Çiğdem AYDIN
Gelir ve Vergi Dairesi eski Müdürü Göksel Saydam, Devletin GSM operatörlerinin veznedarlığını yaptığını savundu. Kuzey Kıbrıs’a 3’ünci bir GSM operatörünün gelmesinin hayal olduğunu ifade eden Saydam, devletle GSM operatörleri arasında imzalanan sözleşmenin çok ağır olduğunu öne sürdü.
Diyalog’a konuşan Gelir ve Vergi Dairesi eski Müdürü Göksel Saydam, önemli açıklamalarda bulundu.
GSM operatörlerinin anlaşmalı olarak yaptıkları yüzde 10’luk zammı eleştiren Saydam, Kuzey Kıbrıs’a gelecek yeni bir operatörün çok büyük bedeller ödemesi gerektiğini savundu.
“Zamanında uyardım”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin büyük zorluklarla kurulduğunu dile getiren Saydam, devleti bu halde görünce çok üzüldüğünü aktardı. 2010 yılındaki hükümetle GSM operatörleri arasında imzalanan sözleşmenin getireceği olumsuzluklar hakkında zamanında uyarılarda bulunduğunu belirten Saydam, şunları söyledi:
“Sayın Bakan biz rica edeceğiz de GSM operatörleri zammı yüzde 10 yapsın diye bir söylem olur mu hiç, siz devletsiniz. Yeni lisans sözleşmesi 2010 yılında yapılmıştı. Bu sözleşmenin devletin aleyhine olacağını gelirlerin de azalma olacağını ve yetkilerinin de kısıtlanacağını tebliğ etmiştim. İlk önce Kıbrıs’ta GSM sistemine geçiş Rumeli Telekom AŞ. 1995 yılında Kıbrıs’a geldi ve 17 Ağustos’ta devlet ile bir sözleşme imzaladı. Devlet ile yapılan sözleşme İmtiyaz Hakkı sözleşmesiydi. Lisans hakkı başkadır. İmtiyaz hakkı yani devlet demiştir ki “sen bu iletişim istemini benim ülkemde kullanabilirsin, ama koşulları budur. O zaman yapılan bu sözleşme 14 yıllıktı. Yani 1995 yılında imzalanan bu sözleşme 14 yıl sonra 2009 yılında sona erecekti.”
“Hükümetin kararı yanlıştı”
Uyarıları doğrultusunda hareket edilseydi şu anda bu sıkıntıların yaşanmayacağını ifade eden Saydam şöyle devam etti: “16 Ağustos 2009 yılında bu sözleşme biterdi, yenisi de Temmuz, Ağustos’ta hayata geçirildi birkaç ay önce. İşte yanlış burada başlar aslında zamanın hükümetinin kararı yanlıştı. Bu sözleşmede en önemli unsur gelir paylaşımı idi. Yani devlet demiştir ki 100 TL fatura keserseniz bunun 50 TL’si benimdir. Bu rakamın üzerine devletin o dönem bir de yüzde 16 KDV’si vardı 100 TL fatura gelirdi altında da 16 TL KDV ve ödenen miktar 116 TL de devletin bütçesine giriyordu.
“Sözleşme, yap- işlet- devret üzerineydi”
“Bu şekilde bizim devlet 2007-2008 yıllarına kadar geldi. Teslim’den dört buçuk yıl sonra Turkcell de Kıbrıs’a geldi ve Turkcell de aynı şeyi talep etti. Ve bu şirkete diyemediler 14 yıl,10 yıl yaptılar çünkü iki GSM operatörünün de sözleşmesi aynı tarihte bitmeliydi. Çünkü bu sözleşme “yap-işlet- devret” üzerineydi. Sonra devlet onu alıp kendi telekomunda kullanacaktı ama olmadı. İçinden toplu iğne bile almayacaktı. Devlet bunlardan gümrük ve fon da almadı bu anlaşma kapsamında. Ağustos 2009 tarihinde devlet alacaktı ve çağıracaktı bu iki GSM operatörüne daha fazla işletecekseniz halk yararına ne yapacaksanız tekrar anlaşalım diyecekti. Sözleşmenin bitişine 22 ay varken aniden biz lisansı devredeceğiz dediler.
“Her şey halktan tahsil ediliyor”
Devlet dedi ki o zaman, “bana lisansı ödeyin ben hakkımdan vazgeçerim. Siz alın Lisansı 18 sene, gelir paylaşımı da yok” işte en büyük hata buradadır. Devletin yüzde 50 gelir paylaşımı ortadan kalktı. Çünkü devlet Lisans hakkını verdi, yani feragat etti. Biz her GSM faturasında gelen rakamın yüzde 35 ‘ini devlete veririz bu vergi hiç görünmez bunu ödeyen GSM şirketleri değil bunu ödeyen, KDV’yi de kendileri ödemiyor sadece halktan tahsil ediyorlar, dolayısıyla ödeyen halktır.”
“Devlet GSM operatörlerinin acentesi haline geldi”
Şu anda faturaların büyük bir bölümünün vergi olduğunu aktaran Saydam, Devletin şu anda GSM operatörlerinin acentesi olduğunu ileri sürdü. Saydam şöyle devam etti:
“GSM operatörleri devletin acentesidir şu anda... Diyelim ki siz 100 TL’lik konuşma yaptınız bunun 35 TL’si özel iletişim vergisidir bunun size maliyeti 135 TL olur 135 TL’ye, yüzde 20 de KDV uygulanır şu anda yüzde 35 zaten vergidir birde bunun üzerine KDV vergisi olmaz verginin vergisi olduğu nerde görüldü böyle şey olmaz. Bu da vatandaşın cebinden çıkan ama hiç fark etmedikleri, faturalara da yazılmayan görünmeyen vergilerdir. Fakında mısınız bütün özelleştirmeler veya hakların devri hep yılsonlarına yaklaşarak olur. 13.maaşlar da o dönemlerde ödenmez mi? Ben sendikalara da şaşıyorum kimse Tüketiciler Derneğinin başlattığı bu kampanyadan bahsetmiyor bu da tuhaftır.”
Güncelleme Tarihi: 14 Kasım 2014, 09:53