banner564

Hedefi cafe açmak

Kıbrıs tatlarını İstanbul’da tanıtan Murat Apel, işini büyütmek için destek bekliyor

Hedefi cafe açmak
banner598
HK Ajans
Kıbrıs tatlarını İstanbul’da tanıtan Murat Apel, işini büyütmek için destek beklediğini söyledi. HK Ajansa konuşan Murat Apel, 1993 yılından bu yana İstanbul’da yaşadığını ifade etti. Muhasebecilik işine noktayı koyduktan sonra kendini mutfak işlerine veren Apel, bu işi başarı ile gerçekleştiriyor. İstanbul’da Kıbrıslı İş Adamları ve Profesyoneller Derneği’nin toplantısında  Apel, günün tüm yemeklerini misafirlerin tadımına sundu. Çeşit çeşit Kıbrıs tatlarının sofraları süslediği günde Murat Apel de tam not almayı başardı. İstanbul’da Kıbrıs tatlarını sunacağı bir cafe açmayı da önüne hedef olarak koyan Apel, KKTC hükümetinden de bu konuda destek bekliyor. Murat Apel HK Ajansın sorularına şu şekilde yanıt verdi:


SORU: Kamuoyunun sizi daha yakından tanıması için bize kendinizden bahsedermisiniz?
Apel: 1962 Lefkoşa doğumluyum. Dört kardeşiz ben 3 numarayım 2 numara olan ablamı 2009 yılında ülkemizin kabusu olan meme kanserinden kaybettik. 1980 yılında Haydarpaşa Ticaret Lisesi’nden mezun olduğumda, o yıllarda Türkiye çok karışık bir dönemden geçtiğinden üniversiteye gidemedim ve askerlik görevimi bitirdikten sonra Kıbrıs Kredi Bankası’nda çalışma hayatıma başladım. Oradan da Everest Bank’a geçtim. Halen İstanbul’da yaşıyorum ve AÜ İşletme Fakültesi son sınıf öğrencisiyim.

SORU: Neden yurt dışında yaşamayı seçtiniz ?
Apel: 1993 yılında merkezi İstanbul’da bulunan Everest Bank’ta çalışırken, aynı gruba ait İstanbul’da faaliyet gösteren Pasifik Factoring firmasında çalışmak için İstanbul a taşındım. 1994 yılındaki krizle birlikte çok sancılı geçen bir süreç sonucunda holding kapandı. Bir seçim yapmak zorundaydım ve İstanbul’da yaşamaya devam etmeye karar verdim.

Soru: Kaç yıldır yurt dışında yaşıyorsunuz ve bugüne kadar ne gibi işlerde çalıştınız ?
Apel: 25’ inci yılıma giriyorum. Bankacılık sektöründen ayrıldıktan sonra merkezi Londra’da olan bir firmada uzun yıllar muhasebe müdürü olarak çalıştıktan sonra hep hayalim olan ve İstanbul’da olmayan “Gancelli” adında bir Kıbrıs restoranı açtım. Restoran işi çok zor bir iş. İstanbul’da çok daha da zor ve 2 yıl sürdürebildim. Daha fazla direnebilmek için ekonomik güce sahip diğildim. Kapatmak zorunda kaldım ama ben başardığıma inanıyorum. Bu sayede burada yaşayan yüzlerce Kıbrıslıya ulaşma şansım oldu ve birçoğu ile halen irtibat halindeyim. Restoran kapandıktan sonra, bir Fransız Reklam şirketinde iki yıl öncesine kadar finans müdürü olarak çalışmaya başladım. Firma sahibi şirketi kapatıp ülkesine geri dönme kararı alınca onlarca insanla birlikte işsiz kaldım. Bu süreç içerisinde emekli olduğumdan tekrardan bu şekilde tam zamanlı bir çalışma hayatına dönmek istemediğime karar verdim.

