Çiğdem AYDIN

   Rum Başpiskoposu Hrisostomos’un, Kıbrıs sorununun çözümü için adada doğanlar dahil, tüm TC uyrukluların gitmesi şartını ortaya koyması, KKTC’deki siyasilerden sert tepki gördü.

   Diyalog’a konuşan eski Başbakanlardan, CTP milletvekili Ferdi Sabit Soyer, “Başpiskoposun verdiği vaaz Hz.İsa’nın İncilinden değil, Hitler’in Kavgam kitabındandır” dedi.

   UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, “Bu tür söylemlerle barış yapamaz, yeni savaşlara zemin yaratırsınız. Eğer savaş çıkarırlarsa, biz savaşırız” diyerek, Hrisostomos’a çok sert karşılık verdi. TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de “Hrisostomos artık gitsin geçmişte bu halka yaşattıklarının , dökülen kanların, giden canların günahlarından nasıl arınacağını düşünsün” şeklinde konuştu.

  İşte Hrisostomos’a tepkiler:

Soyer: Hükmü yok

Öncelikle müzakerelerin ilerleyen aşamasında ister Türkçe ister Helence konuşulsun 1964 ve 1974 statükosunun devamı için bu tür provokasyon yapacakları açıktır. 

Özellikle liderlerin Kasım ve Aralık ayında müzakere sürecini çözüm yolunda hızlandırma kararlarının ardından bu açıklamalar provokasyondan başka bir şey değildir. 

Başpiskoposun verdiği bu demeç  "intihar etmeyeceğiz"  demiş, ada 60 senedir darağacında, sandalyenin 3 ayağı kaldı, birini daha kır, şerefli ölüm mü? diye sorarım. Başpiskoposun verdiği vaaz Hz.İsa’nın İncili’nden değil Hitler’in Kavgam kitabındandır. İncil’in, Kuran-ı Kerimin insan sevgisine dayalı satırlarına tezat ve yoksun bir açıklamadır. 

Dönüşümlü Başkanlık konusuna gelince yaptığı açıklamayı anlamsız buluyorum. Bir kere bir çözüm Federal bir çözüm olacak, ve bu federal devletin bir federal Anayasası olacak, Federal hükümet olacaksa federal Başkanın, yürütmenin, parlamentonun yetkilerini halk seçer. Federal Anayasada da belirtilir.

Başpiskoposun bu açıklaması demokratik teamüllere tamamen aykırıdır. Yetki güç ve irade Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum halkınındır ve bu irade ile belirlenecektir. Hrisostomos’un bir oydan başka hükmü yoktur.

Özgürgün: 250 bin Pontusluyu istemiyoruz

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yaşayan kimseyi Başpapazın söylemesiyle pazarlık konusu yapacak değiliz. İki eşit siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki kurucu devlet temelinde bir anlaşmadan yanayız. Özellikle adanın Kuzeyine hiç kimse karışamaz. Bahsettiğim kapsamda bir çözüm olursa da yine adanın Kuzeyindeki Devlete kimse karışamaz. Kuzeyin kendi yasaları kendi kurumları olacak asla bir “azınlık” statüsünde olmayı kabul etmeyiz. Böyle bir anlaşmaya da evet demeyiz. Zamanında 250 bin Pontuslu Rum’u vatandaş yaparak adadaki vatandaşlık dengesini kendileri bozdular. Biz de vatandaş yaptıkları 250 bin Pontuslu Rum ve diğerlerini istemiyoruz. Eğer böyle bir dayatma olursa veya adanın Kuzeyindeki bazıları da Başpiskopos’un düşünceleri gibi düşünceleri aynen tekrar edenlere de söyleyeyim bu söylemler ve isteklerle bu adada barış yapamazsınız savaş çıkarırsınız ve biz gerekirse savaşırız. 

Biz gereğini yaparız. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da Kıbrıs Türk halkını temsil ettiğini unutmasın bu tür açıklamalara cevap vermek zorundadır. 

Görevi Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını savunmaktır. O susuyorsa biz cevap vereceğiz. Cumhurbaşkanı al-ver süreci götüreceğine anlaşılan o ki  “ver-ver” sürecine çevirdi bu işi. Cumhurbaşkanı Rumları cesaretlendiren ve bu demeçlere sebep olan davranışlarından vazgeçmelidir. 

Özyiğit: Hrisostomos günahlarından arınsın

Asla kabul etmeyeceğimiz bir açıklamadır Başpiskoposun açıklamaları. Ne nüfus konusunda ne de dönüşümlü Başkanlık konusunda. 

Dönüşümlü Başkanlık konusu Türk tarafının kesinlikle vazgeçilmezidir. Belki süresi tartışılabilir yani 2 veya 3 yıl olabilir.  Fakat herkes bilmelidir ki Federal bir devlette Kıbrıslı Türkler de Başkan olacaktır. Nüfus konusuna bakıldığı zaman üzerinde daha evvelden de anlaşılmış bir rakam vardır bu rakamlar son halini aldıktan sonra bizlerin devamından yanayız. TC kökenli vatandaşlar Hrisostomos’un keyfine göre belirlenmeyecek. Hrisostomos artık gitsin geçmişte bu halka yaşattıklarının, dökülen kanların, giden canların günahlarından nasıl arınacağını düşünsün.