Ömer KADİROĞLU
Gerek kuzeyden gerekse güneyden geçişlerin fazla olması nedeniyle Metehan Sınır Kapısı’nda her daim izdiham yaşanıyor.
Yaşanan yoğunluk beraberinde şikâyetleri de getiriyor. Ülkeye gelen ve sınır kapısında bekleyen yabancılar, özellikle hafta sonu tıkanan geçişlerden dolayı dert yanarken, güneye geçen ve geri dönüş yapan vatandaşlar da çileden çıkıyor.
Metehan’daki durum çözüm beklerken, güney ile kuzey arasında son dönemde artan araç geçişleri sebebiyle yaşanan yoğunluğun azaltılabilmesi için Lefkoşa’nın Surçlariçi bölgesindeki Mağusa Kapısı’nın geçişlere açılması isteniyor.
Diyalog’a konuşan Kafesli Mahallesi Muhtarı Hüseyin Eminoğlu, kapının açılması halinde hem bölgenin canlanacağını hem de Metehan’daki yoğunluğun azalacağını söyledi.
Bölge esnaflarından Halil Çağdal ise “40 yıldır bu kapının yeniden açılmasını bekliyorum” dedi.
Halil Çağdal (Bölge Esnafı)
“Adanın ilk Türk benzin istasyonu olarak 1958 yılında hizmet vermeye başladık. 60 yıldır burada hizmet veriyoruz.
Geçmişte Mağusa Kapısı açıktı ve Lefkoşa’ya gelen tüm araçlar bu kapıdan giriyordu.
Buralardaki esnaf da çok güzel işler yapıyordu.
O zamanlar buraları çok canlı bir bölgeydi. Mağusa Kapısı’ndan çıkan herkes diğer kazalara çok rahat ulaşıyordu. Bu kapının yeniden açılması bölgeye çok faydası olacak. Bu kapı doğrudan sanayi bölgesi ve çarşının içine girmesi nedeniyle tercih edilen bir kapı olacaktır. 40 yıldır bu kapının yeniden açılmasını bekliyorum.”
Hüseyin Eminoğlu (Kafesli Mahallesi Muhtarı)
“Surlariçi ilgi bekleyen bölgelerden biri. Mağusa Kapısının açılması bölgeye büyük bir canlılık getirecek. Surlariçi bakımsız ve terk edilmiş bir bölge durumundadır.
Mağusa Kapısı açıkken bölge çok canlı bir durumdaydı. Bu kapıların yeniden açılması halinde bölgemizde bir canlılık söz konusu olacaktır.
Bu kapının açılması bölgedeki esnafın ve insanların da yararına olabileceği gibi bir de sıkışıklık yaşanan Metehan Sınır Kapısı’nda da rahatlatma sağlayacaktır. Yetkililerin burada bir çalışma yaparak bu kapının geçişlere hizmet vermesi için çalışma yapması gerekiyor.”
Mağusa Kapısının tarihçesi
Mağusa Kapısı’nın tarihçesine bakıldığında ise Mağusa Kapısı veya Porta Giuliana olarak da bilinen Kapı, Lefkoşa surlarında bir kapı. Mağusa, Karpaz, Larnaka ve Limasol‘dan gelen yollar bu kapıda birleşir ve bu kentlerden gelenler şehre bu kapıdan girerlerdi.
Lefkoşa’nın en güçlü kapısı olup Venedikliler döneminde ana kapısı olarak kullanılmaktaydı. Kapı günümüzde iyi korunmuş bir durumdadır. Kapı Venedikliler tarafından inşa edilmiş olup, kapıya 1567 yılında Lefkoşa surlarını yapan komutan ve mühendis olan Kont Giulio’nun adı verildi. Daha sonra, Osmanlılar tarafından “Taht-el kale” (Alçak Hisar) adıyla anıldı. Venedik döneminde halk arasında “Porta di Sotto” (Alçak Kapı) adıyla da bilinmekteydi. Bunun sebebi, kapının eğimidir. Kapının içerisinin rakımı 137 m iken dışarısının rakımı 132.6 m’dir. Kapı 10.96 metre çapında küresel bir kubbeye sahiptir. Kapının üzerinde 1821 yılında yazılmış, üzerinde II. Mahmud‘un tuğrası olan bir yazıt mevcuttur. 1945 yılında kapıyı araç trafiğine açmak için bazı düzenlemeler yapılmıştır.
Birbirlerine benzeyen Girne ile Baf kapıları halk tarafından kullanılırken, onlardan daha büyük ve daha uzun olan (149 ayak / 45.4 metre) Mağusa Kapısı da askeri amaçlarla kullanılmaktaydı. İngiliz Sömürge döneminde trafiğe kapatılmıştır.