Soru: Bugün İstanbul’da Kıbrıs yemeklerini tanıtmaya çalışıyorsunuz bu sektöre girmek nereden aklınıza geldi?
Apel: Ülkenizden uzakta yaşadığınız zaman kendi tatlarınızı hep özler ve vazgeçemezsiniz. Kıbrıs’tan dönüşlerimizde bavullarımız burada bulamayacağımız gıda ürünleriyle dolu oluyor. Kıbrıs yemeklerini zaten hep yapıyordum. Bir gün arkadaşlarla konuşurken “niye bu işe girmiyorsun” gibi bir fikir ortaya atılınca, bu sektöre girmeye karar verdim. Tek sermayem yüreğim ve Kıbrıs sevdam.

Soru: İstanbul’da Kıbrıs yemeklerine olan ilgi nasıl? Daha çok hangi kesimler ilgi gösteriyor?
Apel: Kıbrıslı arkadaşlar çok ilgi gösteriyor doğal olarak. Bazı tatlarımıza mesafeli olsalarda, Türkiyeli dostlarımız da çok sevmeye başladılar. Zaman gerektiren bir iş ama bunu başaracağıma inanıyorum. Çok güzel tatlarımız var ve ben bunları yapmaktan (yaymaktan ve en önemlisi unutulmaması, gelecek nesillere taşınabilmesi) büyük bir keyif alıyorum. 

Soru: Kıbrıs’a özgü yemekleri siz mi yapıyorsunuz yoksa, destek aldığınız kişiler var mı ?
Apel: Bu işe çok samimi Kıbrıslı bir arkadaşımın oğlu ile birlikte giriştik. Yapım aşamasında bana çok desteği var ama ben yapıyorum.  Sonuçta bu benim mesleğim değil. Takıldığım veya  yeni yapmak istediğim bişey konusunda Kıbrıs ta yaşayan ailem olsun, arkadaşlarım olsun, onlardan tarifler alıyor, ayrıntılarını öğreniyorum.

Soru: İlerleyen dönemlerde bir restorant açmayı düşünüyor musunuz?
Apel: İstanbul’da hayır. Restoran değil de, küçük cafe tarzı, tamamen Kıbrıs ürünlerinin yer aldığı bir yer açmak istiyorum. KKTC hükümetinden böyle bir destek alabilirsem, bu süreci hızlandırır.

Soru: Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da çok geniş bir kitleye Kıbrıs yemekleri yaptığınızı biliyoruz. Bu etkinlikten size geri dönüş nasıldı? Ne gibi tepkiler aldınız?
Apel: Evet, bu benim ilk bu kadar geniş kitleye yaptığım bir deneyimdi. Ama tesadüfen İstanbul’da bulunan benim nerdeyse 40 yıllık dostum olan Nazan Basri arkadaşımın desteği olmasaydı, tek başıma başaramazdım. Doğal olarak bu kadar geniş bir topluluğa yapılması söz konusu olunca, ekip olmak zorunda oluyorsunuz. İş ortağım Selçuk Sömek ve Nazan Basri ile birlikte bir ekip olduk. Çok heyecanlıydık. “Acaba bu işin altından kalkabilecek miyik” diye endişeleniyorduk. Bizzat orada oluşumuzdan anında tepkileri görme şansımız oldu. Herkes çok mutlu olmuştu, çok beğenilmişti. Daha sonrasında da, bizzat telefonla arayan, mesaj gönderen, sosyal medya üzerinden gelen olumlu tepkiler bizi çok mutlu etti. Başarmıştık. Bunun parayla karşılığı yok.

Soru: Önümüzdeki yıllarda Kıbrıs’a kesin dönüş yapmayı düşünüyor musunuz ?
Apel: Kıbrıs benim evim, anavatanım. Geri dönüş fikri zaten hep var ama ne zaman olur, hiç bilemiyorum.

Soru: Son olarak neler eklemek istersiniz ?
Apel: 12 yaşımdan İstanbul’a yerleşene kadar Kıbrıs Halk Dansları ile uğraştım. Kıbrıs’ı yurt dışında hatta ilk Dijon Dünya Folklor Olimpiyatları’nda temsil etme şansını yakalayanlardan biriyim. Şimdi de İstanbul’da tatlarımızı tanıtmakla ülkeme olan borcumu ödemeye çalışıyorum.

Güncelleme Tarihi: 12 Kasım 2017, 12:42
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474