Çiğdem AYDIN
Rum Yönetimi’nin yargıçlar için okul açılma kararını Diyalog’a değerlendiren emekli yargıç Hasan Sözmener, bunun Kuzey Kıbrıs’ta uygulanmasının güç olduğunu söyledi.
Sözmener genç yargıçlar için okul olmasa da farklı bir öneride bulundu. Sözmener ayrıca yargıç atama sisteminin değişmesi gerektiğini söyledi.
Rum Adalet Bakanı Yorgos Savvidis, geçtiğimiz hafta içinde yaptığı bir açıklamada ‘Yargıçlar Okulu’ için gerekli yasanın hazırlandığını ve meclise sunulduğunu belirtmiş, Yüksek Mahkeme yargıçlarının eğitmen olarak görev alabileceklerini ifade etmişti.
Konuyla ilgili Diyalog muhabirinin sorularını yanıtlayan emekli yargıç Hasan Sözmener, “Emekli yargıçlara bir oda versinler yeni yargıçlar gidip görüş alsın okul açılmasa da faydalı şeyler yapılabilir” diyerek görüşlerini şöyle açıkladı:
“Şimdi uygulama güzel fakat Yüksek Mahkeme Yargıçları ders verecek konumda olursa ben buna karşıyım. Şu şekilde yargıda da bir hiyerarşi düzen vardır ama yargıdaki hiyerarşi diğer idari birimlerdeki hiyerarşiden farklıdır. Yargı iki sistemlidir bizde alt mahkeme yargıçları karar verir, yüksek mahkeme yargıçları onu denetler istinaf olması halinde ve yargıçlarda anayasaya ve vicdanlarına uygun şekilde karar verirler.
Yüksek mahkeme yargıçları aynı zamanda alt yargıçların terfileri, nakilleri ile yetkilidir dolayısıyla bizde yüksek mahkeme yargıçlarının ders vermesi demek, alt mahkeme yargıçlarından ne tür kararları istediklerini onlara dikte ettirmesi demektir. Öyle de olursa bence yargı yara alır ve fabrikasyon usulü de bir durum ortaya çıkar. O zaman hiç başka türlü düşünülmeden yüksek mahkemenin istediği doğrultuda kararlar verilmeye başlar bence bu da yargıyı olumsuz etkiler. Yüksek Mahkemenin kontrolünde olabilir, yani yüksek mahkeme yargıçlarının derslere katılmaması dışında emekli yargıçlar olabilir, profesörler olabilir, akademisyenler olabilir onlar yargıçların yetişmesine yardımcı olabilirler, o zaman bağlayıcı olmaz. Yani yargıç profesörü veya kendisine ders veren hocasını dinler ama yine de kendi kanaatine göre kararlar verebilir korkusuzca. Çünkü Yüksek Mahkeme yargıçlarının anlatacağı şekilde karar vermeyen yargıçlar terfi korkusuna girebilir, nakil korkusuna girebilir yani pısırık bir yargı oluşmuş olur diye düşünüyorum.”
Staj sorunu
Genç yargıçların hiç staj görmeden iş başı yaptığına dikkat çeken Sözmener şunları kaydetti:
“Bana göre yargıç atama sisteminin değişmesi gerektiği görüşündeyim. Çünkü genç arkadaşlar (yargıçlar) avukatlık yaparlar münhal açılır müracaat ederler ve hakimlik görevine atanırlar ve bir de KKTC’de ne oldu 25 yıl çalışan emekli olur ama yargıçlar için bunun geçerli olmaması gerekir. Çünkü genç yaşta yargıç atanması o yargıçlığa atanan arkadaşların yeteri kadar yetişmeden yargıç atanmasına neden oluyor. Yetişen avukatlar da 35-40-50 yaşlardaki avukatlar da müracaat etmiyorlar yargıçlık için, çünkü neticede yaşları yetmiyor emekli olmaya. Bu kadar hassas bir görev için özel düzenlemeler yapılması gerekir. Beş yıl çalışsa bir yargıç beş yılın karşılığı neyse bir emekli maaşı bağlanması gerekir sanırım bu ifade ettiğim şekliyle bir reform yapılırsa daha güzel işler olabilir. Yargıç atama sistemi değişmelidir çünkü en az 25 yıl çalışmış olması gerekiyor emekli olabilmek için. Bir yargıcın 60 yaşında olduğunu varsayarsak 25 yıl geriye alın ortaya genç yaşta hakim alımı çıkıyor. Genç yaşta hakim oturur önündeki avukat son derece yetenekli, bilgili , tecrübeli dolayısıyla o genç yargıç ezilir bu üst düzey yüksek avukatların karşısında. Yani yüksek düzeyde bilgi sahibi tecrübe sahibi kişilerin hakim olarak atanması gerekir. Mahkemeler yasasında değişiklik yapılması gerekir.
