Çiğdem AYDIN
Ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, 4’lü koalisyon için ‘Gecekondu hükümeti’ ifadesini kullandı. Özgürgün, 27 sayı ile hükümeti sürdürmenin zor olduğunu belirtirken, “Eğer yeni formüller gündeme gelirse ben CTP ile görüşürüm. Hatta HP ile de görüşürüm. Siyasette duygusallık olmaz” dedi.
Diyalog TV’de yayımlanan Halk Meclisi Özel Yayınına konuk olan Özgürgün, Diyalog Medya Grubu Genel yayın Yönetmeni Reşat Akar ve Haber Müdürü Aytuğ Türkkan’ın sorularını yanıtladı.
“Gecekondu hükümeti”
Hükümetin bugüne kadarki performansını değerlendiren Özgürgün, sıklıkla gecekondu hükümeti tanımlamasında bulunarak, 4’lü koalisyon hükümetinin halkın yararına adım atmaktan aciz olduğunu söyledi. “Eğer kin ve intikamla seçimden birinci çıkan partiyi dışarda bırakıp bir inat hükümeti kurulursa hiçbir şeyden şikâyet edilmesin” diyen Özgürgün, mazeret üretmeden hükümetin sorunların çözümü konusunda sonuca gitmesi gerektiğini ifade etti.
Özgürgün sözlerini şöyle sürdürdü: Böyle bir tablo kurduk, zam yapmayacaktık ama UBP yapmadı diye yapmak zorunda kaldık gibi mazeret üretti hükümet bugüne kadar. Hükümet Meclis’i bile açamıyor. Hiç mazeret üretmesinler. Daha bütçe gündeme gelmeden tüm harçlara yüzde 50’ye varan zamlar yapıldı. Elektriğe, akaryakıta yüzde 15, süt ve süt ürünlerine yüzde 18, doktor muayene ücretlerine yüzde 50 zam yaptı. Bunları 100 güne sığdıran bir hükümet bu konularda bizi suçlayamaz. UBP’yi şikâyet ederseniz, komik duruma düşersiniz. Hükümet işi gücü bıraktı başka şeylerle uğraşıyor ama ekonomi SOS veriyor.
Vatandaşlık iptalleri komediye dönüştü
Hüseyin Özgürgün hükümetin vatandaşlık iptaline, ilişkin adımını da eleştirdi ve 11 bin kişiye vatandaşlık verdik. Bula bula 174 kişi buldular. Sırf ‘biz dediydik’ demek için bu kişilerin hukuk dışı bir şekilde vatandaşlıklarını iptal ettiler. 90 gün süre verildi bu arada 118 kişinin kimliğinin iptal edildiğini gördük. Bir komedi filmi gibi… Başsavcılık hükümeti müdafaa etmedi. İki defa duruşma yapıldı, hükümet tarafından savunan yok davayı.. Bir tuhaflıktır gidiyor” dedi.
UBP Milletvekili Aytaç Çaluda’nın dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik başlatılan sürece de değinen Özgürgün, iddialı bir çıkış yaparak şunları söyledi: Kürsü dokunulmazlığı dışında dokunulmazlık kalmasın. Bir vekil bir şey söylediğinde yargılanmasın. Ama birisine küfür filan demiyorum. Zaten Milletvekillerine şahsi davalar açılabiliyor. Mesela Ferdi Sabit Soyer ve Turgay Avcı kendilerine hakaret ettiğim gerekçesiyle bani dava etmişti. Başka sebeplerden de dava edilebilirim ama söylediklerim hariç olmalı. “Siyasi amaç için dokunulmazlığı kaldıracağım” deniyor. Ben de diyorum ki tümünü kaldıralım.
“Yolsuzluk dosyalarında yetki Başsavcı’nındır”
Geçmişte birçok yolsuzluk dosyasının araştırılması için kurumlar kurulduğunu ancak hiçbir sonuç üretilmediğinin anımsatılması üzerine Özgürgün Başsavcılık makamını işaret ederek şunları aktardı, “Başbakan bu konularda yetkili değil. Başsavcı, yargı ile ilgili bir şey görmüşse bunu yapmaması için hiçbir şey yok. Siyasetçi Başsavcı’ya baskı yapamaz. Başsavcılık bağımsız bir kurumdur. Eğer dosyalar varsa bunu soruşturmaya ve yargıya taşımada sorumlu Başsavcı’dır. Ben 22 ay başbakanlık yaptım, Başsavcı’ya ‘bunu ileri götürmeyeceksin’ diye tek bir sözüm yoktur. Zaten olsa da Başsavcı onu işleri götürebilecek yetkiye sahiptir.”
Buyurun araştırın
Boşanma süreci yaşadığı dönemlerde banka hesap dökümlerinin yarattığı tartışmaya ilişkin de soruları içtenlikle yanıtlayan Hüseyin Özgürgün, alnının açık olduğu mesajı verdi. Özgürgün,
“Bu konu doğru değildi. Benim şahsi hesaplarımdı bunlar. Eşimden ayrılma sürecinde avukatın ortaya koyduğu iddialar var ama sonuçta bir uzlaşı var. Senin hesabında şu var bu var. Ama bunun temeline bakmak lazım, bunun karşılığında ne sattık da ne koyduk mesela… Bu konuyla seçim süreci boyunca karşılaştım. Ama halk da gelip yüzde 36 oyunu koydu. Hiç derdim de yoktur, “Buyurun araştırın” dedim zaten…” dedi.
