Genel seçimler sonrasında CTP Gazimağusa ilçesinde başlayan sert tartışmalar artarak devam ediyor. Belediye başkanlığı seçimini kaybeden Oktay Kayalp’in isim vermeden bazı partilileri suçlaması sonrasında, CTP eski genel başkanı, Gazimağusa Milletvekili Ferdi Sabit Soyer ile eski milletvekili Sonay Adem ortak açıklama yaptı.
Kayalp’i ‘despotlukla’ suçlayan Soyer ile Adem, 2013 milletvekilliği seçimlerinde ‘karma oy tezgahından’ söz etti.
Oldukça setrt ifadelerin kullanıldığı ortak açıklamada, 2013 seçimlerinde mühürlerin kırılması için Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na danışıldığı da iddia edildi. Komutanlık bu iddiaları yalanladı.
Geniş bir açıklama yaptılar
Soyer ve Adem ortak açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Gerçekleşen yerel seçimlerden sonra CTP-BG pek çok yerleşim yerimizde seçimlerden başarılı çıksa da, maalesef görevde olduğumuz Lefkoşa, Girne, Mağusa ve Yeni Boğaziçi Belediyelerinde seçimi kaybetmiştir. Ayrıca Anayasa Değişiklik önerileri de ret edilmiştir.
“4 büyük kayıp her açıdan değerlendirilmeli”
Ada çapındaki oy oranlarına baktığımız zaman CTP-BG hala birinci parti olarak halkımızın takdirini devam ettirmektedir. Ancak 4 büyük kentte seçim kaybetmemiz her CTP'liyi derinden üzmüştür. Bunların nedenlerini her açıdan değerlendirmek zorundayız…”
Anayasa Değişiklik önerilerinin halkın takdirinden geçmemiş olması da çok önemlidir. Halk iradesine saygı duymakla birlikte, bunun demokratik gelişme için önemli bir kayıp olduğuna inanmaktayız. Fakat bunları değerlendirmek, eleştiri, özeleştiri yapmak için sağlıklı ortam, maalesef oluşamamaktadır. İçimizden ve dışımızdan, CTP de sağlıklı değerlendirme yapılmaması için her şey yapılmaktadır.
“Baş sorumlu Kayalp”
Soğukkanlılıkla bu işler ele alınacağına her şey bir kışkırtma ile devam etmektedir. Bunu bizler çok soğukkanlılıkla karşılamaya çalıştık. Çünkü bu ülkenin ve halkın CTP-BG'ye ihtiyacı vardır.
Genel durum yanı sıra, koparılan fırtına nedeni ile özellikle Mağusa'da ve Yeni Boğaziçi’nde, seçimleri kaybetmemizin nedenleri konuşulacağına, Mağusa'daki seçimin bu şekilde oluşmasının baş sorumlusu olanlar, kendilerinden başka herkesi, seviye ve düzeyden yoksun bir şekilde suçlayarak sorumluluktan kurtulacaklarını zannetmektedirler…
Daha evvel partimizde, ortak değerlendirme yapmadan açıklama yapmayacağımı söylesem de seçimleri kaybetmemizin baş sorumlusu olan Sayın Oktay Kayalp kin ve nefretle dolu, gerçekleri saptırmaya dönük bir açıklama yapmıştır.
Bu nedenle bu açıklamaya yanıt vermek gerekmektedir…”
“Hâinlik edebiyatı yapıyor”
“Halkımız, Oktay Kayalp, ister sağcı, isterse solcu olsun, her despotun kullandığı hainlik edebiyatı ile kendini izah etme küçüklüğüne düşmüştür.
Zaten yıllarca yeterince hain ilan edildik. Bu ilanı yapanlara karşı, metanet ve soğukkanlılıkla karşı durduk. Zamanın her şeyin ilacı olduğu gerçeğini unutmadık. Bu iddiaları ortaya atanlar, kendi ayıpları ile baş başa kaldılar. Şimdi de öyle olacak. Gericiliğin nefret dilinin en pespaye üslubu ile ve ayni literatürle Sayın Oktay Kayalp, CTP' lileri tanımlamaya çalışmaktadır. Üstelik bunu yalan ve gerçek dışı ifadelerle yapmaktadır.
