Sonuç CEVİZCİ
İkinci Cumhurbaşkanı, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lideri Mehmet Ali Talat, olası bir çözümden sonra Türkiye’nin garantörlüğünün devamından yana olduğunu açıkladı.
Talat, dün Diyalog TV’de ‘Son Durum’ programına katılarak, Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar’ın sorularını yanıtladı. Talat, “Garantörlüğün devamı parti tüzüğümüzde de vardır” dedi.
Oldukça hareketli geçen programın ilk bölümünde Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin son gelişmeler, özellikle de mülkiyet konusu tartışıldı.
Talat, mülkiyet komisyonunun kurulacağını, komisyonda, Türk ve Rum temsilcinin eşit sayıda olacağını ve iki tarafında onaylayacağı yabancı temsilcinin de yer alacağını belirterek bütün konuların komisyona gideceğini kaydetti.
Mülkiyet konusunda sorumluluğun kurucu devlette olacağını vurgulayan Talat, “Herkesin için rahat olsun” dedi.
“Global takas Denktaş’ın önerisiydi”
Global takas konusuna da değinen Talat, “Global takas Denktaş’ın önerisiydi, tazminat borcumuzu Türkiye’nin ödeyeceğini söylemişti” dedi.
Mülkiyet konusunda, Türk ve Rum vatandaşlarının karşı karşıya kalmayacağını, Kıbrıs Türk devletinin konuyu halledeceğini belirten Talat, sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin ise “Kaynak yaratılacak, mal mülk değerlendirilecek. Türkiye’den kaynak temin edilecek. AB birliği para konusunda yardımı kabul etti. Uluslararası kuruşlar ve büyük devletlerin katkıları olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Esas sorun, yönetim ve güç paylaşımında…”
Talat, esas sorunun mülkiyet değil yönetim ve güç paylaşımı olduğunu savundu. Sürdürülebilir bir ekonomik yapıya ihtiyaç olduğunu ve buna kavuşulduğu zaman bütün tazminatları ödeyebileceğimizi kaydeden Talat, “Bunu için de çözüm şarttır” dedi.
Kıbrıs sorunun yönetim ve güç paylaşımı anlaşmazlığından çıktığını dile getiren Talat
yönetim ve güç paylaşımının en önemli nokta olduğunu söyledi.
Can güvenliği…
Kıbrıslı Türklerin can güvenliğinin artık tehlikeye girmeyeceğini dile getiren Talat, “Can güvenliği endişesi bitti. Bizim için güvenlik sürdürülebilir bir ekonomi, uluslararası hukukun bir parçası olmaktır” şeklinde konuştu.
Can güvenliğinin tehlikeye girmemesi için yönetim ve güç paylaşımında eşitliğe ihtiyaç olduğunu kaydetti.
“Türkiye’nin garantörlüğünden vazgeçilemez…”
Güney Kıbrıs ekonomisinin çöktüğü için Kıbrıslı Rumların çözüm istediğini ifade eden Talat
“Gördüler ki adanın bütününü idare etme sevdası kendilerine çok yaramadı” dedi.
Türkiye’nin garantörlüğünden vazgeçilmeyeceğinin altını çizen Talat, “Bizim parti tüzüğümüzde Türkiye’nin garantörlüğü devamı ilkesi vardır. AB hiçbir tarihte garantör biz olalım demedi. Müzakerelerin garanti bölümü Yunanistan, İngiltere, Kıbrıs Türk ile Kıbrıs Rum ve Türkiye arasında görüşülecek. Bir tanesi hayır dediği halde garanti anlaşması değişemez” ifadelerini kullandı.
“Irkçı yaklaşımlar yasaklanmalı…”
Kıbrıs sorunu çözülürken, nefret söylemi, ırkçı yaklaşımların yasaklanması hususunda iki tarafında anlaşması gerektiğini aktaran Talat, şöyle konuştu, “Nefret söylemi ve diğer topluma karşı kışkırtma yasaklanmalıdır. ELAM gibi örgütler bertaraf edilmelidir. Irkçı ve nefret uyandıran söylemleri olan örgütler kapatılmalıdır. Bu tür ifadeler yasaklanmalıdır her iki tarafta da. Bazı gazeteler Kıbrıslı Rumlar evlerini istemeye başladı. Kıbrıslı Türkler av tüfeklerini hazırladı diye yayın yaptı. Bu tehlikelidir ve yasaklanmalıdır. Bunu için özel yasa yapmak zorundayız… Şu anda olan endişelerin sebebi, Rum basının hiç görüşülmemiş konuları bile gündeme taşıması oldu. Rum basını uyduruk haberleri gündeme taşıyor. Bunları doğru kabul etmek yanlıştır.”
Hükümetin hedefleri…
Yeni hükümet çalışmalarına da değinen Talat şunları kaydetti, “Adım adım ilerliyoruz. Elektrikte önemli işleri için yola çıkıyoruz, tarım reformu için hazırlık yapılıyor. İmar planlarının bir an önce çıkması için teşvik edici çalışmalar var. Gıda konusunda ciddi girişimler var. Su yasası ile ilgili yasal çalışmalar sürüyor. Ekonomiye canlılık getirmek temel hedeftir. "Ekonomiyi canlandıramazsak bu hükümette yürümez"
Güncelleme Tarihi: 13 Ağustos 2015, 09:41
barışın önünde tek engel mülkiyette tazminatların kim tarafından ne kadar ödeneceği