BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinde liderler tarafından alınan bir gizlilik kararı olduğunu ve kendisinin de buna uyması gerektiğini belirtirken, buna karşın kamuoyunun bilgilendirilmesi bakımından en kısa sürede şeffaflığın gerekli olduğunu vurguladı.
Politis Gazetesi, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’yle gerçekleştirilen bir söyleşiye geniş yer verdi.
Eide, müzakerelerdeki ilerleme hakkında ne söyleyebileceğinin sorulması üzerine, “Bazı önerilerin diğerlerinden daha önemli olması sebebiyle ölçülemeyeceklerini ancak samimi ve sürekli bir sürecin mevcut olduğunu” söyledi.
“Sürecin birbirinden bağımsız ancak başlıkların tamamlanması hedefiyle ilerlediğini ve iyi niyetin var olmakla kalmayıp değerlendirildiği bir sürecin bulunduğunu” ifade eden Eide, “Şeffaflık istenmediği için değil müzakerelerin dışında kalan unsurların sunulmasını önlemek amacıyla fazla ayrıntı dile getirmediklerini” de vurguladı.
Eide, “Tüm konularda uzlaşıya varılana kadar hiçbir şeyde uzlaşılmadığı” ilkesinin mevcut olduğunu ve nasıl yapıcı bir bilgilendirmede bulunabileceklerini de görüşmekte olduklarını” ifade ederek, “anlaşmaya varılması kadar anlamanın referandumda onaylanmasının da büyük önem taşıdığını, bu yüzden süreç ilerlerken kamuoyuna açılabilmenin yollarının bulunması gerektiğini” belirtti.
Bunun gerçekleşebilmesi için, yeterli büyüklükte uzlaşıların olması gerektiğini düşündüğünü belirten Eide, kamuoyuna açıklama yapılabilmesi için tam bir anlaşmaya varılmasına gerek olmasa bile, müzakerelerin karışıklığında tezlerini savunabilmeye imkan sağlayacak kadar uzlaşı olması gerektiğini ifade etti.
Çok az sızma oldu
“Tüm konularda uzlaşıya varılana kadar hiçbir şeyde uzlaşılmadığı” tezinin atlatılarak bir ara anlaşmanın uygulanması olasılığının sorulması üzerine Eide, en iyi senaryonun, böyle bir şeye gerek kalmayacak şekilde, bütünlüklü bir çözüme hızla varılması olduğunu, bu senaryoda ara anlaşmanın olabilmesinin ancak, siyasi anlaşmanın olduğu ve tamamlanması gereken hukuki ayrıntıların kalması durumunda mümkün olacağını vurguladı.
Eide, şu ana kadar çok az “sızma” gerçekleştiğini ve bunlardan bir çoğunun da gerçek olmadığını belirtirken “en iyi çözümün doğru bilgilendirme olduğunu, sürece yardımcı olmayan açıklamalara karşılık olarak mümkün olduğunca doğru bilgilendirmede bulunmaları gerektiğine inandıklarını ancak bizzat tarafların gizlilik ilkesinde ısrar ettiklerini” söyledi.
Anlaşmayla referandum arasında ne kadar süre olması gerektiği şeklindeki bir soruya karşılık Eide, anlaşmanın ardından referandumun çok erken ya da çok geç gerçekleştirilmemesi gerektiğini belirtti.
Anlaşma sonrasında geçiş dönemi olması konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine de Eide, “siyasi boşluk olmaması gerektiği, mevcut olan bir şeyden mevcut olmaya başlayacak bir şeye sıfırdan geçilemeyeceği” belirtti ve şunları söyledi:
“Yetkinin kimde, ne amaçla ve hangi çerçevede olacağı her an belli olmalıdır. Bu söylediğimin içinde, pratikte olması gereken çok fazla şey olduğu için geçiş dönemi de vardır. Ancak bugünkü durumdan yeni bir tanesine siyasi geçişin üç hafta yada üç ayda değil bir günde gerçekleşmesi gerektiğini anlamalıyız.”
Güncelleme Tarihi: 13 Temmuz 2015, 09:40