“Seçim bürosu bile yoktu”
Bunu da seçimlerin kaybedilmesindeki esas sorumluluğu gizlemek için yapmıştır. Bir kere herkes bilsin ki partimizin hiçbir döneminde Mağusa'da 2014 yerel seçimlerinde olduğu gibi girmedik. Bu seçimde maalesef bir seçim bürosu Mağusa'da oluşturulmadı. İlk defa parti, Belediye seçimlerine bir seçim bürosundan mahrum olarak girdi. Her şeyin sorumlusu Sayın Oktay Kayalp oldu. Kiminle çalıştı, komite kimdir, kimse bilmedi. Eminiz ki o da yoktu.
1994’ten 2010 seçimlerine kadar her dönem Mağusa seçim bürosunun sorumlusu Sayın Sonay Âdem olmuştu. Tümünden de başarılı olarak çıktık.
Dereyi geçene kadar...
Üstelik kamuoyu şu gerçeği bilmelidir. 2010 Seçimleri öncesinde de partimizde bugün olduğu gibi sorun vardı. Üstelik 2009 seçimlerinde, 2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığımız başarısızlıklar da vardı. Bu nedenle Sayın Oktay Kayalp ile sıkıntılı ve tartışmalı olan herkesi buluşturma çabası yapıldı. Herkes birbirini dinledi ve beyaz sayfa açtılar. Bundan sonra Sayın Sonay Âdem seçim bürosu sorumlusu olarak görev aldı ve görevini lâyıkıyla ile yaptı. Seçim yine kazanıldı. Ama seçimler bitti, her şey eskiye döndü. Çünkü dere geçildi…
“Bütün bunlara karşın, özellikle Oktay Kayalp'ın örgütlenmesinde aktif yer aldığı artık kesin olan, 2013 Genel Milletvekilliği Seçimlerinde parti mühürlerini kırıp, karma Oya döndürülme çabasından ötürü, partimizde çok ciddi kırılmaların yaşandığı açıktır.
Üstelik kendi yaptığı açıklamada, itiraf etmektedir.
“Kendi kendini ele verdi”
Açıklamasında aynen şöyle ifade etmektedir: ‘Partinin tek adayla girdiği seçimlerde, parti adayına oy vermemek ihanettir’… Yani partinin 13 milletvekili adayıyla girdiği seçimlerde, karma oy organizasyonu, ittifakı ve çetesi kurmak meşru mu?
Parti mühürlerinin kırdırılması organizasyonunu meşru ve olağan karşıladığı bu ifadesiyle de, ortaya çıkmaktadır. Yani hırs ve kinle kendi suçunu açığa çıkarmıştır.
Ancak, bu 2014 Yerel Seçim dönemi gündeme gelince, ondan gelen bir araya gelme ve destek açıklaması istediği haberi üzerine, Sonay Âdem, kendisine İlçe Başkanı vasıtası ile haber iletti. Eğer, geçen seçimlerle ilgili olanlarla bağlantılı bir yanlışlık olduğuna dair uygun bir açıklama yaparsa, tüm seçim kampanyasında açıkça yanında olacağını ve eski görevini yükleneceğini söyledi.
“Hâin arıyorsa...”
Ancak tek bir yanıt gelmedi.
Bununla ilgili olarak tek bir adım atmadı. Parti birliği, kendini üstün ve ayrıcalıklı sanan insanların, hep ‘’ben merkez anlayışıyla sağlanamaz. Bunu kamuoyu bilmelidir. Sayın Oktay Kayalp'ın üslubu ile söylersek, hain ararsa önce geçen genel seçimlerde, karma oy tezgâhı kurduğu insanlar arasında bunu arasın.
GKK’yı itham...
