Erenköy Direnişi’nin 53’üncü yıldönümü münasebetiyle düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bir taraftan Rumların uzlaşmazlığına değinirken, diğer yandan ‘evimizin içinin tertiplenmesi’ gerektiğini söyledi. Akıncı, Kıbrıs sorununun artık gündemin ilk sırasında olmadığını, sorunlarla ilgili sıralamada yolsuzluk iddialarının ilk sıraya yükdeldiğini söyledi.
Akıncı “Bugünlerde vatandaşa soruluyor en önemli sorun nedir diye? Eğer vatandaşımız birinci sıraya yolsuzluk diyorsa, siyaset kurumumuz 10 defa daha düşünmek zorundadır” dedi.
“Vatandaşımız neden birinci sıraya bunları koymaya ve konuşmaya başladı?” diye soran Akıncı şunları kaydetti:
“ Trafiğimiz olsun, çevre sorunlarımız olsun, diğer ekonomik sorunlarımız olsun kendi içimizde, sağlık konularımız olsun, eğitim konularımız olsun. Her birinde bunların yapacak çok ama çok işimiz var.”
Evimizin içini tertiplemek için uğraşılması gerektiğinin altını çizen Akıncı, bunu ciddiye almayıp, alay etmeye çalışanlar olduğunu söyledi.
“Kim nasıl isterse düşünsün, söylesin” diyen Akıncı, çözüm olsun ya da olmasın birinci ödevin, iç müesseselerin en iyi şekilde korunması, kollanması ve çalıştırılması olduğunu belirtti.
Şehitleri rahmetle andı
Akıncı, Erenköy direnişinde hayatını kaybeden tüm şehitleri rahmetle ve saygıyla anarken direnişe katılan gazilere minnetlerini sunarak sözlerine başladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı verilen mücadelenin özünü anlatırken şunları kaydetti:
“Bu topraklarda özgür insanlar olarak yaşamak ve kimsenin tahakkümü altına girmeden ve bu güzel adanın her iki topluma da yeterli olduğunun bilinci içinde yaşamak ve bu adanın Yunanistan’a bağlanmasının önüne geçmek ve bu adayı her iki toplumun ve diğer toplulukların da özgürce yaşayabilecekleri bir coğrafya olarak varlığını korumaktı.”
Adayı Yunanistan’a bağlama hedefiyle ENOSİS mücadelesi uğruna acıların yaşandığını, şehitlerin ve gazilerin olduğunu belirten Akıncı, Rum Meclisi’nden bütün bu yaşananların ardından hala ENOSİS’in kutsanması kararı çıktığını ve bu kararı Rum liderin dolaylı da olsa bertarafını sağlayan bir yasayı Rum liderin imzalamak yerine Anayasa Mahkemesi’ne götürerek olayı taze ve sürüncemede bıraktığını kaydetti.
53 yıl önce Erenköy Direnişi’nde mücadele verenlerin istediklerinin bugün yine aynı olduğuna işaret eden Akıncı, bugün de özgürce ve güven içinde yaşamak ve bu adada iki eşit toplum olarak var olma hakkının tescil edilmesi istenildiğini kaydetti.
“KKTC bir gerçekliktir”
“KKTC bugün tanınmasa da bir varlık, bir vakadır, bir gerçekliktir” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, bu varlığın kimse tarafından görmezden gelinmemesi gerektiğini vurguladı.
Rum tarafının aynı zihniyette olmadığını, olsalardı KKTC’nin iki kurucu devletten biri olacağı federal bir Kıbrıs’ın şimdiye kurulmuş olabileceğini belirten Akıncı, garantiler konusunda Kıbrıs Türkü’nün güvenliğini elbette tehlikeye düşürmeyecek şekilde gereken esnekliklerin gösterildiğini söyledi.
“Kendi ev ödevlerimizi yapmalıyız…”
Cumhurbaşkanı, bazı kişilerde yanlış düşünceler olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Çözüm olamadı, mahvolduk gittik. Çözüm olamadı, bunu yapamadık, sanki bunu yaptığımız anda bir sihirli değnek dokunacak da bütün sorunlarımız anında hallolacaktı, şimdi artık öyle bir şey yok mahvolduk gittik. Hayır arkadaşlar. Şunu bilelim. Çözüme ulaşsak da eğer biz kendi ev ödevlerimizi tamam yapmazsak, asıl gene sıkıntılar o zaman devam eder. Bunu hiç aklımızdan çıkarmayalım. Bakın Yunanistan AB’nin içindeydi ne oldu? Ev ödevlerini doğru dürüst yapmadı diye ekonomileri çöktü. Onunla çok yakın ilişki içinde olan Güney Kıbrıs’ta 3 sene evvel ne oldu? Aynı şekilde bir birini de etkileyerek, bankacılık sistemi içerisindeki yanlışlar onların da ekonomilerini çökertti. Biz de 10 yıl evvel bu gibi sıkıntılı durumlardan geçtik ve bugünlere geldik. Dolayısıyla mucizeler beklemeyelim. Bir yerlerden birileri dokunacak da mucizeceler yaratmayacak. Mucizeleri biz yaratabiliriz. Kıbrıs Türk halkı mucizeleri yaratabilir. Geçmişinde de bunun güzel örnekleri var. Şimdi o zamandır. Bu gençlerimiz tepelerde 53 yıl evvel can verdiler. Ama şimdi gençlerimizi trafik canavarının içinde, yollarda öldürmeye hakkımız var mı? Yani trafiğimiz olsun, çevre sorunlarımız olsun, diğer ekonomik sorunlarımız olsun kendi içimizde, sağlık konularımız olsun, eğitim konularımız olsun. Her birinde bunların yapacak çok ama çok işimiz var. Bugünlerde vatandaşa soruluyor, en önemli sorun nedir diye? Kıbrıs konusu haliyle aşağılara düştü. Ama eğer vatandaşımız birinci sıraya yolsuzluk diyorsa, siyaset kurumumuz 10 defa daha düşünmek zorundadır. Neden vatandaşımız birinci sıraya bunları koymaya ve konuşmaya başladı.”
Güncelleme Tarihi: 09 Ağustos 2017, 07:02