UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin icraatlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Ülke yangın yerine dönmüş, hükümet her adımında bu yangını körüklemektedir. Halkımızın başı belada. Öncelikli gündem bu beladan kurtulmaktır” ifadelerine yer veren Özgürgün, son günlerde ülkede bilinçli olarak yeni hükümet oluşumu üzerinde senaryolar üretilmekte olduğu konusuna dikkat çekti.
“Önce hükümetten kurtulmalı”
Üretilen senaryolarda suni gündem yaratılmaya çalışıldığı ve bu senaryolarda ‘UBP adının yer aldığı hükümet formüllerinin tartışıldığını ifade eden Hüseyin Özgürgün, oysa ülkenin öncelikli konusunun; “becerikisz” hükümetten kurtulmak olduğunu ifade etti.
CTP/BG-DP/UG Hükümeti görevde olduğu sürece UBP’nin ana muhalefet görevini sürdürme ötesinde adım atmayacağını ifade eden Özgürgün, ancak hükümetin almakta olduğu kararların ülkede çatışma kültürünü her geçen gün körüklediğini ve halka reva görülen eziyeti artırdığını iddia etti.
“Feryatlara kulak tıkanıyor”
“İnsafsız zamlar altında ezilen sektörlerin feryatlarına kulak tıkayanlar, Parti MYK kararlarını, hükümet icraatı olarak görenler, insanlarımızı gülünç gerekçelerle sokağa atmakta, ekmeğiyle oynamakta ısrar etmektedirler” diyen UBP Genel Başkanı Özgürgün, kamudaki geçici çalışanların işlerine son verme girişimlerinin ardından, Kooperatif Merkez Bankası çalışanlarının işten atılması ve son olarak Vakıflar Bankası’nda 24 çalışanın işten durdurulacak olmasının kabul edilemeyecğini söyledi.
24 insan açlığa terkedildi
Özgürgün açıklamasında işten durdurulma olaylarıyla ilgili olarak şu görüşlere yer verdi:
“Kamuda çalışan 366 geçici çalışanın işine son verme girişimlerinin ardından, Kooperatif Merkez Bankası’nda çalışan insanlarımız işinden edilmiş, şimdi de Vakıflar Bankası’nda, hem de aralarında kadrolu personelin de bulunduğu 24 insanımız açlığa terk edilmiştir. Suçları sadece UBP döneminde işe alınmak olan bu insanlarımızı, sadist bir anlayışla kapı önüne koyanları, Bayrak Radyo Televizyon Kurumu çalışanlarının 30 yıldan bu yana yasayla kazandıkları toplu sözleşme haklarına saldıranları, ülkenin dört bir yanından yükselen feryatlara kulak tıkayanları tarih affetmeyecek, halkımız asla unutmayacaktır. “Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner” atasözünü de bugün bu ülkeyi yönetenler unutmamalıdır.”