Bu açıklamada ismini dahi anmak istemediğimiz ve partinin söz konusu seçimlerle ilgili hazırladığı soruşturmanın basına sızdırılması ile Havadis Gazetesi’nde ismi, ifadesi ile birlikte yayınlanan söz konusu kişinin söylediklerine baktığınızda, açıkça şunu görürsünüz. Sayın Kayalp'ın prensi olan bu adam, açıkça GKK Komutanı ile de istişare içinde, karma oy listelerini hazırladığını ve dağıttığını açıkladı.
Partinin mühürlerinin kırılmasında GKK Komutanı ile de danışarak eylem içine girdiği kendi beyanı ile açık olan bir isimi, hem ilçe, hem de kurultay delegesi de yapan Oktay Kayalp, bunlara karşın bu kişiye Yukarı Maraş çalışmalarını emanet etti.
Şimdi seçim sonuçlarına bakılsın. Yukarı Maraş sandıklarında hem kendisi hem partimiz büyük kayıplara uğradı. Bu sonuç çok nettir… Şimdi bu gerçeğe karşın bu seçim yenilgisinin bir numaralı sorumlusu, başkalarına ‘hain’ diyerek kendi sorumluluğu ile hatalarını gizleyemez…
“71 No’lu sandıkta oyları artmıştır”
Şimdi prensine emanet ettiği bu alandaki gerçekleşen seçim verilere bakalım.
Anadolu Mahallesi: İsmail Arter 601, Oktay Kayalp 155 (oy); Harika Mahallesi: Arter 175, Kayalp 102; Pertev Paşa: Arter 426, Kayalp 212; Piyade Paşa: Arter 541, Kayalp 202; Zafer Mahallesi: Arter 733, Kayalp 260.
Toplam: İsmail Arter: 2486. Oktay Kayalp 958 oy…
Bunları da Ferdi Sabit Soyer ve Sonay Âdem sağladı. Meraklısına söyleyelim, bizim oy kullandığımız sandığa yani 71 No’lu sandığa ve mahallemize baksınlar.
Partinin aldığı oylar açıktır. Oy kullandığımız sandıkta Oktay Kayalp yine birinci çıktı ve mahallemizde de geçen seçimlerde toplamda 60 oy artışı oldu.
Asıl Yavuz hırsız misali
Oktay Kayalp, her zaman Baflı diye aşağıladığı bu mahallerde yine gereken oyu aldı. Gururla bunu ifade ederiz.
Ama kendisi bize ve kamuoyuna hem oturduğu semtte, hem de Baykal, Karakol ve Sosyal Konutlar, Canbulat mahallesindeki sonuçları izah etmek mecburiyetindedir. Çünkü Aslan yattığı yerden bellidir. Başka söze gerek yoktur. Yaptığı açıklamada ‘emeği en yüce değer bilenlerle bu hainler nasıl bir arada olacak’ diyor… Asıl Yavuz hırsız misali…”
“Yıllarca tüm uyarılarımıza rağmen, kurduğu taşeronluk sistemi ile emekçileri asgari ücrette ve pek çok sosyal haktan mahrum kılarak, bir esir gibi çalıştıran ve bu işçileri de ilçe ve kurultay delegesi yaparak, parti içinde sözde güç mücadelesi yapan bu Efendi'nin, emeğin yüceliğinden söz etmesi son derece inanılmazdır.
Kimseden minnet beklemedik”
Bugün bu seçim sonuçlarından sonra, bu insanların bir kısmı internetten MHP' li olduklarını açıkladılar, bir kısmı evinin üstüne UBP bayrağı asarak gerçek kimliklerini sergiledi.
Ama bunlar, bugün disiplinden söz edence CTP delegesi yapıldı.
Bu insanların şimdi kahvelerde, sokakta söyledikleri ayyuka çıkmıştır.
Bize ‘hain’ tanımlaması yapan ve emeğin en yüce değer olduğunu iddia eden bu zat, CTP'nin en temel ilkeleri olan insan, emek ve özgürlük değerlerini nasıl yaraladığının öncelikle hesabını vermelidir. Bizleri siyasetten başka sarılacak bir şeyleri olmayanlar diye tanımlamaktadır. Biz inanançlarımız için çalıştık. Kimseden minnet beklemedik. Bu değerlerden başka da sarılacak bir şey aramadık. Ama kendisi şimdi bizi böylesi bir aşağılama ile tanımlamaya çalışmaktadır.
