Sonuç CEVİZCİ
Kıbrıs’ın en kurak bölgesi olan Mesarya’nın tarihi köylerinden Gaziköy’de susuzluk çeken vatandaşlar, bu soruna bir çözüm bulunmasını istiyor.
Adeta çölde yaşadıklarını söyleyen Gaziköy sakinleri, Türkiye’den gelen sudan çiftçi ve hayvancının yararlanabilmesi için fiyatların indirilmesini talep ediyor.
Diyalog Tv’nin izlenme rekorları kıran Halk Meclisi programına katılan Gaziköy sakinlerinin beklentisi, bağlı bulundukları Değirmenlik Belediye Başkanı Osman Işısal’ın huzurunda dile getirildi. Hayvancılar Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları da, halen tonu 4 TL’den satılan suyun 3 TL’ye indirilmesi için Başkan Işısal’dan destek istedi.
Diyalog Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar ve Haber Müdürü Aytuğ Türkkan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen Halk Meclisi toplantısındagörüşler şöyle dile getirildi:
Muhtar Hüda Nalbantsoy
“Eski ismi Afanya olan Gaziköy bölgesinde en büyük ve gelişmiş köylerden biridir. Köylümüz tarım ve hayvancılık ile uğraşıyor bir kısmı da memurluk görevindedir. Köyümüzün en büyük özelliklerinden biri gençlerimizin büyük kasabalara göç etmemesidir. Hükümetlerin vermiş olduğu kırsal kesim arsalarına evlerini yaparak yerleştiler. Bölge de gelişmekte olan köyler arasındayız. Dıştan gelen kişilerde yaşıyor köyde. Belediye ile istişare içerisinde eksik ve sıkıntılarımızı gidermeye çalışıyoruz.”
Osman Işısal :Değirmenlik Belediye Başkanı
“Son altı aydan beri Türkiye’den gelen su bizleri memnun etti çünkü susuzluk ile karşı karşıya kalacaktık. Bölgemizin rezerv su kaynağı değirmenliktir ve kuyularda su ciddi oranda düşüş göstermiştir, küçük kuyular kuruma ile karşı karşıya geldi. Suyun eksik olduğu bölgeler var. Bölge halkımız hayvancılık ve çiftçilik ile uğraşmaktadır. Ağılların alt yapısı olmadığından su gelince hayvancı ile belediye arasında sorunları çözmeye çalıştık, hükümetin yardımını alamadık. Balıkesir, Meriç Dilekkaya, Yiğitler, Kırıkkale, Gaziköy, Düzova hayvancısına suyunu verdik. Önümüzdeki hafta da Erdemli’ye su vereceğiz. Geriye Çukurova kalıyor. Üretime katkı yapan insanları desteklemeye koyulduk. İki ay sonra yeni bütçe çalışmalarına geçeceğiz ve esiklerimizi gidermeyi görüşeceğiz. Hayvancılara 4 lira tonunda su verilmektedir. Ücretleri düşürme şansımız varsa değerlendireceğiz.”
Hüseyin Turhan:
“Türkiye’den su geliyor dediler kaç yıl önce, Kıbrıs Türk halkını temsil eden büyün siyasi partiler hükümette olanlar en ufak bir yatırım yapmadılar. Denize akar sular, mesarya bölgesi yağmur yağmaz çöl gibi oldu. Su mandıraya geldi, ancak süt sağılan ineğe vermek erkek adam ister. Fiyat çok yüksek. Herkes kaç para alacak bölüşemedi. Tarlaları sulayalım dediler, ineğe su veremeyen adam tarlayı nasıl sulasın? Su verilip mesaryanın ikliminin değiştirilmesi gerekiyor.”
