Ömer KADİROĞLU
Türkiye Merkez Bankası’nın Türk Lirası faizlerini yüzde 15’e yükseltmesi, piyasa beklentilerinin altında kaldı. Faiz oranlarının 25-30 seviyesinde olmasını bekleyen piyasalar, Merkez Bankası’nın kararına olumsuz tepki verdi. Böylece dolar kuru dün akşam saatlerinde 25.5’e, Euro 27’ye, Sterlin de 31.3’e yükseldi. Kurlar yükselirken, çok sayıda tüketim maddesinin fiyatları yükselmeye başladı. Türkiye ve KKTC’de yeni kurlar tartışılırken, ‘Döviz Mağdurları’ Başbakanlık önünde pankartlı eylem yaparak, hükümetin acil önlem almasını istedi. Mağdurlar adına konuşan Hasan Avlık, “Barınma, eğitim, sağlık gibi giderlerimizi karşılamak adına kullanmış olduğumuz borçlarımız, Türk Lirası’ndaki astronomik değer kaybı ile ödenmeyecek boyuta gelmiştir” dedi.
Döviz mağdurları önlem alınmasını istiyor
Türkiye Merkez Bankası’nın Türk Lirası faizlerini yüzde 15’e yükseltmesiyle dövizin ateşi bir kez daha yükselirken, Döviz Mağdurları Derneği, dün sabah Başbakanlık önünde basın açıklaması yaptı. “Sizin Derdiniz Seçim, Bizim Derdimiz Geçim”, “Borçlarımızı Ödeyebilmek İstiyoruz”, “Evimize Ekmek Götürmek İstiyoruz”, “Halkı Koruyacak Önlem Nerede?”, “Mirasımız Borç Olmasın” yazılı pankartlar açılan basın açıklamasına, bazı sendika yetkilileri de katılarak, destek verdi. Döviz Mağdurları Derneği Başkanı Hasan Avlık yaptığı açıklamada, hükümet yetkililerine seslerini duyurmak için toplandıklarını belirterek, “Anayasal hakkımız olan barınma, eğitim, sağlık gibi giderlerimizi karşılamak adına kullanmış olduğumuz borçlarımız, Türk Lirası’ndaki astronomik değer kaybı ile ödenmeyecek boyuta gelmiştir” dedi. KKTC Anayasası’ndaki 58’inci maddeye dikkat çeken Avlık, bu çerçevede döviz borcu olanların, borçlarını ödeyebilmelerine yönelik yasal bir düzenleme yapılmasının hükümetin anayasal görevi olduğunu kaydetti.
Genel olarak talepleri ve çözüm önerilerinin, döviz borçları ile alakalı olsa da asıl kayıplarının nedeninin her geçen gün düşen alım gücü olduğunu belirten Hasan Avlık, döviz mağdurları olarak ilk resmi temaslarını yaptıkları 5 Ocak 2022 tarihinden bu yana, TL’deki değer kaybının yüzde 67-68 oranında olduğunu söyledi. Buna karşın asgari ücretin yüzde 37 oranında arttığını dile getiren Avlık, TL’deki değer kaybının, asgari ücretteki artışın iki katına yakın olduğunu ifade etti.
Çözüm önerileri sundu
Taleplerinin net olduğunu ifade eden Avlık, “Borçlarımızı ödeyebilmek istiyoruz, insanca yaşamak istiyoruz” diyerek, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
“1-Geliri döviz olmayıp da döviz borcu olan bizlerin borçlarının gerek kamu bankaları aracılığıyla gerekse de özel bankalar ile iş birliği yaparak, faiz destekli, uzun vadeli, gelirlerimize oranla ödenebilir bir TL borcuna çevrilmesini istiyoruz.
2- Yukarıda talep ettiğimiz TL’ye dönme talebimizi, döviz borcunun ilk alındığı tarih ile bugün arasında toplam bakiyeyi belirleyecek bir katsayı belirlemeye yönelik yasa yapılması ve bu yasa hükümleri uygulandıktan sonra kalan anapara borcumuzun belirlenerek, TL bazda yapılandırılmasını talep ediyoruz. Benzer yasa 05.12.2013 tarihinde, 'Borç ilişkilerinden kaynaklanıp tahsili geciken ve/veya tahsil edilemez hale gelen borçların yapılandırılması yasası' (RG 196) adı ile mahkemelik olmuş borçlar için yapılmıştı. Borçlarımız yargımızı meşgul etmeden, bugünkü şartlarda bizler için de benzer bir yasa/yasa gücünde kararname çıkarılmasını talep ediyoruz.