“Her despot ergeç açığa çıkar”
Evet, servetimiz yoktur. Olmadı da… Olması içinde gayretimiz olmadı. Ama kendisi şunu ifade etmiştir. ‘Ben Belediye Başkanı olmasam da hayata tutunacak ve kendimi sadece Gazimağusa Halkına değil tüm yurttaşlara ifade edecek araç ve olanaklara sahibim’ dedi. Bu imkânları ile hangi ‘araçlara’ sahip olduğu, zaten günlerdir bazı basında, aslı astarı olmayan yazı ve yorumlarla konuşanlardan bellidir. Bundan sonra kaynaklarının bir kısmını da kendini savunmaya ayırmasını ona tavsiye ederiz. Hayat tutunacak en büyük değer, insanlık ve inanç değerleridir. Parası ve serveti ya da devlet gücü ile böbürlenen, bu yüzden güce taparak hayata tutunduğunu ve olayları yönettiğini zan eden ister sağcı, isterse solcu olsun her despot er-geç açığa çıkar.
Malvarlığını açıkla…
Şimdi ona açık çağrı yapıyorum. Bunu Sonay Âdem olarak yapıyorum. Açıklıktan bahsettiğine ve elindeki imkânlardan söz ettiğine göre, ben siyasete Mobilet ile girdim ve borcumdan başka bir şeyim de yok ve servetimi de hep açıkladım.
Şimdi kendisi siyasete girdiği zamanki mal varlığı ile bu yirmi yılda bir belediye başkanı olarak ayrılırken, tüm mal varlığını, şirketlerinin servetlerini de açıklamalıdır. Bakalım hangi iş adamlığı marifeti imiş bu Belediye başkanlığı yaparken, bugün böbürlendiği varlığı?
“En büyük destekçisi İncirli ve Hastürer”
Ayrıca hainliğimizi göstermesi için kendisini en büyük destekçileri olan Serhat İncirli'nin ya da Hasan Hastürer'in programlarında, ya da herhangi bir başka programda, Sonay Âdem olarak açık olarak tartışmaya davet ederim. Hodri meydan… Alsın o söz ettiği belgelerini ve gelsin tartışalım. Ayrıca açıklamasında, Mağusa İlçe Merkezinde yaşanan ve asla tasvip edilmeyen davranışları da yok saymaktadır.
“Ancak bu konuda konuşmak partimize inanılmaz derecede zarar vereceği için konuşmayacağız. Fakat bu rezalet üzerine parti binamıza gelmeye çalışan üyeleri engellemek için sarf ettiğimiz çaba da açıktır. Ayrıca Sayın Oktay Kayalp açıklamasında, parti üyelerimizi kategorize ettiğimizi ifade etmektedir. Biz asla bunu kabul etmeyiz. Çünkü partiyi KÖGEF'liler, ÜTK'lılar, gençler, yaşlılar, bıyıklılar, bıyıksızlar diye kategorize eden ekibin başı idi. Ama bu yarattığı canavar, sonra kendisini buldu. Bu nedenle çıktığı TV programlarında ‘ben tecrübeliyim, 50'li yaşlar en verimli yaşlardır, bende 56 yaşındayım’ diyerek, yarattığı canavarın önünde kendisini savunmak zorunda kaldı. Parti üyelerini kategorize edenin şimdi bunu öne sürmesi çok ibret vericidir.
UBP, DP, TDP'li oyları aldık
Bu noktada değinmemiz gereken bir husus daha var. Elbette her partili, parti adayına oy vermelidir. Ancak seçim döneminde bilinen bir gerçek vardır. Seçmen çok değişik etkenler altında kalır. Bugüne kadar Sayın Oktay Kayalp ve elbette bizlerde, CTP üyesi ve seçmeni dışında olan UBP'li, DP'li, TDP'li üye ve seçmenlerden de oy aldık.