Oğuz Ceyda:
“Bu ülkede ezilmiş, dışlanmış olan kırsal kesimin sesi oluyorsunuz. Memleketin 3’te 2’si Girne sahillerinde sefa sürerken köylü 50 derece sıcaklıkta üretim yapmaya çalışıyor. Bu ülkede 5 yıldır ciddi kuraklık yaşanıyor, ot bitmedi. Bu yılda Ağustos ayı geldi tıs yok, Mesarya da hiç yağmur olmadı. Üretici zarara uğruyor.2013 yılında devlet üreticiden 15 bin ton arpa aldı. Ülke de 700 bin dönüm kuraklığa ayrıldı. Ambarlar kapanıyor 25 bin ton arpa aldı devlet. Üretici gece gündüz çalışıyor otunu topladı ama ses yok. 83 yılında kooperatife köylünün elinden alındı siyasilerin atamaları ile geliyor yöneticiler. İşi gücü olmayanlara kredi veriliyor üreticiye yok. Kooperatifin yeniden köylüye verilmesi için ombudsmana başvuracağız. Geçen yıl 50 trilyon kuraklık parası gönderildi 25 trilyon verildi geriye kalan 25 trilyon hükümetin protokole uymaması nedeniyle verilmedi. Hükümet sigortayı 18 trilyon borçlandırdı, sigorta tüzüğüne göre böyle bir şey yoktur bu suçtur. Hibe olarak veriliyor tarım sigortasına 50 trilyon kuraklık zamanında dağıtılsın diye. Sigortalarda batma noktasına geldi. Siyasilere çağrı yapıyorum su geldi fakat fiyatı konusunda sıkıntı var çok pahalı. Milli politika gerekiyor suyun ucuza köylüye vatandaşa verilmesi için. Suyu doğru kullanırsak rumlar bizim peşimizden gelecek biz onların gitmeyeceğiz.”
Hüseyin Olgunay:
“Hükümet yetkilileri ve vekillerine çağrımız vardır beceriksiz müdürleri görevden alsınlar. Üretici isyan etti artık. Şubat mart ayında hayvan taraması yapıldı daha tazminatıödenmedi Köylü ne yapacak; süt parası almaz, tazminatı ödenmez, kuraklıktan ses yok siyasiler seçim geliyor köylerde yemeklerde gezer. Sigortalar borçlandırıldı maaşları ödeyemez duruma geldi artık. Süt paralarından haber yok. Yemci, elektrikçi peşinde belediyede suyu ödemezsek suyu kesecek. Ne yapacağız?”
Nurcan Yardımcı:
“Kıbrıs’ta yaşatılan tarihin canlı tutulmasını ve gençlerimizin duygularını canlı tutacak çalışmaların yapılmasını arzu ediyorum. Bu topraklara sahip çıkma duygusunun aşılanması için gerek yerel gerekse merkezi yönetimlere iş düşüyor. Yeni hükümete gelecek olan hükümetlerde kalkınmak için halkın refah içinde yaşayabilmesi için gönülden çalışmalıdır.”
Kamil Şenocaklar ( Erdemli muhtarı)
“Gaziköye 1974 Barış harekatı’nda geldik buralarda kaldık. Gerçekten toprağına saihp çıkan bir köy. Merkezi yönetimlerin mesarya bölgesindeki köylere ilgi göstermesini istiyoruz. Erdem’li köyüne siyasi parti yetkilileri veya hükümettekilerin geldiğini görmedim. Köylü merkezi hükümetten şikayetçidir. Geçen yıl yeşil ot bile bitmedi bölgemizde bu yılda ciddi kuraklıkla karşı karşıya kaldı. İnsanlar sıkıntılar içerisinde 4-5 lira su alarak üretmeye çalışıyor. Ciddi şekilde siyasilerin çevreye ilgi göstermesi gerekiyor. Görüşmelerden sonuç çıkmadı oraya harcayarak parayı temizlik konusunu güzelleştirmeye harcasınlar belki biraz daha turist gelir. Üniversitelerin bu bölgelerde de yapılmasını ön görüyorum. İş imkanı sağlanır bölgemiz kalkınır hükümet yetkilileri gündeme alır inşallah. Yeni nesil tarım ve hayvancılık ile ilgilenmiyor.
