Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri, Gazimağusa Milletvekili Ersan Saner, Kıbrıs konusunda Guterres Çerçevesi’ne bağlı kalınarak Rum tarafı ile ucu açık, alternatif çözüm modelleri masaya konulmadan, yeni bir oyalama süreci başlatılması olanağı verilmesine UBP olarak net bir şekilde karşı olduklarını vurguladı. Saner, “UBP, artık iki devletli çözüm dahil, federasyon dışındaki çözüm şekillerinin gündeme gelmesinden yanadır” dedi.
Ersan Saner, UBP Basın Bürosu aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, geçen cuma günü yapılan Ulusal Birlik Partisi Merkez Yönetim Kurulu toplantısında Kıbrıs konusunun ayrıntılı olarak ele alınıp değerlendirildiğini belirterek şunları kaydetti:
“Ulusal Birlik Partisi Kıbrıs konusunda yapılmakta olan görüşmeleri yakından takip etmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holm Lute’un Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum lider Nikos Anastasiadis ile geçtiğimiz hafta 6 kez görüşmesine rağmen referans şartlarında yine herhangi bir uzlaşma sağlanamamıştır.
Esasen, geçen yıl sonuna kadar görevini tamamlayıp referans şartlarını ortaya koyacağı bildirilen Lute'un 10 aydan beridir bir çok kez Kıbrıs’ı ziyaret etmesine rağmen, bu süreçte de maalesef ortaya bir sonuç çıkmamış ve görüşme sürecinde başarılı olamamıştır.”
Crans - Montana’da süreç çöktü
“Lute şu ana kadar başarısız olsa dahi, ortaya çıkan bazı bilgiler partimizi rahatsız etmektedir” diyen Saner, “UBP olarak herkese bir kez daha anımsatmak isteriz ki, Crans - Montana’da süreç çökmüş ve masa Rum tarafının üzerine yıkılmıştır” şeklinde konuştu.
Saner, şunları belirtti:
“Bu çerçevede UBP sürecin kalınan yerden devam etmesi gibi bir durumu kabul etmemektedir. Partimize göre, Türkiye’nin tek yanlı müdahale hakkının sürdürülemez olduğu açık olarak ortada iken, Kıbrıs’taki Türk askerinin sıfırlanması, Güzelyurt başta olmak üzere pek çok yerleşim birimimizin Rumlara verilmesini öngören Guterres Çerçevesi, asla referans şartı adı altında dahi olsa yeniden gündeme gelemez, kabul edilemez ve her hangi bir süreç için baz oluşturamaz.
Ulusal Birlik Partisi, Cumhuriyet Meclisimizin 2010 yılı Şubat ayında oy birliği ile aldığı Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin bir anlaşma için şart olduğuna yönelik karara sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve bu kararın Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’yı da bağladığını herkesin bilmesinde yarar görmektedir.
UBP, artık iki devletli çözüm dahil, federasyon dışındaki çözüm şekillerinin gündeme gelmesinden yanadır. Dolayısı ile her hangi bir süreç başlayacaksa ve UBP’nin desteği isteniyorsa alternatif çözüm modelleri masada olmalıdır. Kıbrıs Türk Halkını her türlü Rum uzlaşmazlığına rağmen, ambargolar ve izolasyonlar altında tutmak Avrupa Birliği’ne ve Birleşmiş Milletlere yakışmamaktadır.”
Rum tarafının elinde koz
Rum tarafının görüşme sürecini uzun yıllardır KKTC ve Türkiye’nin önünü kesmek, cezalandırmak için kullandığını ifade eden Saner, “Dolayısı ile bundan sonra başlayacak sürecin olmazsa olmazlarından biri de mutlaka görüşmelerin belirli bir takvime bağlı kalınarak yürütülmesi ve ucunun kapalı olmasının sağlanmasıdır” dedi.
Saner, “Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Crans - Montana’da yaşadıklarını, hemen sonrasında yaptığı açıklamaları ve 2 yıldır Rum lider Anastasiadis’in tutumunda her hangi bir değişiklik olmadığını, tam tersine Rum liderin geri gittiğini unutmamalıdır” şeklinde konuştu.
