gazetesi için de Diyalog TV için de gerekli, ifade özgürlüğü parası olana da lazım cebinde 5 kuruş olmayana da.
Gidişat iyi değil uzun zamandır, bu toplum ve bu ülke katılmasa da herkesin özgürce fikrini söyleyebilmesi gerektiğine inanıyor ve bu ülke kendi özgürlüğünü ve değerlerini korumak zorunda.
Diyalog TV’ye uygulanan haksız ceza uygulamasına herkesin karşı çıkması gerekiyor.
Her iki konuyu ayrı tutarak belirtmeliyim ki elbette kanal sahibinin oğluna uygulanan karantina kıyağını da sorumlular gereğini yapana kadar kıyasıya eleştirmeli ve eleştirebilmeliyiz...