Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Erk, ülkede su dağıtımının özelleştirilmesinin parti tezlerine aykırı olduğunu belirtti ve “Tezlerimizde açık şekilde yazıyor: Su, elektrik, telekomünikasyon, ulaşım özelleştirilemez. Mal ve hizmet üretiminde bu alanların özele devri söz konusu olamaz” dedi. Partisinden verilen bilgiye göre, CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk katıldığı bir tv programında, hükümet ortağı Demokrat Parti Ulusal Güçler’den Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı’nın su dağıtımını KKTC kurumlarının yönetecek durumunda olmadığı yönündeki açıklamalarını eleştirdi. Bakırcı’nın açıklamalarının kendi içinde çelişik olduğunu savunan CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, “Yürütme erkini elinde tutan bir organın ben yapamam demesi doğru değil” dedi.
Belediyelerin su tahsilatını yapamadıkları için suyun KKTC kurumları tarafından yönetilemeyeceğini söylemenin doğru olmadığını belirten Erk, tahsilatın gerçekleşmesi için en pratik yolun akıllı sayaca geçiş olduğunu kaydetti. Akıllı sayaca geçme kapasitesi olmayan belediyeler bulunduğunu ancak borçlanmayla akıllı sayaca geçilebileceğini ifade eden Erk, suyun dağıtımını belediyelerin yapmaması durumunda belediyelerin çökeceğini söyledi.
“Yetenek ve birikimlerimize güveniyoruz”
Genel dağıtım hatları konusunun da Su İşleri Dairesi’nin görevi olduğunu ifade eden Kutlay Erk, KKTC kurumlarının bunu yapacak donanıma sahip olduğunu söyledi. Kaçaklarla ilgili olarak boru hatlarının yenilenmesinin çok büyük bir konu olmadığını belirten Erk, “Biz CTP olarak yetenek ve birikimlerimize güveniyoruz. Bu yüzden biz bunu yönetiriz, eksikliklerimizi de tamamlarız diyoruz. Mali sorunları da teknik sorunları da aşarız, yeter ki irademiz ve bunu kullanma isteğimiz olsun” dedi. Türkiye ile imzalanan protokollerde özelleştirme maddelerine atıfta bulunan Erk, “Tezlerimizde açık şekilde yazıyor. Su, elektrik, telekomünikasyon, ulaşım özelleştirilemez. Mal ve hizmet üretiminde bu alanların özele devri söz konusu olamaz” diye konuştu.
Özelleştirme konusunda parti tezlerinin değiştirilmesi için önce kurultaya gidilmesi gerekeceğini ancak böyle bir konu için herhangi bir süreç henüz bulunmadığını ifade eden Erk, “Duruşumuzun ne olduğu açıktır. Halkımızı felakete sürükleyecek olan ‘biz yönetemeyiz’ diyen partilerdir, bunu söyleyen insanların yönetime talip olması felakettir” dedi.
“Arabacıoğlu’nun istifası kişisel tasarruf”
DP-UG’li Mustafa Arabacıoğlu’nun istifasını değerlendiren Erk, istifanın kişisel bir tasarruf olduğunu söyledi. Sistemde sıkıntılar olduğunu ancak bunu giderme sorumluluğunun da siyasilerde olduğunu vurgulayan Erk, partizanlığın engellenmesi amacıyla atamalar ve kadrolarda yer değişikliklerinde sendikalarla birlikte hareket etmenin şeffaflık olacağını söyledi. Erk, sendikaların grev hakkını tehdit olarak kullanmasının da kişinin eğitim hakkını kısıtladığını bunun da velilerin özel okullara yönelmesine yol açtığını savundu.
DAÜ’deki durum garip”
Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanan rektör ataması süreci konusunda ise Kutlay Erk, DAÜ’deki durumun özgür ve demokratik üniversite anlayışına uygun olmadığını söyledi. Erk, “Rektör seçimle gelsin ama, seçenlerin rektör tarafından seçilmesi garip bir durum” dedi. Vakıf Yönetim Kurulu’na tek isim gelmesi ve kurulun sadece mühür basmasının antidemokratik olduğunu belirten Erk, Vakıf Yönetim Kurulu’nun önüne birden fazla rektör adayı sunulmasının daha doğru olacağını kaydetti.
Güncelleme Tarihi: 30 Eylül 2014, 09:35