Ömer KADİROĞLU
Merkezi Cezaevi’ndeki bazı hükümlü ve tutuklular, ‘hastalık korkusu’ ile ‘yemek almama’ eylemi başlattı. Mahkûm yakınları ise eyleme dışarıdan destek vermek için Cezaevi’nde önünde toplanarak eylem yaptı. Korona virüs tedbirleri arasında görüşmeleri de iptal eden cezaevi yönetiminin kararına da tepki gösteren mahkûmlar bir süre cezaevi içerisinde eylem yaptı açlık grevi başlattı. Eyleme cezaevi önünde aileler de destek verince isyan sesleri yükseldi. İçerideki mahkûmlar alkış, ıslık ve tezahüratlarla seslerini dışarıya duyururken, Cezaevi önündeki yakınları araçlarının kornalarını çalarak onlara destek verdi. Cezaevinde başlayan isyan nedeniyle Lefkoşa Polis Müdürü Ahmet Soyalan ve beraberindeki polislerin yanı sıra çevik kuvvet de cezaevine geldi.
Aileleri temsilen iki kişi içeriye alındı
Cezaevi Amiri Mehmet Sadeli, dışarıda bekleyen ailelere açıklama yaptı. Sadeli, ailelerden 2 anneyi alarak içerisinin durumunu, sağlıklı olduğunu gösterdi. Devletin ilgili tüm birimlerinin cezaevine geldiğini ifade eden Sadeli, içeriye iki anne alarak cezaevini gösterdi.
Şartlı tahliye için düzenleme isteniyor
Diyalog Gazetesi’ne konuşan mahkûm yakınları cezaevindeki mahkûmlar için şartlı tahliye için düzenleme talep etti. Devlet şartlı tahliye ile ilgili bir çalışma yapana kadar eylemlerine devam edeceklerini ifade eden mahkûm aileleri mahkûmların güvenliği için eylemlerini sürdüreceklerini ifade ettiler. Eylem sırasında alınan bir ortak kararla bugün saat 14.00’de yeniden bir eylem yapılacağı bildirildi.
Bengihan: 10 bölümde eylem var
Merkezi Cezaevi’nde yetkili sendikalardan KTAMS’ın Başkanı Güven Bengihan, mahkumların af talebiyle 10 bölümde açlık eylemi başlattığını bildirdi.
Bengihan, yaptığı açıklamada, Merkezi Cezaevi’nde ziyaretlerin durdurulmasının ardından mahkum ve mahkum ailelerinin bu konuda sıkıntı yarattığını kaydetti.
Bengihan, cezaevinde 700 mahkumun bulunduğunu, bu mahkumların ailelerinin de korona virus tehlikesi nedeniyle görüşe kabul edilmediğini ifade etti.
Cezaevinde herhangi bir salgın olmaması için önlemler alındığını, ancak ailelerin bu konuda cezaevi yetkililerine yardımcı olmadığını belirten Bengihan, mahkumların da bu tedbirlere karşı 10 bölümde, kadınlar bölümü ve yeni bina 1 ile 2 hariç, açlık eylemi başlattığını söyledi.
Bakanlık alınan tedbirleri açıkladı
Öte yandan İçişleri Bakanlığı, Merkezi Cezaevi’nde yaşananlar ve alınan tedbirlerle ilgili açıklama yaptı.
İçişleri Bakanlığı, tüm dünyayı etkisi altına ve bir süre önce ülkede de tespit edilen Covid-19 nedeniyle Bakanlar Kurulu’nun birçok önlem aldığını ve birtakım kararlar üretildiğini hatırlattı.
Bu çerçevede bakanlık bünyesinde olan Merkezi Cezaevinde de 10 Mart 2020 tarihi itibariyle, ilk olarak 16 Mart 2020 Pazartesi gününe kadar cezaevinde yapılan açık görüşlerin, tutuklu ve mahkumların sağlıklarının korunmasına yönelik alınan tedbirler çerçevesinde durdurulduğu kaydedildi.
Dün alınan kararlar çerçevesindeyse 14 Mart 2020 tarihiyle, bu sürenin açık görüşler için iki hafta süreyle, kapalı görüşler için ise bir hafta uzatıldığı kaydedildi. Acil avukat görüşlerininse kapalı görüş şeklinde yapılabileceği bildirildi.
İçişleri Bakanlığı, 10 Mart 2020 tarihinde öncelikli alınan tedbirlerle ve Sivil Savunma Teşkilatından alınan destekle tüm cezaevinin ilaçlanarak dezenfekte edildiğini ve tüm bölümlere dezenfekte ilacı dağıtıldığını da kaydetti. Cezaevine yapılacak girişlerde (ziyaretçi ve personel dahil) ateş kontrolü yapılmak üzere ateş ölçer cihaz alındığı, görevde olan gardiyanlara maske ve eldiven zorunluluğu getirildiği, Sağlık Bakanlığı ve Polis Genel müdürlüğü ile istişare edilerek cezaevine yeni gelecek tutuklu ve mahkumlar için bir kabul koğuşu oluşturulduğuna işaret edildi.
