Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Türkiye'de 4 yıl önce gerçekleştirilen darbe girişiminin yıl dönümü dolayısıyla açıklama yaptı.
Büyükelçilik konutunda yer alan basın toplantısında konuşan Başçeri, FETÖ tarafından planlanan, örgütün Türk ordusu içine sızdırılmış mensupları tarafından Silahlı Kuvvetlerin emir komuta zinciri dışına çıkılmak suretiyle gerçekleştirilen, 251 vatandaşın şehit olmasına ve iki binden fazla vatandaşın yaralanmasına neden olan 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden dört yıl geçtiğini hatırlattı.
Başçeri, 15 Temmuz'un, FETÖ terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik yarattığı büyük tehdidi ortaya koyduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bu tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük pay, kendi iradesi üzerinde bir güç tanımadığını, devletini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını vermeye hazır olduğunu ortaya koyan Türk halkına aittir.
Geçtiğimiz dört yıl içerisinde devletimizin temel önceliklerinden birini yurt içinde ve yurt dışında FETÖ’yle mücadele oluşturmuştur.
Yurt içinde, öncelikle 15 Temmuz sorumlularının hukukun üstünlüğü ilkesi temelinde adalet önünde hesap vermeleri sağlanmış, ayrıca, FETÖ’nün devlet kurumları içerisindeki örgütsel yapılanması deşifre edilmiş, mensupları hakkında idari ve adli süreçler başlatılmış, nihai tahlilde örgütün paralel devlet yapılanması çökertilmiştir.
Ayrıca, FETÖ’nün devlet kurumları dışında kalıp eğitimden medyaya ve bankacılık sektörüne uzanan ve ekonominin tüm alanlarına yayılan paravan oluşumları da ortadan kaldırılmıştır.
FETÖCÜ UNSURLAR TSK’DAN BÜYÜK ORANDA TEMZİLENDİ”
15 Temmuz'la birlikte FETÖ'cü unsurlar Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) büyük oranda temizlenmiştir.
İçerideki hainler tasfiye edilince ordumuz adeta kendini yeniden buldu. Silahlı Kuvvetlerimizin terörle mücadeleden yurt dışı operasyonlara kadar farklı cephelerde imza attığı başarıların altında, bünyesinde yapmış olduğu işte bu temizlik vardır.
Silahlı Kuvvetlerimiz asıl görevine yoğunlaşmış ve vazifesini hakkıyla yerine getirmeye başlamıştır. Emniyet teşkilatımızda da benzer durum söz konusudur. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde bu insicamı korumakta ve güçlendirmekte kararlıyız.
Örgütün gizli yapılanmasına yönelik operasyonlar ise devam ediyor. Elbette 40 yıl boyunca devlete sızan sinsi bir yapıyı 4 yılda tamamen temizlemek mümkün değildir.
Nitekim güvenlik ve yargı birimlerimiz, her gün yeni bir bulguya ulaşarak örgütün kripto yapılanmasını deşifre ediyor.
Firari şahısların ülkemize iadesi konusunda da Adalet Bakanlığımız gereken çalışmayı titizlikle yürütüyor. Örgütün üst düzey militanlarından bazılarının ülkemize iadesini sağladık.
Karşı karşıya bulunduğumuz olağanüstü güvenlik sınamalarına rağmen yurt içindeki mücadelemiz hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması prensipleri temelinde yürütülmüştür."
Büyükelçi Başçeri, bu süreçte FETÖ'nün yurt içindeki yapısının giderek zayıflaması sonucunda yeni bir strateji değişikliğine girdiğini ve yurt dışı faaliyetlerine ağırlık vermeye başladığını ifade ederek, "Bu nedenle, Türkiye dışındaki FETÖ yapılarıyla mücadele daha fazla önem kazanmıştır" dedi.
FETÖ terör örgütünün yurt dışındaki hareket alanının daraltılması, mensuplarının adaletten kaçmalarının ve para transferlerinin engellenmesi amacıyla idari tedbirler ve adli süreçlerin de devreye konulduğunu ifade eden Başçeri, şunları kaydetti:
"FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasının önde gelen elebaşlarına yönelik olarak Türkiye’de açılan soruşturmalar kapsamında, şahısların bulunduğu ülkelere iade taleplerimiz iletilmiştir.
FETÖ terör örgütünün yurt dışı yapılanmasında görev alan ve örgüte finansman sağlayan kişi ve kuruluşlar hakkında malvarlıklarının dondurulması talebine yönelik çalışmalar ilgili kurumlarımızla eşgüdüm halinde yürütülmektedir.
Yurt dışındaki FETÖ iltisaklı eğitim kurumlarının kapatılması, FETÖ unsurlarından arındırılması ve Türkiye Maarif Vakfı’na devredilmesine yönelik girişimlerimiz de devam etmektedir."
"YENİ NESİL TERÖR ÖRGÜTÜ"
Başçeri, "Yeni nesil bir terör örgütü" olarak nitelendirilebilecek FETÖ’nün kendisini lanse etmeye çalıştığı gibi eğitim ve hayır işleriyle uğraşan toplumsal bir hareket olmadığının , siyasi ve ekonomik emelleri bulunan karanlık ve sinsi bir örgüt olduğunun uluslararası planda yavaş da olsa anlaşılmaya başlandığını kaydetti.
KKTC dahil olmak üzere Türkiye dışında FETÖ’ye karşı oluşan farkındalığın söz konusu ülkeler tarafından bu unsurların faaliyetlerinin yakından izlenmesi ve soruşturulması sonucunu doğurduğunu ifade eden Başçeri, şöyle devam etti:
"Çeşitli ülkelerde FETÖ iltisaklı oluşumların giriştikleri gayri kanuni işlemler ortaya çıkartılmıştır. Üçüncü ülkelere sınır dışı edilenlerin yanı sıra 20’den fazla ülkeden 120’den fazla FETÖ mensubunun Türkiye’ye sınır dışı edilmesi sağlanmıştır.
Bu çabalarımız yurt dışındaki örgüt üyeleri üzerindeki baskıyı arttırmış, örgütün yurtdışı yapılanmasında ve manevra alanında da ciddi bir daralma yaşanmıştır.
FETÖ’nün küresel ağında gözle görülür bir bozulma yaşanırken, örgüt, PR ve lobi imkânlarını kullanarak asılsız haberler üzerinden mağduriyet hikâyesi yaratmaya, medyada tekrar görünür olmaya, Türkiye’ye düşman çevrelerle iş birliğini güçlendirmeye gayret etmektedir."
Türkiye Lefkoşa Büyükelçisi Başçeri, terörle mücadelenin ancak ortak ve kararlı şekilde sürdürüldüğünde başarıya ulaştığını belirterek, "Aynı anlayışla, KKTC ilk olarak FETÖ'yü terör örgütü olarak tanımlayarak Türkiye'nin yanında duran ve FETÖ mücadelesine destek veren ilk ülkedir." dedi.
Başçeri sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzun soluklu olduğunu bildiğimiz FETÖ’nün yurt dışındaki yapılanmasına yönelik çalışmalarımız kararlılıkla sürdürülecektir.
Bu çalışmalarımızda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da KKTC makamlarının her türlü iş birliğini sergileyeceklerine inanıyorum.
FETÖ tehdidini idrak edememekten kaynaklanan ve bazı ülkelerde hakim olduğunu görmekte olduğumuz gafletin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisinde yeri olmadığına eminim."