Meclis Başkanlığı’na sunulan servet beyanına ilişkin de soruları yanıtlayan Özgürgün, eski ve yeni sunumlarının arasında bir fark olmadığını kaydederek, “Arada büyük bir fark olsa bu ciddi şekilde bir soruşturma gerektirir. Ama böyle bir şey yok, biz sunduk açıp baktılar” diye konuştu
Kudret Özersay’a eleştiri
Hüseyin Özgürgün konuşmasında Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay’a yönelik tepkili olduğunu da gizlemedi. Özgürgün, Hükümet Meclis’te nisabı sağlayamıyor, UBP’yi eleştiriyorlar. UBP Başkanı ile kahve bile içmem dersen benden nezaket ve uzlaşma beklemeyeceksin. 4 parçalı derme çatma gecekondu hükümeti kuracaksın, iddialıyım dedin. Muhalefetten bir şey bekleme. Senin ‘kahve bile içmem’ dediğin taraftayım ben. Kudret Bey daha yenidir pek bilmez ama ortaklarına sorsun. Bizim nisap sağlamak için mide kanaması geçirmiş bir vekilimizi hastaneden ambulans ile getirip nisap sağlamışlığımız vardır” şeklinde konuştu.
Başbakan olarak işi götürmekte zorlanıyordum
Erken seçime neden gittiğine ilişkin bir soruya Özgürgün şu yanıtı verdi: Erken seçim için nisanda karar alınmıştı biz ocakta yaptık. Kendime göre sebeplerim vardı. Serdar Bey kendisiyle anlaşarak seçime gitmemizi istedi. Ben UBP’deki dengelerden dolayı 3 ay önce yapmanın daha doğru olacağını düşündüm. Belki Serdar Bey buna kırıldı. Ama Türkiye’den erken seçime gidin diye bir telkin gelmedi bunu söylemem gerekir. Elzem bir seçimi için geç bile kalmıştık. 18 milletvekilimiz vardı,4 bağımsız ve 5 tane de DP’den vekil vardı. 27 vekille hükümet tamam değildi.
CTP ile koalisyona yeşil ışık
Özgürgün, “Yerel seçim sonrası erken seçim olur mu?” sorusuna şu yanıtı verdi:
Yerel seçim sonrasında erken seçim ya da farklı bir koalisyon modeli olup olmayacağı sorusu üzerine konuşan UBP Başkanı ilginç mesajlar verdi; Hiç bir parti ile koalisyon kurmayız demiyoruz. En sağlıklı en güçlü koalisyon diyoruz. Ülke hükümetsiz kalmasın diye böyle bir hükümete girilmez. Geçiş hükümeti olabilir bu tipte ancak. UBP-CTP çok sağlıklı bir denemeydi. Sağlıklı olacaksa bunu yeniden konuşuruz.
Duygusal hareket etmem
Özersay’ın koalisyon çalışmaları sırasında kendisi ile kahve dahi içmemesini onun tecrübesizliğine bağlayan Özgürgün, olası bir koalisyon modeli için Özersay ile de görüşebileceği mesajını vererek, “Keşke bizimle kahve içse ve “kurmam” diyebilseydi o zaman diyalog yolu açık kalırdı. Eğer hükümette bir sıkıntı olur ve hükümeti kurma görevi bize verilirse sorumluluğum gereği Özersay’dan da görüşmek için randevu isterim. Ama isteyerek mi yaparım; hayır. Eğer böyle bir şey olursa ülkenin en iyi hükümet modeline götürmek için Kudret Bey’le de görüşürüm. Kişisel değerlendirmem başka bir şeydir. Bunu ayırmasını bilirim, duygusal hareket etmem. Duygusal hareket etmemek lazım, tecrübe kazandıkça bundan vazgeçerler umarım” dedi.
Eroğlu, UBP’ye zarar verecek adım atmaz
UBP’nin Onursal Başkanı Derviş Eroğlu’nun kızı Gencay Eroğlu’nun DP’den aday olması ve Eroğlu’nun desteğinin kimden yana olduğuna ilişkin bir soruya karşılık Özgürgün şu yanıtı verdi: Sayın Derviş Eroğlu yıllarca partimizin başkanlığını yaptı şimdi de Onursal Başkan’dır. Önemli olan topluma hizmetse eğer partinin zaferine katkı koymak ve kişisel egolardan uzak kalmaktır mesele.
Başbakan iken neden canlı yayına çıkmadı?
Programın sonunda Aytuğ Türkkan, Hüseyin Özgürgün’e “Başbakan iken neden canlı yayına çıkmadınız?” Sorusu yöneltildi. İşte cevap: Muhalefet konuşur başbakan iş yapar. Başbakanlık çok ciddi sorumluluk gerektiriyor. Ambale olmuş bir başbakan çıkıp konuşamaz. Boş dakikam bile yoktu. Ben yayına çıkmaktan korkmam, ama başbakansam iş yapmam lazım.
Siyasetçinin parası pul, karısı duldur
Son soru Reşat Akar’dan geldi. Akar, “Yeni bir evlilik yaptınız. Eşiniz sizi siyaset için motive ediyor mu?” sorusunu sordu, Özgürgün, “Eşim bu konuda çok istekli değil. ‘Siyasetçinin parası pul, karısı duldur’ diye çok sıklıkla söylenen bir söz var; siyaset gerçekten böyle bir şeydir. Hiçbir siyasinin eşi bunu istemez, çok fazla motive etmez ama ben olduğum sürece de o desteği veriyor” sözleriyle yanıt verdi.