Deneyimli avukat Ahmet Said Sayın, Zorlu Töre’nin Meclis Başkanlığı seçiminin galibi olduğunu söyledi. Sayın, Meclis Başkanı ve Meclis Başkan Yardımcısı seçimiyle ilgili bilgiler aktararak, şunları söyledi:
“Kısmen Anayasa ve esasta meclis iç tüzüğü isimli mevzuat, meclisin çalışma usullerini düzenlemektedir.
Meclis’in çalışabilmesi için anayasa “meclis başkanlık divanı” oluşumunu öngörmüştür. Anayasa koyucunun cümleleri ile gidecek olursak;
Meclisi Başkanlık Divanı, milletvekilleri arasından seçilen bir Meclis Başkanı, bir Meclis Başkan Yardımcısı, yeterli sayıda Katip ve İdare Amirinden oluşur. Cumhuriyet Meclisi Başkanlık Divanı, bir kurul olarak çalışır ve Meclisteki grupların sayılarıyla orantılı olarak oluşturulur.
Meclis Başkanı ve Meclis Başkan Yardımcısı seçimi, bir yasama döneminde iki kez yapılır. İlk devre için seçilenlerin görev süresi üç, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi ise iki yıldır.
Meclis Başkanı ve Meclis Başkan Yardımcısı seçimi gizli oyla yapılır. İlk dört oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır.
Dördüncü oylamada da salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için beşinci oylama yapılır. Beşinci oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.
Anayasa koyucunun, Meclis Başkanı ve Başkan Yardımcısının seçiminin 4 turla salt çoğunluk, yani 26 oy ile seçimin tamamlanmasını öngörmüş olması, bir aday üstünde uzlaşıyı en kısa zamanda sağlamak ve meclisin çalışmasını sağlamaktır.
Aynı anayasa koyucu, doğması muhtemel bir krizi önlemek adına, dört turda seçimin tamamlanmaması halinde, bir sigorta, bir tedbir olarak, 5. turun yapılmasını ve artık seçimin tamamlanmasını da aynı madde altında öngörmüş ve başkanlık divanının oluşumunu sağlamak istemiştir.”
Krizleri önlemek için önlem alındı
“Unutmamak gerekir ki, 1985 tarihli KKTC Anayasasının esas metnini kaleme alan Türkiyeli anayasa hukukçusu Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı, Türkiye’de 12 Eylül 1980 gerici darbesine yol açan sürecin bir sebebinin de Türkiye’de kilitlenen cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu biliyordu.
Kanımca, 1985 tarihli anayasamızın kaleme alındığı yakın dönemde de böyle bir etkinin yazım sürecine yansımış olması çok yüksek bir olasılıktır. Kısacası Prof. Aldıkaçtı, böyle bir kilitlenmenin yeni kurulan bir devletin anayasasında yer almasını istemiyordu. Ayrıca anayasalarda bu tip emniyet sigortalarının olması doğaldır. Bizim anayasamıza göre Cumhurbaşkanlığı seçimi halkoylaması ile yapılsa da meclis başkanı, meclisin kendi içinde yapılan bir seçimle belirlenmektedir. Gördüğümüz üzere de bu seçimler, özellikle son yıllarda krizlere yol açmaktadır. Bunun nedeni maalesef siyasi hesaplaşmalar ve toplumun adeta DNA’sına işlemiş olan “adam yeme hırsıdır.”
Tüzün neyi öngörüyor
“Meclis iç tüzüğü de, anayasaya paralel olarak, başkanlık divanı seçimlerine yönelik daha da aydınlatıcı bir yol izlemiştir. Tüzüğün gösterdiği yol şu şekildedir:
Başkan ve Başkan Yardımcısı seçimi, ayrı ayrı, eş zamanlı seçimle ve gizli oyla yapılır. İlk dört oylamada, üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. (Yani 26 Oy) Çekimser oylar oylamada dikkate alınmaz.
Dördüncü oylamada da salt çoğunluk sağlanamazsa bu oylamada en çok oy alan iki Meclis Başkanı adayı için beşinci kez oylama yapılır.
Beşinci oylamada en fazla oy alan Meclis Başkanı olarak seçilmiş olur.
Adayın tek olması halinde de yukarıdaki kurallar uygulanır.
Tüm bunlar meclis iç tüzüğünün 10. maddesinde yazmaktadır. Hukukçu meslektaşlar ve siyasetçiler bunları bulup okumakta zorlanmayacaklardır.”
“Hükmen” kazandı
“Bir de şunu belirtmek gerekir: 5. Turda yapılan son oylama; “En fazla oyu alan” aday demektedir. Yani kaç aday varsa onların arasında en fazla oy alan aday demektir. Devamında tüzük, tek aday olması halinde, aynı kuralların geçerli olacağını öngörmektedir.
Bunun da sebebi ise, seçimlerde oluşabilecek tıkanıklığın giderilmesi isteğidir. Yoksa bu seçimler yıllarca gider ve meclis de toplanamaz. Zaten hali hazırda verimsizdir, böyle bir tıkanmayla bir o kadar verimsiz hale gelir.
Somut olayda Zorlu Töre’ye 25 ret çıkmış ancak, tek aday olduğu için seçimin teknik anlamda galibidir. Kısacası seçimi teknik olarak “hükmen” kazanmış sayılmalıdır. “
Kamuoyu da dahil meclisin yarısından fazlasının istemediği / reddettiği bir adamı sen meclis başkanı ilan ettin.Çok yazık..Sen hukuk fakültesine bir daha kayıt yaptır be arkadaş çünkü bu okulu bir daha okuman lazım...