Yargı, yasamanın üzerinde
KKTC’de yargının, yasamanın üzerinde olduğunu iddia eden Sözmener şunları kaydetti:
“Yargı denince nedense meclis, yasama organı hükumet uzak durulması gereken bir alan gibi görülüyor. Yargı da kendi istemiyor bu tip değişiklikler böyle bir ikilem yaşanıyor bilemiyorum artık nereye varılacak. Yani yargı büyük bir otorite kurmuş haldedir yasamanın üzerinde, yasama yargıdan korkar ve çekinir haldedir. Yargı konularında kanun yapmaya cesaret edemez adım dahi atamazlar. Yargının gücünü inkâr edemeyiz ama en güçlü organ yasamadır. Yasamanın çok geniş yetkileri vardır. Yasama dilediği alanda Anayasa’ya uygun olarak düzenlemeler yapabilir. Yasama diyebilir ki, yargıçlar hangi yaşta atanırsa atansınlar emeklilik yaşları geldiğinde çalıştıkları süre karşılığı emekli maaşı alabilirler diyebilir yasamanın o yetkisi vardır. Çocuk yaşta atadığımız yargıçlar daha gençliklerini yaşayan kişilerdir ve hâkimlik mesleği çok ağır bir görevdir. Yani yaşı genç olan insanların kaldırabilecekleri bir görev gibi görmüyorum. Bu adli yıl açılışlarında sanırım yenileri yazılmadan aynı metinler alınır alınır okunur ve o açılış konuşmaları yağıyı oraya getiriyor ki sanki yargı sayılardan ibarettir, işte 20 bin dava açıldı, bilmem kaçı çözüldü, bilmem kaçı çözülemedi bu tip açılış konuşmaları yapılır ve yargının sorunları da açılış törenlerinde dile getirilir bence yeri bile değildir orası. Yani bir açılış törenin Cumhurbaşkanını bilmem onu bunu davet edip de avukatların huzurunda sorunları anlatmak mı? Bu sorunların yıl içerisinde bu makamlar arasında görüşülerek çözülmesi gerekir. Sadece açılış törenlerinde sorunlar dile getirilir ve bırakılır. Yasama da yağıya müdahale etmek istemez öylece kalır. Ben emekli yargıcım 5-6 tane kitap yazdım Barolar Birliği Başkanlığına aday oldum kaybettim sanki de benim bütün bilgilerim kaybolmuş gibi yargı ile ilgili ufak bir yasal değişiklikte dahi hiç kimse beni arayıp hiçbir şey sormuyor. Yani bilgiler benim kafamda çürüyüp gidiyor. Demek ki bir yere aday oldun mu da kaybettiniz mi sen de kaybolursun gibi bir şey. Halbuki biz emekli Yüksek Mahkeme yargıçları var, yüksek mahkeme başkanlığından emekliler var bu kişiler bilgi doludur. Bu bilgilerin alınması lazım bu kişilerden, hatta bizlerin mahkemede bir odamız olması gerek, yani biz gitsek şimdi mahkemeye yargıçlık yapmış emekli çıkmış kişiler koridorda dolaşıp durmaktan başka hiçbir şey yapamayız.
Bir Allah’ın kulu da kapısını açıp buyunuz siz de geçmişte hakimdiniz, yargıçtınız bir saygınlığınız vardı diyen yok. Hatta bir yüksek mahkeme yargıcı çıktı koridora avukat dedi “amca bir şey mi istiyorsun” dedi, “yok oğlum” dedi, avukat yine “Amca yardım edelim sanki buraları bilmezmiş gibi bakınıyorsun” yani bu emekli yargıçlara bir oda verilebilir mahkemede ve okul bile açmadan çalışan yargıçlar gelip orada bulunan yargıçlara görüş sorabilirler, görüş alışverişi yapabilirler yani yapılacak çok şey var. Emekli çıkanı at gitsin .”