Şimdi kullandığı bu ifadelerle, bu insanların tümünü de kendi partilerine dönük hain diye tanımladığının farkında mı? Bundan böyle bu insanlar bize niye oy versin?
“Onurumuzla kimsenin oynamaya hakkı yoktur”
Hırsın kurbanı olarak bu sözlerinin nasıl bir zarar verdiğini, çok kısa sürede göreceğiz.
Ayrıca açık bir şekilde ifade etmek isteriz ki partimize dönük olarak yapılan bu asılsız iddiaların asla tarafı olmadık. Onurumuzla kimsenin oynamaya hakkı yoktur.
Böyle pespaye iddiaların asla tarafı olamayız…
UBP’den oy almakla övünüyor
“Şimdi UBP'nin en etkin isimlerinden destek aldığını övünerek hep anlatan Oktay Kayalp 'ın, bu insanları da gözü karararak hain ilan etmesi çok anlamlıdır. Bu ifadeler bundan sonra, partinin siyasi yaşamına ve seçim çalışmalarına sıkılmış kurşundur... Hırsın ve kinin getirdiği işte budur. Oktay Kayalp açıkça, bize, ‘Ben yalnızca parti oylarına dayanmıyorum, UBP'den DP'den diğerlerinden aldığım oylar bana yeter’ dediği açıktır.
Bu yüzden aday broşüründe kendi özgeçmişini yazarken dahi, hiçbir CTP' linin yapmayacağı şeyi yaparak, CTP'de aldığı görevleri ve halen parti meclisi üyesi olduğunu dahi yazmamasının nedeni, güya CTP'li kimliğini gizleyerek, diğer partilerin seçmen ve üyelerinden oy alma isteği değil miydi?”
Fotoğraf çektirme yarışı
Bugün partililikten söz ediyor, kendi özgeçmişinde dahi bunu gizleyene şunu söyleriz; biz, kendi kimliğimizi asla saklamadan, her seçimde insanlarımızın önüne çıktık. Tüm CTP'lilerin Belediye Başkanı olamayıp, ayrıca kendisine oy veren bir kısım insanı kırıp geçiren Sayın Oktay Kayalp, şimdi dönüp sitemde bulunuyor. Yıllardır her şeye karşın, onun aşağılamalarına ve hakaretlerine rağmen, bu onurlu üyeler hep onu destekledi. Gerek, Genel Sekreterliğim gerekse Genel Başkanlığım döneminde, ‘Onunla aynı fotoğraf karesine girmeyin’ diyenlerin, bu seçim döneminde, benimle fotoğraf çektirmek için girdikleri yarışı hiç yüksünmeden yerine getirdim.
Gericilerin jargonlarıyla…
Dün benimle çektiği fotoğrafları yayınlamak için bir hal olan Oktay Kayalp'ın, bugün bana sarf ettiği ve ettirdiği sözler, onu ele veren noktadır. Her şey dere geçilene kadar. Unutmasın ki her insanın bir fiyatı vardır sözü, ilkeli insanlar ve değerler için geçmez. Evet, yerel yönetimde çok iş yapılmış olabilir, ama demokratik ve katılımcı olmamanın acı sonuçları daha çok yaşanacaktır...
Dün, benimle çekilmiş fotoğrafları, her yerde yayınlamaya çalışanların, şimdi beni ve pek çok insanı suçlamaları, samimiyetsizliklerinin en büyük göstergesidir. Bu nedenle nefret dili ve gericilerin jargonu ile ihanet ve hain kavramlarını kullanarak yaptığı açıklama, tarihe ibret olarak geçecektir…
“Biz CTP'lileriz”
Biz CTP'lileriz. Hayata tutunma noktamız, barış, demokrasi, emek ve insan hakları ile ilgili mücadelemizdir. Hayata tutunma noktamız, ne makamımız, ne servetimiz, ne de kendimize dönük hırslarımız ve tutkularımızdır.”
Güncelleme Tarihi: 05 Temmuz 2014, 12:12