Bunun dışında, ziyaretçiler tarafından mahkum ve tutuklulara getirilen eşyalarda bir süreliğine kısıtlamaya gidildiği, cezaevindeki tüm mahkum ve tutuklulara bilgilendirici broşür dağıtıldığı, cezaevi dışında çalıştırılan mahkumların, 16 Mart 2020 Pazartesi gününe kadar bakanlık ve dairelerde çalıştırılmak üzere dışarıya çıkarılmasının durdurulduğu vurgulandı.
Eylemciler ne dedi?
Fırat Tanık:
“Burada kalan yakınlarımızın ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Bizim isteğimiz ülkede bir salgın var ve bunun için bir önlem alınmasını istiyoruz. Bugün bir eylem başlattık ve devlete sesimizi duyurana kadar eylemlere devam edeceğiz. Buraya bir salgın uğraması durumunda tüm tutuklular tehlike altında. İran 57 bin mahkûmu tahliye etti ancak bizde önlem alındı denilerek mahkûmlar tutulmaya devam ediyor. Biz gerekenin yapılmasını istiyoruz…”
Gökhan Çolak:
“İçeride astım, kalp gibi hastalıkları olan mahkûmlar var. Bu hastalık bağışıklık sistemi düşük olan insanlara daha çabuk bulaşabiliyor. İçeriye temiz kıyafet alınmıyor. Mevcut kıyafetleri temizlenmiyor. Bu insanların hasta olma ihtimali çok yüksek. Şartlı sistemi düzenlesinler ve bu insanlar serbest bırakılsın. Bir suç işlenmiş olabilir ve cezalandırılmış da olabilirler ancak onları ölüme mahkûm etmek doğru değildir. Devlet bu işe el atana kadar her gün buraya geleceğiz ve eylemlerimizi yapmaya devam edeceğiz…”
Fetiye Arslan:
“Benim çocuğum 25 günden beri cezaevinde. Bir trafik kazası yaptı ve bu kazada hiçbir can kaybı yaşanmamış olsa da cezaevinde tutuluyor. Tek suçu ehliyeti olmadan araç kullanıp kaza yapmasıdır. Benim çocuğumun kalbinde iki delik var ve şu an onun için çok endişeleniyorum. Devlet yetkililerine sesleniyorum biran önce mahkûmlar için gerekeni yapsınlar…”
Ayşe Gargınsu:
“Bir kavga nedeniyle çocuğumuz içeride yatıyor. İlk altı ay yattı şimdi üç ay daha yatacak. Bir insan kavgadan dolayı bu kadar uzun süre mahkûm edilmesi özellikle de böylesi tehlikeli bir salgın varken burada tutulmasını kabul etmem. 9 ay ben onu karnımda bu durumlara düşsün diye taşımadım. Devlet önce kendi yaptıklarına baksın. Ben bu adaya 30 yılımı verdim çocuklarımı harcadılar. Bir çocuğum Rum tarafında evlendi diye kaçak geçti dediler geri dönüşünü yasakladılar diğer çocuğumu da kavga nedeniyle içeriye tıktılar. Bir an önce mahkûmlar için yaşanan salgın nedeniyle en doğru kararı almalarını talep ediyoruz…”
Ahmet Şimşek:
“Cezaevinin bir hijyenik olduğuna ve korona virüs için gerekli tedbirleri aldıklarına inanmıyoruz. Açıklama yapılıyor ve bu açıklamada korona virüs nedeniyle on kişiden fazla kişinin bir araya gelmemesi gerektiğini söylüyorlar. İçeride şu anda 700 kişiye yakın mahkûm var ve hepsi aynı yerde. Bunun mantıklı bir tarafı yoktur. Bu mahkûmları bu şekilde burada tutmalarını kabul edemeyiz. Bununla ilgili devlet yetkililerini göreve davet ediyoruz…”
Sinan Çakmak:
İçerideki arkadaşlarımızın ne durumda olduğunu kimse bilmiyor. Yediği yemeğin temiz olup olmadığını, yattıkları yerin temiz olup olmadığını, elbiseleri temiz mi değil mi bilmiyoruz. Dışarıdan kıyafet alınmıyor. Gereken neyse yapılmasını istiyoruz. Bu virüs dünyayı bu kadar tehdit ederken mahkûmlar için bir çözüm üretilmemesi kabul edilir değildir. İvedilikle bir önlem alınmalıdır. Bir önlem alınana kadar biz burada eylemlerimize devam edeceğiz…”