Pelin YÜKSELAY
“Asrın Projesi” olarak nitelendirilen Türkiye’den KKTC’ye Su Temin Projesi, önceki gün büyük coşkunun yaşandığı törenle hayat buldu.
Adada yıllardır hasreti çekilen su, bundan sonraki süreç için her kesimde büyük umut kaynağı oldu.
Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a kadar tüm KKTC’nin faydalanacağı su, belki de eskiden denildiği gibi ‘yeşil ada’ terimine yeniden hayat verecek.
Bunun yanında suyun akmasını isteyen ancak bu durumdan endişe duyanlar da var…
Özellikle kuyulardan su çekerek, evlere dağıtan su servisleri, su akmaya başladıktan sonra işlerinin azalacağını, hatta kendi hizmetlerine bile gerek kalmayacağını düşünüyorlar.
Diyalog Gazetesi ülke genelinde yıllardır büyük özveri ile hizmet veren su servisi çalışanları ile görüştü…
Sabahın erken saatlerinde işlerine başlayan bu kişiler, gece geç saatlere kadar yaz kış demeksizin görevlerinin başındalar…
KKTC’ye suyun gelmesine onlarda seviniyorlar ama bir yandan da endişe duymadan da edemiyorlar…
Su servisçileri, yatırımları ve ekmek paralarının ellerinden alınmaması için hükümetten önlem almasını talep ediyor.
Su Servisi çalışanları ne dedi?
Cengiz Savaş Nurdal: 18 yıldır bu işi yapıyorum. Baba mesleğimdir bu benim. Hayatımı su servisçiliği yaparak idame ettiriyorum. Başka uğraştığım herhangi bir işim yok. Türkiye’den suyun gelecek olmasına açıkçası hem seviniyorum hem de üzülüp, tedirgin oluyorum. “Türkiye’den su geldikten sonra su kuyuları kapatılacak” diyorlar. Önümüzü göremiyoruz. Sadece beklemekle yetiniyoruz. Su her eve girdikten sonra bize ihtiyaç kalır mı bilemiyorum. Her eve su girerse, tahminim işimiz biter diye düşünüyorum. Bunun haricinde en büyük sorunumuz kaçak çalışan servisler. Yıllar önce haklarımızı korumak ve savunmak amacı ile derneğimizi de kurduk. Gerekli bazı çalışmalar yapıldı ama ne yazık ki kaçak su servislerine karşı her hangi bir önlem alınmadı. Dernek kurulduğu dönemde gezmediğimiz bakanlık, derdimizi anlatmadığımız kurum kalmadı. Ne yazık ki hiçbir şey yapılmadı, bizler kendi halimize bırakıldık.
Mustafa Kılıç: 8 yıldan beridir hizmet vermekteyim. Geçimimi sadece bu şekilde sağlıyorum, başka yaptığım ek iş yok. Su satarak iyi kötü geçiniyoruz, durumumuz çok parlak değil ama evimize ekmek götürüyoruz. Adaya suyun gelecek olması iyi bir şey ancak ben, işlerimizin yüzde 90 oranında etkileneceğini düşünüyorum. Hatta işlerimiz ne yazık ki tamamen de bitebilir. Adaya hem kullanma hem de içme suyu geliyor ve bu su her eve girecek. Dolayısıyla bende bizlerin bu durumdan etkileneceğine inanıyorum. Şu an kara kara ne yapacağımı düşünüyorum. Adaya su geldikten sonra tamamen bu su işinin biteceğine inanıyorum ben. Yetkililer bizim bu sorunlarımıza lütfen çözüm bulsunlar. Adada birçok su tankeri ve bu işten ekmek yiyen birçok insan var. Bize su geldikten sonra ne olacağını söylesinler.
Mehmet Özaktaş: 6 yıldır bu işle uğraşıyorum. Benim tek geçim kaynağım bu iş. Türkiye’den KKTC’ye su geldi akmaya başladı, yarın o bir gün her eve su akacak. Bu durum güzel tabii ki, adamıza su geliyor ama bizler ekmeğimizden de olmak istemiyoruz çünkü ben biliyorum ki bu durumda bizim işlerimiz düşecek. Ben bu konudan dolayı ne yazık ki fazlasıyla tedirginim. Yaşım 52. Yarın insanların bizlere ihtiyacı olmaz ve işlerimiz durursa ben ne iş yapacağım. Özel sektör bile almaz artık bizi yaşımızdan dolayı. Bunun yanında su fiyatları henüz açıklanmadı, su fiyatları açıklanırsa ve fiyatlar pahalı olursa, insanlar belki bizden vazgeçmezler diye düşünüyorum ancak bunu da görebilmek için, fiyatların açıklanması lazım. Kaçak çalışan su servisleri de vardı. Onlarla başa çıkabilmek amacıyla dernek kurduk birçok girişim de yaptık ama yine olmadı. Devlet yetkilileri bizlerle bir türlü ilgilenmedi, sorunlarımıza çare bulmak istemediler.
Tolga Dervişler: Bu meslekte 19 yılımı doldurdum, 20. Yılıma giriş yapıyorum. Tek geçim kaynağımı tankerimle sattığım sudan elde ediyorum. Türkiye’den gelecek olan su ile ilgili kendi mesleğim açısından büyük endişelerim var. Eğer anlatıldığı gibi her eve su akmaya başlarsa, bizim işimiz durur ve biz ekmek alamaz, geçinemez hale geliriz. Su geldikten sonra ‘Hiç iş olmaz’ diye bir şey demiyorum, mutlaka ki yine iş olur. Ama bizler bu durumda bile geçim sıkıntısı çekerken, sanırım su geldikten sonra bu sıkıntımız iki belki üç katına çıkar. Ben bayağı bir sıkıntıya gireceğimize inanıyorum. 2 yıldır haftada en az üç gecedir ‘böyle bir durumda ne yaparım’ diye düşünmekten uykularım kaçıyor. Çalışan insana iş var biliyorum. Ama düşünün ki 19 yıldır da bu işi yapıyorum. İşlerimiz durduğu takdirde, bizler için hiçbir şey kolay olmayacaktır.
Davut Gücem: 10 yıldır bu işi yapıyorum. Tek geçim kaynağım da bu. Türkiye’den su geliyor, seviniyoruz tamam ama aynı anda endişelenmeden de edemiyoruz. Üstelik bu endişemiz az buz bir şey değildir. Sıkıntılarımız fazla, artık hakkımıza hayır. Su gelecek, fiyatlar ne olacak, dağıtım nasıl yapılacak, bunlar belli olmadan önümüzü göremiyoruz. Geçindirmekle yükümlü olduğum bir ailem çoluğum çocuğum var.
Fotoğraflar: Timuçin DÖNMEZ
Güncelleme Tarihi: 19 Ekim 2015, 09:42