Çiğdem AYDIN
İŞAD Başkanı Deniz Kürşat, kuzeydeki Rum mülklerinin Türk tapusuna geçmesi için Taşınmaz Mal Komisyonu’nun büyük önem taşıdığını söyledi.
Diyalog’a yaptığı açıklamada komisyonun karar üretebilmesi için mali kaynağa ihtiyaç duyulduğunu, bu kaynağın Türkiye’nin katkılarıyla sağlanabileceğini ifade eden Kürşat, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Komisyonun mali sıkıntı yok. Komisyonun parası Türkiye Cumhuriyeti’nden geliyor. Türkiye’nin 30 milyar 40 milyar harcayacak parası hayda hayda var. Harcamakla ilgili veya bunu sürece yaymakla ilgili bir takım politikaları olabilir ama komisyonun bir finansal sıkıntısı yok. Ödemeyle ilgili bir takvimlendirme isteği veya düşüncesi veya yaptırımı var. Buna bu gözle bakmak lazım. Bizim elimizde Taşınmaz Mal Komisyonu gibi Avrupa İnsan Haklarının tanıdığı ve bize kurmamızı tavsiye ettiği bir enstrüman var. Bana sorarsanız buraya parayı basıp, mümkün olduğu kadar fazla malın Türkleşmesini sağlamamız lazım. Bu bizim Kıbrıs sorunu üzerinde elimizi daha da kolaylaştırır, Kıbrıs’ın Kuzeyinin ekonomisini da çok daha kısa sürede legalize etmemizi sağlar, bu durum emlak piyasasına da artı bir ivme kazandırır, bizim için çok önemli. Çünkü bizim emlak piyasamızdaki ana sıkıntı baktığımızda işte tapu nedir vs. devamlı bir soru işaretinin olmasıdır. Hâlbuki bunu ödeyip satın alırsanız bunla ilgili soru işaretlerini parsel parsel ortadan kaldırmış olursunuz. Bunun yanı sırada Kıbrıs’taki Türk emlak hacmini de artırma şansınız var. Biz bunu istemiyor muyuz? Yani 1830’lardan beri devamlı tokat yiyen bir Kıbrıs Türkü var burada. Bunların malları devamlı ellerinden alındı, eritildi. Elimizde böyle bir enstrüman var ve bunu kullanmaya da nazlanıyoruz. Bu konu İŞAD olarak bizim birinci önceliklerimiz arasında. Bununla ilgili tüm paydaşları tek tek ziyaret ettik, öneriler sunduk. Bütçe konusunu, parasının olup olmama konusunu ben de gündeme getirdim. Size verdiğim cevabın çok daha geniş şeklini de ben aldım. Bu konuda çok mutluyum. Parayla ilgili hiçbir sıkıntı yok ama bunun ne zaman nasıl düğmeye basılacağı da sanırım siyasi bir karar.”
