Değişen koşullar nedeniyle, yeni koşullar çerçevesinde Türkiye ile garantiler konusunda uzlaşının mümkün olduğunu savunan Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Yuannis Kasulidis, Kıbrıs sorununun 2016 yılı içerisinde çözülebileceğini söyledi.
Fileleftheros gazetesi de adını vermediği bir Rum yetkili ile görüşen Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun “Türkiye’den, Kıbrıs’a 40 dakikalık bir mesafede vardır. Gerekmesi durumunda, müdahale etmek için garantilere ihtiyaç yoktur”dediğini savundu.
Gazete bu düşüncenin, Ankara’nın oynamak istediği gerçek rolü ifade ettiğini iddia etti.
Bazı bilgilere atıfta bulunduğu haberinde Türkiye’nin garantiler konusunu görüşmeye hazır olduğunu ancak “Ada’da bulunmama” niyetinde olmadığını yazan gazete, Türkiye’nin bu konuyu, müzakere masasında başka başlıklarla takas etmek için “yükümlülüğü” olarak ortaya koyacağını da ileri sürdü.
Mayıs öncesi veya sonrası
Rum Dışişleri Bakanı Yuannis Kasulidis; Politis gazetesinde yer alan demecinde; çözümün Mayıs 2016’daki Rum parlamento seçimleri öncesinde mi, sonrasında mı olabileceğine ilişkin bir soruya tatmin edici yanıt vermekten kaçındı.
Kasulidis, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in de söylediği gibi, sürekli bir ilerleme yaşanmakta olduğunu, ancak üzerinde öngörüde bulunulabilecek olan genel görüntüye, toprak ve güvenlik konuları görüşüldüğü zaman sahip olacaklarını söyledi.
Müzakerelerde büyük mesafe kat ettiklerini, ancak daha alınacak çok yol olduğu görüşünü de ortaya koyan Kasulidis, mülkiyetle ilgili bir soruya karşılık ise, mülkiyet konusunda çok çalışma yapıldığını ve özellikle de müzakereciler aşamasında, mülkiyetin çözüme kavuşturulması niyetine yönelik bir anlayış olduğunu kaydetti.
Kasulidis “mülkiyetin çözümü meselelerini kategorilere ayıran kriterler ve hukuki çare verileri temelinde, somut bir görev-yetki tanımı yapılmasına çabaladıklarını” ifade etti.
Bazı günler, görüşmelerin diğer başka görüşmelere göre daha iyi gittiğini, ancak sabır gerektiğini ifade eden Kasulidis, göçmenler için bir çare bulunmasının ise oldukça önemli olduğunu söyledi.
Göçmenlerin 41 yıldır mülklerinden mahrum olduklarını ve diğer hemşerilerine göre daha güç bir durumda olduklarını savunan Kasulidis, tatmin edici bir çarenin ise, iade veya tazminat veya tamamen takas veya bunların karışımına dayandırılacağını belirtti.
Başkanlık meselesi görüşülmemiş
Federal devletin başkanlığı meselesinin ise henüz görüşülmediğini dile getiren Kasulidis, Hristofyas-Talat görüş birliklerinin büyük bir kısmı ile önceki hükümetler tarafından geçmişte gerçekleştirilen müzakerelerde yaygın olarak görüşülen başka belgelerin, yönetim, ekonomi ve Avrupa Birliği konularıyla ilgili büyük iş hacminde mümkün olduğunca mesafe kat edilmesine yardımcı olduğunu izah etti.
Rum kesiminin yanlış izlenimler yaratılmasını istemediğini ve gerçekçi olmaya çalıştıklarını dile getiren Kasulidis, aşırı beklentilere sahip olunması yanlış bir yaklaşım teşkil ettiği gibi, bu çabanın da bütün diğer öncekilere benzediği ve 41 yıldır gördüklerimizin bir tanesi daha olduğu şeklinde bir izlenim yaratılmasının da eşit derecede yanlış olduğunu savundu.
Objektif olarak, halka ümit vermeye çalıştıklarını ve korku ekip biçilmesine karşı olduklarını ifade eden Kasulidis, ortaya konan tezlerden bağımsız olarak, korku ikilemleri yaratılmasına da karşı olduklarını söyledi.
Garantilerde uzlaşma
Güvenlik konusunda, Rum kesiminin Yunanistan’la işbirliği içerisinde üzerinde çalıştığı bir model olduğu ve teorinin ötesinde, Türkiye’nin garantilerle ilgili bugüne kadarki tutumuyla uzlaşma olanağı olup olmadığının kendisine sorulması üzerine ise Kasulidis, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Müzakerelerin bütün gidişatı boyunca, birçok tez başlangıçtaki şekliyle, kendi aralarında taban tabana zıttı. İyi niyetle birlikte, yavaş-yavaş yakınlaşmalar oldu. Tam anlamıyla, iyi niyet yüzünden, konulara ‘siyah-beyaz’ olarak yaklaşmıyoruz. Uzlaşma imkânı olduğunu düşünüyoruz, bununla birlikte güvenlik başlığının henüz görüşülmediğini yineliyorum. Ancak artık ortada yeni koşullar olduğunu söyleyebilirim.”
Askeri garantilerle ilgili tecrübenin, bunun başarısızlığını kanıtladığını dile getiren Kasulidis, geçmişte de, özellikle askeri tabiata sahip garantilerin, modern çağa ayak uyduramadığını izah ettiğini anımsattı.
Kasulidis, başka bir durumun ise “Yunanistan’ın bu tür garantilere katılmayı kabul etmemesine dair güçlü kararı ile İngiltere’nin, kendisinin herhangi bir garanti sistemine katılımı belli bir amaca varmaya hizmet eden bir amaç olmadan, iki tarafın da isteklerine yanıt vermeyi istemesi kararı olduğunu” ifade etti.
Kasulidis, tüm bunların görmezden gelinemeyeceğini ekledi.
Maraş konusunda ise Kasulidis, toprak başlığının önümüzdeki dönem içerisinde ele alınacağını ve Maraş konusunun da buna dahil edileceğini belirtti.
Ekonomilerin hemen birleşmez
İki tarafın ekonomisinin çözüm durumunda yeniden birleşmeye hazırlanması, aynı zamanda mülkiyet ve başka konular için bir uluslar arası fon kurulmasının yeterli olup olmayacağına dair bir soruya karşılık ise Kasulidis, ekonomilerin birleşmesinin aşamalı olacağını söyledi.
İlk meselenin, KKTC’nin ekonomisinin AB normlarıyla uyumlaştırılması olduğunu dile getiren Kasulidis, Avrupa Komisyonu temsilcileri ile Kıbrıs Türk ve Rum taraflarının temsilcileri arasında özel bir teknik komite meydana getirildiğini, aynı zamanda ekonomiyle ilgili olarak, ilgili konuları inceleyen bir çalışma grubu bulunduğunu sözlerine ekledi.
Güncelleme Tarihi: 14 Aralık 2015, 10:13