Ufuk ÇAĞA
Hüseyin Öztoprak, hem üretici, hem de siyasetçi kimliği ile toplumun sevilen isimlerinden biri. Öztoprak henüz 26 yaşında iken 1976 yılında köyünde UBP adayı olarak muhtar seçildi ve bu görevi 3 dönem sürdürdü. 1998 seçimlerinde ise DP’den milletvekili adayı oldu ve meclise girdi. Bir müddet Tarım Bakanlığı yapan Hüseyin Öztoprak, halen narenciye üretimi ile uğraşıyor.
Öztoprak, özellikle üretici kesimin büyük sıkıntı yaşadığını belirterek hükümetin önlem almasını istedi.
Öztoprak Diyalog’un sorularına şu yanıtı verdi:
Soru:Siyasete ne zaman başladınız, ne zaman ara verdiniz?
Yanıt:Siyasete 1976 yılında daha 26 yaşında iken UBP’den muhtar adayı olup seçilmemle başladım. 3 dönem sürdürdüğüm muhtarlıktan daha sonra vazgeçtim ve DP’den 1998 seçimlerinde milletvekili seçilerek meclise girdim. 5’inci hükümette de Tarım ve Orman Bakanlığı yaptım. Siyesete eskisi kadar aktif olmamakla birlikte DP/UG parti meclis üyesi olarak devam ediyorum.
Poltikaya girmezden önce toprak ve narenciye işi ile uğraşırdım, şu anda ayni işi yapıyorum, yani tarımla uğraşıyorum.
Eskisi gibi aramıyorlar
Soru: Ekonomik durumunuz nasıl?, Nasıl geçiniyorsunuz? Ne kadar maaş alıyorsunuz?
Yanıt:Şu anda sigorta emeklisiyim, buradan gelen gelir haricinde ürettiklerimizden ne kazanıyorsak gelirimiz odur.
Soru:Bakmak ile yükümlü olduğunuz kimseler varmı? Kimlerdir? Ne iş yapıyorlar?
Yanıt: Çocuklarımı evlendirdim, ancak torunlar var. Ben de herkesin baktığı gibi torunlarıma bakıyorum.
Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değiştimi? Arayıp soran oluyor mu?
Yanıt: Aktif siyasetin içerisinde olduğu kadar aramıyorlar. Ancak hala daha bir miktar da siyasetin içerisinde olduğum için özellikle üretici kesimdekiler beni arayıp sorunlarını aktarıyorlar.
Soru: Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz ? yanlışlar nelerdir neler yapılmalıdır?
Yanıt:Çok fazla yorum yapmak istemiyorum, ama tüm Dünya’da olduğugibi bizde de ekonomik sıkıntılar var. Özellikle üretici kesimin sorunları çok büyüktür, hükümetin girdi maliyetlerini daha aşağıya çekmesi lazım. Bu mazotta olur, elektrikte olur, seyrüsefer ücretlerinde olur, yani bir şekilde üretim yapan sektörlerin desteklenmesi lazımdır.
Anlaşma umudu az
Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?
Yanıt: Ben de herkes gibi artık çözümün olmasından yanayım, ama her ne kadar olumlu bir hava varsa da bence anlaşma yine olmayacak.
Soru:Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?
Yanıt:Bana göre Türk tarafı çözüme hazır değildir. Çözümden önce daha yapmamız gereken birçok iş vardır, eğer bunları yapmazsak olası bir çözüm sonrasında çok büyük sıkıntılar yaşayacağımız aşikardır.
Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?
Müzakerelerde en büyük sorun mülkiyet sorunu olacaktır. Ben şahsen 1974’ten sonra buradan mal alanların sonsuza kadar bu malların sahibi olmalarından yana değilim onu belirtmek isterim. Mülkiyet sorunu da Mal Tanzim Komisyonu nasıl ki tek tek malları ele alarak hallediyor, ayni şekilde tüm mallar global olarak, uluslararası ortamda ele alınarak ayni şekilde çözülebilir.
Soru:Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?
Yanıt:Ben zaten göçmen değilim, yani doğduğum yerde hayatımı sürdürüyorum. Herhangi bir çözümde hayatıma ayni şeklide devam ederek yine üretim yapacağım.
Yarın:Alpay Durduran
Güncelleme Tarihi: 21 Mart 2014, 01:17