3- Döviz borcundan dolayı borcunu ödeyememiş kişiler için başlatılan icra süreçlerinin taleplerimiz ile ilgili gelişmeler yaşanana ve sorunların çözümüne kadar askıya alınmasını talep ediyoruz.”
Ödüyoruz, ödüyoruz bitmiyor
Diyalog’a konuşan döviz mağduru vatandaşlar, yıllardır borç ödediklerini ancak faizleri dahi bitiremediklerini dile getirdi. Yapılandırma, vade uzatma gibi kolaylık olarak sunulan seçeneklerin hem süreci uzattığını hem de faiz yükünü artırdığını ifade eden vatandaşlar, yetkililerden etkin bir çözüm bulmalarını talep etti.
Ne dediler…?
Filiz Unuz
“Geçim için zamanında döviz borçlandık ve kaç senedir borcumuzu ödüyoruz hala aynı yerde sayıyoruz. Evimize ekmek götüremeyecek, çocuğumuza harçlık veremeyecek duruma düştük. Eşim 23 bin TL maaş alıyor, hepsine banka el koyuyor. Sinirden stresten ağzımda diş kalmadı. Bankaya gidip ‘bari bir ay maaştan kesinti yapmayın, çok kötü durumdayız’ dedik. Bize, ‘borç alırken düşünseydiniz’ denildi. Bizi bu çalışmalara ve açlığa mahkûm ettiler. Hükümetten yardım bekliyoruz. Çocuklarımızı nasıl yedirip içireceğiz? Şeker hastasıyım ve ilaçlarımı alamıyorum. Hiçbir taksitimizi aksatmadan ödedik ancak bugün borçlandığımız günden daha fazla borcumuz oldu. Hiç yoktan bize bir yol göstersinler. Vadeyi faiz olmadan uzatsınlar ve yardımcı olsunlar bize.”
Erdinç Boranhan
“Başbakanın dövizdeki yükseliş karşısında aldığı ani karalar içerisinde bazı ürünlerde KDV’yi sıfırladı. Bu sadece tüccarın işine yarıyor çünkü; ben hala marketten her şeyi pahalı alıyorum. İkincisi de vade uzatın diyorlar. Ben zamanında vade uzatma oyununa geldim ve 7 sene geri gittim. 10 senelik borcum 18 senelik oldu. Vade uzatmak bizleri bankalara esir etmektir. Döviz borcum var ve bu zamana kadar yaptığım ödemelerle borcumun yarısını ödediğimi düşünürken üçte birini ancak ödeyebilmişim. Yapılandırma, erteleme derken paraların faizlerini ancak ödüyoruz. Herkese yapılan bizler için de yapılsın istiyoruz.”
Ahmet Tarkan
“Başbakan’a çağrımızdır; bizleri daha fazla bankaların kucağına itmeyin. Dövizdeki yükselişle mağdur olan vatandaşlarınıza sahip çıkın. Bankaları yeterince kolladınız, biraz da halkınızı kollayın. Döviz borcum var ve 6 yıldır ödüyordum, 10 yıl daha ödeyeceğim. Başbakan böyle devam ederse sanırım bir 20 yıl daha borç ödeyeceğim. Aile hayatım olumsuz etkileniyor. Evimize ekmek götüremez durumdayız. Başbakan’dan beklentimiz bizlere sahip çıkmasıdır.”
Gülten Karamallı
“2016 yılından beridir döviz borcu ödüyorum ve hala bitiremiyorum. Bir defa pandemi ve dövizdeki yükseliş döneminde vade uzatma oldu ancak yine bu durum bizi geriye götürdü. Taksitlerimi hiç aksatmadan ödüyorum ancak anaparadan ziyade faizlere gidiyor. Bu durum aile hayatımızı olumsuz etkiliyor. Ben emekli birisiyim ve evimde oturup rahat edeceğim zamanda bir şeyler kazanmanın peşine düşüyorum. Doktoruma gidebilmek, ilaçlarımı alabilmek ve evime ekmek götürebilmek için buna mecburum. Sağlık problemleri eğitim ve geçim için döviz borçlandım. Bankalar döviz borcu vermek için şartları cazip hale getiriyorlar ve böylelikle de dövizdeki yükseliş karşısında da mağdur oluyoruz.”
AKMAK OLMAYADIN KARPAZ ESEKLER SIZDEN TAA AKILI
Senin anan da karpazdandır değilmi?