Temiz Toplum Derneği (Toparlanıyoruz Hareketi) Başkanı Doç. Dr. Kudret Özersay, Rum yönetimi ile İngiltere’nin Kıbrıs’taki İngiliz üslerinde bulunan Casinomaxi taşınmaz malların kullanımı ve geliştirilmesi konusunda yaptığı antlaşmanın önemine vurgu yaparak, Kıbrıs Türk tarafının da gecikmeksizin girişim yapmasının şart olduğunu belirtti.
Kıbrıs Türk tarafının tüm garantör ülkeler ve Birleşmiş Milletler nezdinde girişim yapması gerektiğini kaydeden Özersay, “Eğer bu noktada gerekli girişimi yapmazsak, orta ve uzun vadede Kıbrıslı Türklerin toplumsal çıkarları tehlikeye atılmış olur” dedi.
Katıldığı bir televizyon programındaki konuşmasına ilişkin yazılı açıklama yapan Özersay, üsler konusunda Londra’da yapılan anlaşmanın hem siyasi, hem de hukuki yönden ciddiyetle değerlendirmeye muhtaç olduğunu kaydetti.
“Olumlu bir adım ancak...”
Özersay, İngiliz üsler bölgesi içerisindeki taşınmaz mal sahibi Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerin insan hakları açısından bu adımın olumlu olduğunu ancak bu türden bir antlaşmanın ilgili tüm tarafların rızasını içermemesi nedeniyle sorun yaratacak niteliğe sahip olduğunu belirtti.
Kudret Özersay, “Bu uzlaşı, 1960 antlaşmalarının sadece iki tarafının, ya da daha doğru bir ifadeyle ‘bir buçuk’ tarafının antlaşma hükümlerini değiştirmeye kalkışmasıdır. Bir an için Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yalnız başına temsil etmeye hakkı olduğunu kabul etseniz dahi, bu yapılan yöntem itibarıyla yanlıştır. Kıbrıs Türk tarafının ve diğer garantör ülkelerin rızası alınmadan bu tür bir değişiklik yapılamaz” dedi.
“İngilizlerin kaybedeği birşey yok”
Özersay, şöyle devam etti:
“Birleşik Krallık, bunun karşılığında iki şey verir gibi görünüyor… Bunlardan ilki, üsler içerisindeki özel mülk uygulamasını gevşetmesidir. Ancak burada İngilizlerin kaybedeceği bir şey olduğunu düşünmüyorum. Üsler içerisindeki mal sahiplerinin AİHM önündeki girişimleri nedeniyle başının ağrıması zaten çok muhtemeldi. Bu hamle ile İngilizler hem üslerin AİHM tarafından sorgulanmasının önünü almış, hem de iş oralara gelmeden sorunu ada içerisinde kendisi bakımından bir ‘baş ağrısına’ dönüşmeksizin halletmiş olmaktadır.”
“Tüm tarafların rızası olmalı”
İngiltere ile varılan bu son antlaşmayla yeni bir durum, yeni bir oldu-bitti yaratıldığını vurgulayan Özersay, “1960 Antlaşmalarının devletler hukuku seviyesinde dört tarafı vardır. 1969 Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’ne göre çok taraflı uluslararası antlaşmaların ilgili tüm tarafların rızası ile değiştirilebileceğinin hükme bağlandığı açıktır. Hal böyle iken, antlaşmanın taraflarından sadece bazılarının kendi aralarından diğer tarafın rızası olmaksızın onu da etkileyebilecek değişiklikler yapması, bu antlaşmayı değiştirmesi kabul edilemez” dedi.
“1960 antlaşmaları değiştirilirse...”
Özersay, Kıbrıs Türk tarafının rızası alınmadan 1960 antlaşmalarının değiştirilmesi kabul edildiği anda, kapsamlı çözüm bulma müzakerelerinin ruhuna da zarar verileceğini vurguladı.
İngiltere’nin ortak açıklama konusunda “tek” kelimesini kullanmakla Rum tarafına destek verdiğini de kaydeden Özersay, burada asıl ihtiyacın “Kıbrıs Türk tarafı ile imzalanacak bir ortak açıklama” olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiğine belirtti.
Güncelleme Tarihi: 18 Ocak 2014, 11:24