Raif DOĞRU
Türkiye ve KKTC’nin uyarılarını ciddiye almayan Rum Yönetimi’nin, 11’inci parselde doğal gaz sondaj çalışmalarını TOTAL şirketi ile 2017 yılının Nisan ayında başlatma kararı alması, karşı adımların kuzeyde atılmasını gündeme getirdi.
Diyalog muhabirinin ‘Güvenilir bir kaynaktan’ elde ettiği bilgilere göre; KKTC ile Türkiye arasında imzalanacak olan ‘Gaz, petrol, yenilenebilir enerji’ anlaşması sonrasında, Güzelyurt-Akdeniz arasındaki bölgede sondaj çalışmaları başlatılacak. Heefin 2017 başlarında bu çalışmaları başlatmak olduğunu belirten söz konusu kaynak, 2012 yılında yapılan sondaj çalışmaları sırasında Sınır Üstü bölgesinde hem gaz, hem de petrole ilişkin emarelerin bulunduğunu ifade etti.
Doğal gaz, petrol ve elektrik çalışmalarının Türkiye ile birlikte değerlendirildiği belirtilirken, çalışmaların en erken zamanda başlatılması yönünde ortak görüş bulunduğu kaydedildi.
Sözleşmeler geçerli
KKTC’nin, daha önce Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı ile uzun vadeli sözleşme yapmığını anımsatan KKTC’li kaynak “Son toplantıda kaldığımız yerden devam edilmesi konusunda görüş birliğine varılmıştı. Rumlar, Münhasır Ekonomik Bölge diyerek sondaj çalışmalarını genişletirken, bizler de toprağımızda ne olduğunu araştırıp, ne çıkacağını bilmeliyiz”dedi.
KKTC’de mevcut elektrik santrallerinin çevre ve maliyet açısından yarattığı olumsuzluklara dikkat çeken KKTC’li kaynak, “hedef Türkiye’ye enterkonnekte olup, bu şekilde küresel sistemin içine girmektir”dedi.
Mevcut santrallerin Fuel Oil ile üretim yapması nedeniyle çok ciddi hava kirliliğinin oluştuğunu anımsatan KKTC’li kaynak, Elektrik Mühendisleri Odası’nın verdiği bilgiye göre tüketilen her ton fuel oil sayesinde 40 dolarlık çevre kirliliği yaratıldığını vurguladı.
Elektrikte en önemli mesaj ise şu şekilde özetlendi:
“Elektrikle Türkiye’ye enterkonnekte oluyoruz ve daha ucuza mal ediyoruz. Arz güvenliği sağlıyoruz.Sürdürülebilir bir modele dayanmış oluyoruz. Ama bunlar kadar öenmlisi Türkiye’ye enterkonnekte olarak küresel sistemin içine de girmiş oluyoruz.”
Total hazır
Bu arada Fransız Total şirketinin, Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi- MEB” içerisindeki 11 numaralı parselde bulunan “Onisiforos” hedefinde, hidrokarbon yatağı bulma olasılığının yüzde 25 olduğu ifade edildi.
Bu çeşit operasyonlarla ilgili olasılık ölçeği temelinde, bunun yatakla ilgili cesaret verici bir oran olduğunu yazan Fileleftheros gazetesi, Total şirketinin Güney Kıbrıs’taki yan şirketi olan Total E&P Cyprus B.V’nin Genel Müdürü Yves Grosjean’in, şirketin ilk sondajı 2017 yılının Nisan ayında yapmayı planladığını teyit ettiğini aktardı.
Grosjean’in, Total şirketi ile EDT Offshore şirketi arasında, geçtiğimiz gün gerçekleştirilen imza töreninde konuştuğunu kaydeden gazete, elde ettiği bilgilere dayanarak, iki şirket arasındaki anlaşmanın 2017–2018 yılları arasında Total tarafından toplam dört sondaj yapılmasını öngördüğünü belirtti.
Gazeteye göre hedefin, 2017 yılının Nisan ayında sondajın başlaması olduğunu dile getiren Grosjean, Mısır’ın MEB’inde bulunan “Zohr” yatağının morfolojisinin 11 numaralı parsele kadar uzanmasından ötürü, burada da doğal gaz bulunması şansı olduğuna inandıklarını ifade etti.
Gazeteye göre Grosjean konuşmasında, her şeyin olumlu seyretmesi durumunda, (doğal gazın) değerlendirilmesine ilişkin seçeneklerin çok olduğunu ve bunun yatağın büyüklüğü ile çeşidine bağlı olacağını söyledi.
Süre uzun maliyet yüksek
Tespit edilecek olan miktarların çok fazla olması durumunda, doğal gaz sıvılaştırma terminali meydana getirilmesi olanaklarının açık olduğunu da ifade eden Grosjean, doğal gaz yatağının yüzeye çıkması ve değerlendirilmesi için 5–10 yıllık bir süre ile 5–10 milyar Euro’luk bir maliyete ihtiyaç duyulacağının hesaplandığını sözlerine ekledi.
Haravgi gazetesi ise “Total Doğal Gazın Sıvılaştırılmasına İlişkin Planlamaya İşaret Ediyor” başlıklı haberinde, Total şirketinin Güney Kıbrıs’taki yan şirketi olan Total E&P Cyprus B.V’nin Genel Müdürü Yves Grosjean’in imza töreninde yaptığı konuşmada “özellikle yapılacak olan keşfin çok büyük olması durumunda, Kıbrıs’ta bir sıvılaştırılmış doğal gaz planı ayrıca bir seçenek olabilir. Bu ülkenizi bölgesel merkez haline getirecek” mesajı verdiğini aktardı.
Böyle bir planlamanın milyarlarca Euro’luk yatırım yapılmasını gerektirdiğini ve özellikle de Avrupa’daki sıvılaştırılmış doğal gaz piyasalarında rekabetçi olması gerektiğini ifade eden Grosjean, Total şirketinin, bu çeşit projelerdeki en büyük yatırımcılardan olduğuna işaret etti.
Mısır MEB’inde bulunan Zohr yatağının doğal gaz alanının değil, fakat morfolojisinin 11 numaralı parsele kadar uzanmakta olduğunu söyleyen Grosjean, 11 numaralı parselde, doğal gaz içerebilecek olan bazı jeolojik yapılar tespit ettiklerini dile getirdi.
Güncelleme Tarihi: 09 Ekim 2016, 09:49