Alican Kabakçı
Kırsal kesimde sessiz halkın sesi oldunuz. Kırsal kesimde tarım; toprak, su ister, tohum ister. Bu ülkenin topraklarını nasıl koruyoruz her gün bir yere inşaat yaparak. Suyu denize göndererek, 43 yıldır tohumculuk ile ilgili hiçbir çalışma yok. Özellikle ülkede yıllardır tarım sektöründe söz sahibi olan siyasilerinbiri tarıma heveslenince sorun yok hevesleri geçince sıkıntı çok. Tarımsal üretim susuz olmaz. Bu ülkenin kırsal kesimleri belediyelere bağlamakla merkezi hükümetin vereceği hizmet belediyelerin üzerine yıkıldı. AB’de kırsal kesime aktarılan kaynağın hükümetlerin % 40-50 olduğunu varsayarsak bizim bütçede kırsal kesime bütçe yazacak kalem yok. Seçim zamanı köylünün yanındayız diyecekler fakat bütçede köylüyü koymayacaklar. Kimisi vergisiz traktör getirecek elini kolunu sağlayarak diğeri kendi sermayesi ile traktör alacak vergisini ödeyecek. Nasıl bir iş bu? Bizim ülkemizde tarımda kullanılan faizler % 20 oranında ticari faizlerle aynı oranda. Ticaret odası herşeyi bu ülkeye ithal edebiliyor ama bu ülkenin ürünlerini satmaya geldiği zaman hiç kimse kılını kıpırdatmıyor. Ülkeye gelen kaşar peynirin haddi hesabı yok, ülkemizde üretilen teşvik veriyoruz satalım diye nasıl bir mentalite? Sert buğday üzerinde kotayı kaldırma söylemleri vardır, eğer kotayı kaldırırlarsa ülkede bulgurluk buğdayda üretilmeyecek. Doğru düzgün tarımsal projeler hayata geçirilmezse Girne ve Mağusa limanında ekmek almak için sıraya gireceğiz. Üreticiden 1,5 liraya süt alırlar, tüketicice 3,5 lira satarlar. Türkiye’den gelen suyu Akdeniz’i tatlı su denizi yapmak için denize döküyorlar herhalde. Köylüyü kırsalda tutabilecek projeler yapılmalı.”
Adil Onalt:
“1974’ten önce bu toplumun iki tane lideri oldu. Barış Harekatı’ndan sonra 2 yüz 20 bin rum, 60 bin de türk göç etti. Ganimet kültürü başkadı kuzeyde. 1974’ten sonra lider değil iyi yöneticiler isterdik maalesef 75’ten sonra bizi yönetemediler. Paylaşamadılar kalanları da mevcut hükümet dağıtmaya devam ediyor. Köy, arsa, dağ, denizi arazi kalmadı dağıltılmadık. İnsanlar anlatır suç duyurusunda bulunur polis bir işlem yapmıyor. Sayıştay, ombudsman görev yapmıyor. Kooperatifin hali kötü, derme çatma götürdüler bugüne kadar. Kimse yargılanıp bir ceza çekmedi. Üretici eziliyor, aylarca süt parası konuşuluyor. Dokuz ay önce 16 milyon alacağı olan süt kurumunun bugün 45 milyon alacağı var. Geçmişimiz, kültürümüz battı ve halimize gülüyoruz. Toplumun değişimi kabul etmesi lazım, bizi yönetebilecek kişiler istiyoruz.”
Hüseyin Ethem :
Kırsal kesim arsalarına değinmek istiyorum. 2010 yılında evlendim. Annemin yanında yaşıyorum. Kendi evimi düzenimi kuramadım. Çünkü kırsal kesim arsası verildi bana ama alt yapısı yok.. Alt yapı olmadığı için imar izni alamıyoruz ve bu şekilde evimi yapamıyorum. Hala ailemin yanında kalmak zorundayım, bu konuya bir çare üretilmesini talep ediyorum
Kenan Akın:
“Her köyde aynı serzenişler var ama kulağı duyan yok. Balya şu anda bu ülkenin tarımı için altın değerindedir onları koruma altına almalıyız. Kooperatif Merkez bankası üreticiyi ve vatandaşı sömürüyor. Her dönemin adamları olduğumuz için bir çok şeye sessiz kalıyoruz, yasal prosedürler işlemiyor. Tüm siyasilerle birlikte suyun geleceğine inanmadık bugün su geldi yaşananlar ortada. İnsanlara nasıl dağıtılacağının projeleri yapılması gerekirdi. Diyalog tv köylünün sesi olduğu için teşekkür ederim.”
