Cumhurbaşkanı Eroğlu, halkı bilgilendirme toplantıları çerçevesinde, Beyarmudu Belediyesi Kültür Merkezi’nde Kıbrıs konusunda bölge halkını bilgilendirdi. Eroğlu konuşmasının başında, 2010’daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Cumhurbaşkanlığı makamının halka açılacağını söylediğini anımsatarak, “Seçildiğim gün de kapılar halka açılmıştır. Belki bu süreçte çok fazla aranızda olamadım. Ama mühim olan halkın Cumhurbaşkanlığı makamına ulaşmasıdır” dedi. Masada Rumlarla müzakere ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, masada BM yetkililerinin de yer aldığını söyledi. “Bu görüşmelere giderken, bunun 3 - 4 günlük hazırlık süreci var” diyen Eroğlu, bunun dışında Kıbrıs’taki yabancı temsilciliklerle de haftada birkaç kez görüşmeler yaptığını anlattı.
“Görevimin bilincindeyim”
Halkın adına görev yaptığının bilincinde olduğuna vurgulayan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, gerek milletvekili, gerek Başbakan, gerekse de Cumhurbaşkanı olarak halk adına görev yaptığını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça şahsına yönelik saldırılar yapılacağının bilincinde olduğuna da dikkat çeken Eroğlu, “Ama bu görev sürecinde görevimin bilincindeyim” dedi.
Rum lider Anastasiadis’in kısa bir süre önce New York’ta kalp ameliyatı geçirdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Eroğlu,”İnşallah en kısa sürede sağlığına kavuşarak masaya gelir ve çözüm için adımları atarız” diye konuştu.
“ Masadan Rumlar kaçtı”
“2010 Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde dış basında “Eroğlu seçimi kazanırsa müzakereler duracak” diye yazıldığını hatırlatan Derviş Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama seçilir seçilmez müzakere masasına oturmadan BM Genel Sekreteri’ne mektup yazarak müzakerelere kaldığı yerden devam edeceğimi söylemiştim. Ancak içimizde de bazıları, Rumların masadan kaçtığı bu ortamda bile beni çözüm istememekle suçluyor. ‘Eroğlu uzlaşmaz’. Yani ben masada otururken bazı çevrelerin ‘Eroğlu uzlaşmaz’ sözleri, Rumların iştahını kabartıyor.”
“Bugünü yok saymayacak bir anlaşma”
Müzakere masasında, Kıbrıslı Türklere geçmişi aratmayacak ama bugünkü durumu da yok saymayacak bir anlaşma arayışı içinde olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi içerisinde, Kıbrıs Türk halkını daha güzel günlere götürecek bir anlaşma arayışı içinde olduğunu belirtti.
“Aradan geçen 40 yıl göz ardı edilemez”
1974’ten günümüze 40 yıl geçtiğinin altını çizen Eroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Rum tarafı yıllardan beridir halkına yalan söyledi. Ne dediler? ‘Türk askeri geri gidecek, herkes mallarına geri dönecek ve Türkiye’den gelenler geri gidecek’ demişlerdir. Ben, Anastasiadis’e 1974’teki Türkiye’de değil, 2014’teki Kıbrıs’ta olduğumuzu söyledim. Aradan geçen 40 yıl göz ardı edilemez.
Mülkiyet başlıktan biri
Mülkiyet konusunda da açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı, mülkiyetin masada görüşülen 6 başlıktan biri olduğunu söyledi.
Rum liderliğinin, 1974 savaşlarından sonra 160 bin göçmeni olduğuna ve hepsini yerleştirecek şekilde toprak istediğine dikkat çeken Eroğlu, “Bunu verdikten sonra, bize kalacağını zannettiğimiz mülk, Rum tapuluysa bir anlaşmadan sonra kuzeyde kalan bu mülk konusunda birinci hak sahibi olacağını söylüyorlar” diye konuştu.
Toprak konusunu görüşmüyorlar....
Cenevre Zirvesi’ndeki toplantısında, dönemin Rum liderliğinin “Türkler toprak konusunu hiç görüşmüyorlar” dediğini söyleyen Derviş Eroğlu, “Onlar öyle deyince biz kriterlerimizi ortaya koyduk. Bunun üzerine Genel Sekreter ‘Türk tarafı toprak konusundaki görüşlerini ortaya koymuştur’ dedi. Kriterlerimiz, mümkün olduğunca çok az insanın yer değiştirmesiydi. Bizim göçmenimiz yoktur. Biz bütün göçmenlerimizi rehabilite ettik. Ama siz edemediyseniz bu sizin probleminizdir dedik” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rumların toprak konusunda aşırı taleplerde bulunduğuna işaret ederek, Rumların şu an KKTC sınırları içerisinde kalan kıyı şeridinin büyük bir bölümünü talep ettiklerini belirtti. Bunun yanında Ziyamet’ten itibaren Karpaz’ın tümünü, münhasır ekonomik bölge bakımından Türkiye’nin de çıkışını kapatmak için Karpaz’ın kuzeyi ve güneyini istediklerini söyleyen Eroğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Güzelyurt’tan Yeşilırmak’a kadar sahilin tümü. Mağusa’da belediye hudutlarından başlıyorlar. Açık ve kapalı Maraş’ı istiyorlar. Akdoğan, Vadili, Paşaköy, Gaziköy ve Haspolat’ı alıp Lefkoşa’ya kadar dayanmak istiyorlar. Sonrasında Alayköy’den devam ederek Güzelyurt’a kadar istiyorlar. Güney Mesarya ve onun dışında tarihi eserler ve dini bölgeleri de istiyorlar. Mesela Aziz Barnabas Kilisesi ve Salamis Harabeleri. Yeni Boğaziçi, Tuzla, Mormenekşe. Böyle bir arsız istemleri vardır.”
Güncelleme Tarihi: 11 Aralık 2014, 10:16