Çiğdem AYDIN 

  Türkiye’deki FETÖ/PDY darbe girişimini Diyalog’a değerlendiren İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat “Eğer bu darbe girişimi başarılı olsaydı Türk ordusu, Türkiye çok ciddi sıkıntılara düşecekti. Biz de aynı şekilde... Dünya bunu darbeci ordunun garantörlüğü olarak görecekti ve Kıbrıs sorunu asla çözülemezdi” dedi. 

  Talat “Biz de, Türkiye de çok ciddi tehlike atlattık” diyerek, KKTC’nin de istihbarat açısından güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Talat bir soru üzerine; Kıbrıs sorununun yıl sonuna kadar çözülmemesi halinde, Maraş ve ara bölgeler için ‘Ara çözüm’ önerdi. Talat “Bu bölgeler çürümeye terk edilmemeli” dedi.

  KKTC Bakanlar Kurulu’nun, FETÖ PDY’yi KKTC’de terör örgütü listesine almasını değerlendiren Talat şöyle dedi;

  “Alınan karar normaldir. Fakat tek başına yeterli değildir. Öncelikle sivil bir istihbarat şubesi oluşturulması ve beraberinde gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekir.”

Bizde istihbarat yok 

  Terör örgütü konusunda Ankara ile istişarenin önemine dikkat çeken Talat şunları kaydetti:

  “Ankara ile istişare konusu bu terör örgütünün Kıbrıs’la ilgili uzantıları araştırılacaksa burada araştırılacak. Tabi eğer burada varsa buradaki mahkemelere götürülmesi lazım. Polis teşkilatımız kendisi araştırması lazım. Ancak bizim ülkemizde istihbarat yok. Bu faaliyetin yolu açılmalıdır aksi halde bir sonuç alınması çok zor. 

  Ayrıca buradan darbeye karışmak nasıl mümkün olabilir onu anlamadım. Darbe faaliyetinin içinde olmayan fakat sempati duyan insanlar olabilir ne yapacaksınız bu insanları? İşlemlerin burada olması lazım. Türkiye’den birileri gelip burada kanıt toplayıp mahkemeye sunamaz. Burada yapılması lazım araştırmaları.”

Saldırı açıklaması abartıldı

  Talat, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda bu kez umutlu olduğunu belirtirken, şunları kaydetti:

  “Geçtiğimiz günlerde Rum tarafında eski bir milletvekili açıklama yaparak kuzeye saldırmadan söz etti. Bu konunun kuzeyde çok abartıldığına inanıyorum. Çünkü bu düşüncede olabilecek insanlar vardır ve eskiden de vardı. 

  Örneğin dini ve milli bayramlarda hep alarm durumu vardır bu eskiden beri böyledir. Ama sansasyonel haberlerle bir yere varılmaz. Bunu biz abarttık, abartmamak gerekiyor. Böyle akılsızca şeyleri söyleyen her insan abartılmamalıdır. 

  Şu anda sürdürülen müzakere sürecinde ben umutluyum. Anastasiadis’i kilise destekliyor gördüğüm kadarıyla. Liderler ve ekipleri bir hafta bir yere kapanırlarsa bu işi çözebilirler ardından da bir 5’li konferans gelir ve bu iş biter. 

  Ama Rumların buna niyeti var mı onu bilemem. Hristofyas beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Gel ortak açıklama yapalım dedik o kadar ilerlemeye rağmen gelmemişti. Anastasiadis’in bu konuda daha cesur davranmasını bekliyorum. Dediğim gibi kilise Anastasiadis’i destekliyor, AKEL de destekliyor. Dolaysıyla toplumsal tabanı çok geniş.

  Evet, kilise bir federasyona karşı ama siyasi bir çizgi seçtiği için Anastasiadis’in çizgisine yakın görüyorum. Kilise bugün artık ciddi şekilde itibarsızlaşmış, halkın itibar ettiği bir kilise kalmamıştır. 

Güzelyurt’un anahtarı

  Talat, Güzelyurt’un altın anahtarının Yunanistan Cumhurbaşkanı’na verilmesi konusunda ise şunları söyledi:

  “Yunanistan Cumhurbaşkanı ‘na Omorfo’nun anahtarının verilmesi konusunda siyasi bir mesaj veriyor ama Güzelyurt’un bir anahtarı yoktur. O anahtarı alıp duvara asacak o kadar. Ama hoş bir hareket değil, görüşme masasına daha gelmemiş bir konuyu bu şekilde gündeme taşımak kör gözüne parmak sokmaktır tahrik etmektir. 

  Güzelyurt verilemez demek yanlıştır, Güzelyurt olmazsa çözüm olmaz demek de yanlıştır. Bu meseleler masada görüşülür sokakta, basında değil. Müzakerenin mantığı özü budur. Peşin olarak müzakere masasına giderken kesin olarak ne istediğinizi bu şekilde söylerseniz müzakere edecek neyiniz kalır.”