Mustafa Naimoğluları (Hayvancılar Birliği Başkanı) :
“Güney Mesarya hayvancılık, tarım ve çok az memur başka yapacak bir şey yok. bu inşalar topraklarına sahip çıkıyor. Belediye başkanı ile konuştuk suyu 4 liraya indirdi. Mandıralara da temizlik aydınlatma çöp toplatma vergisi koydu su yine 5 lira oldu. Mandırada ne çöpü toplanır, aydınlatma nerden gelir? Faturaları gözden geçirmelerini düzenlemelerini rica ediyorum. Mart ayında bu bölgedeki üretici yem bitkisi yapmaya başlamasaydı bu topraklardan hiç bir şey alamayacaktık. Bölgeden 60 kilo arpa biçildi. Buralara kuraklık veremeyecek siyasi o koltuklarda oturamayacak. Verim düşüklüğü altında destek verilmesi gerekir. Elektrik su parası ödeyemez insanlar. Lüks ihtiyaçlara ve ithal ürünlere vergi konulmalı bütçeniz yoksa. Müşavirler bizim için artık boştur yeni gelecek olan hükümetler allah aşkına iş yapan insanları bıraksın. Köylü iş yapacak insanlar istiyor, kurumlara doğru müdürler atanmasını bekliyor.”
Zorlu Töre (UBP Milletvekili) :
“Tarım sektöründe saldım çayıra mevlam bayıra zihniyeti ile tarımda da hayvancılıkta da karlılık elde etmek mümkün değildir. Girdi fiyatlarını ucuzlatacak sertifikalı tohum ve damızlık hayvan yetiştiriciliğine ayrı bir önem vermek gerekiyor ülkemizde. Yarı kurak iklimimiz var mesarya bölgesi yağmur alamadı sertifikalı tohumda çiftçilere verilemedi. Tarım sigortası bir takım sebeplerden dolayı ne kadar alan kuraklık kapsamına girdi tam liste olarak girmedi. İthal ürünlere mutlaka fon koymak veya yasak getirmek lazım, yerli üretimi desteklemeliyiz. Zeytin, zeytinyağı, bal gibi ürünleri AB ülkelerine sokamazsınız çünkü oralarda var. Ancak bizde her türlü ithalat yapılıyor ihracatta sıkıntılar çekiyoruz. Hem teşvikler artırılmalı hem girdi fiyatları ucuzlatılmalı hem de ciddi ucuzluk yaratılmalıdır. Tüketici ile üretici arasındaki dengeyi bulmak gerekiyor. Kendi devletimize egemenliğimize sahip çıkalım.”
Cemal Darbaz:
“Bu ülkede hayvancı kendi çabaları ile verimli duruma getirdi hayvancılığı ancak bizi idare edenler hayvancılığı nasıl batıracağının formüllerini ürettiler. Bugün 1300 litre üzerinde süt veren hayvancının ödendiği miktar 1.25 civarındadır markette bir kilo süt 3.75’tir. Bunun adaleti denetleyeni nerede? Hastalıklar konusunda kırk yıldır ciddi bir çalışma yok. Türkiye cumhuriyeti 1 milyon TL aktarım yaptı hastalıklar için ancak para bitince durdu taramalar. Küçük ve büyükbaş hayvancıya verilen teşvikler şubat ayından itibaren ödenmiyor. Tonlarca süt döktük, 11 kuruş zam aldık diyor bazı kesimler. Günde bin ton süt veririm 4 bin 500 TL ayda kesinti alıyorum. Güzelyurta su 3 yıl sonra gelecekmiş 6 yıl sonra gelir herhalde. Bizim idareciler bu memlekette üretim diye bir rektörün olmamasını istiyorlar. “
Güncelleme Tarihi: 14 Ağustos 2017, 06:25