Filiz SEYİS
Başbakan Ünal Üstel, Meclis’te temsil edilen siyasi parti başkan ve temsilcileri, öğretmen sendikaları ve Barolar Birliği temsilcileri ile bir araya geldi.
Cumhuriyet Meclisi'nde, Zalihe Çavuşoğlu Toplantı Salonu'nda dün saat 12.15’te başlayan toplantıda, Bakanlar Kurulu’nca geri çekilen "Ortaokullar ile Ortaöğretim Kurumları İçinde ve Dışında Uyulacak Kurallar ve Disiplin (Değişiklik) Tüzüğü" ile ilgili istişarede bulunuldu.
Üstel: İstişareden yanayız
Başbakan Ünal Üstel, Disiplin Tüzüğü ile ilgili genişletilmiş istişare toplantısının ardından yaptığı açıklamada, toplumu germeme ve bölmeme adına istişareden yana olduklarını vurguladı.
Başbakan Ünal Üstel, Disiplin Tüzüğü değişikliğinin ardından yaşananlar nedeniyle bazı çocukların sınavlara girememe durumuyla karşılaştığını belirterek, çocukların ülkenin geleceği olduğunu söyledi.
“Çocuklarımızı ayrıştırmama adına, toplumu germeme adına bu konuları istişare ederek çözme yollarını arıyoruz.” diyen Üstel, bugün sendikalar, Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen siyasi partiler ve Barolar Birliği temsilcileri ile genişletilmiş bir istişare toplantısı yaparak, sorunu nasıl ortadan kaldıracaklarını tartıştıklarını söyledi. Üstel, konuyu hükümet içinde de görüştükten sonra, çarşamba günü sendikalarla yeniden bir araya geleceklerini de aktardı.
Atalay: Bireysel özgürlükler temelinde tartışalım
Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Milletvekili Talip Atalay, Disiplin Tüzüğü ile ilgili genişletilmiş istişare toplantısının ardından yaptığı açıklamada, konunun bireysel özgürlükler temelinde tartışılarak çözülmesi gerektiğini söyledi.
YDP Milletvekili Talip Atalay, Başbakan Ünal Üstel’in daveti ile siyasi parti, öğretmen sendikaları ve Barolar Birliği temsilcileriyle Disiplin Tüzüğü ile ilgili Meclis’te yapılan genişletilmiş istişare toplantısının ardından basına açıklama yaptı.
Atalay, faydalı bir toplantı yapıldığını ve herkesin görüşlerini söylediğini aktardı.
Herkesin, başkalarının kendisi gibi düşünmesini istediğini ancak bunun mümkün olmadığını söyleyen Atalay, “Çok kültürlü bir toplumda yaşıyoruz. Bu toplumsal yapıda huzuru sağlayabileceğimiz, kardeşçe yaşayabileceğimiz zemini oluşturmak ancak bütün kesimlerin hassasiyetleri gözetilerek mümkündür.” diye konuştu.
Başörtüsünün sadece sembol olarak tanımlanmasının doğru olmadığını, dini bir gereklilik olduğunu anlatan Atalay, “Gelin bu konuyu Türkiye temelinde tartışmaktan çıkalım. Bunu bireysel özgürlükler temelinde tartışalım çözelim ve kalıcı bir özgürlük alanı tanıyalım herkese. Bu özgürlük alanı diğerlerinin özgürlük alanına müdahale olmayacak şekilde planlansın ve bu tartışma sonlansın.” dedi.
Konunun Türkiye ya da elçilik hedefe konularak tartışılmasının son derece sakıncalı olduğunu kaydeden Talip Atalay, çocukların sınıfa ve sınava alınmayarak eğitim hakkının engellendiğini söyledi.
KTOEÖS ve KTÖS de açıklama yaptı
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) genişletilmiş istişare toplantısının ardından basına açıklama yaptı.
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, istişare toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Disiplin Tüzüğü’nün geri çekildiğini ancak fiiliyatta bir dayatmanın hala söz konusu olduğunu söyledi.
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş ise, Kıbrıs Türk toplumunun laik değerler üstüne kurgulandığını vurguladı.
“Kılık-kıyafet yönetmeliği gereği çocuğu sınava almama gibi bir hukuki çerçeve olup, olmadığı” sorusu üzerine Disiplin Tüzüğü'nü yorumlayan Avukat Öncel Polili, Tüzüğe göre, öğrencilerden beklenen davranışlar olduğunu belirterek, bunlardan birisinin siyasi sembollerle okula girilemeyeceği olduğunu kaydetti.
Polili, Bakanlığın okullara gönderdiği genelge yorumlandığında, “başın açık olması” gerektiğinin çok açık bir şekilde ortaya çıktığını da söyledi.
Herkes “Baş örtüsü” diyor ama doğrusu “Saç örtüsü”dür. Baş örtüsüne “Yemeni” örnek verilebilir ve bu Kıbrıslıların kültüründe vardır.Ama amaç başkadır. Siyasal islam dayatmasının ilk adımıdır. Kıbrıslıların başını örten ve örtmeyenle bir sorunu olmamıştır. Ama siyasal islam dayatmalarına karşıdırlar. Kıbrıslılarla beraber yaşamaya gelenler, Kıbrıslıların yaşantısına uymalılar. Onlara yaşantı dayatmamalılar.