Pelin YÜKSELAY

Başbakan Ömer Kalyoncu, Ekonomik Protokol ile ilgili müzakerelerin devam etmesi nedeniyle kamu görevlilerinin bir kısmının mart ayı maaşlarının kesintili ödeneceğini açıkladı.

Kalyoncu TAK’a yaptığı açıklamada, 4 bin TL net ücret alanların maaşlarının tam ödeneceğini; 4 bin TL üstündekilerin ise yüzde 60’ının ödeneceğini belirtti.

Kalyoncu, maaşların geriye kalanının birkaç gün içinde ödeneceğini de ekledi.

Diyalog muhabirinin maaş kesintisi hakkında görüşüne başvurduğu sendikacılar ise hükümete ateş püskürdü. Maaşları ödemenin devletin sorumluluğu olduğuna atıfta bulunan sendikacılar, yaşanılan durumu kabul edilemez olarak değerlendirdi.

Devlet çalışanlarının maaşlarına göre ödemeleri olduğunu, bu ay bu ödemelerini yerine getiremeyecekleri gerçeğine dikkat çeken sendikacılar, “Çalışanın eksik maaş ödemesi dolayısıyla yaşayacağı mağduriyet ve faizleri kim ödeyecek” diyerek hükümete eleştiride bulundu.  

Sendikalar ne dedi?

Yakup Latifoğlu (Hür-İş Başkanı): Hükümetlerin en temel görevleri arasında çalıştırdıkları kişilerin ücretlerini ödemek de vardır. Hükümetler, yakınmak için değil, icraat yapmak için oluşturulurlar. Kesinlikle ve kesinlikle böylesi bir kesinti, gecikme asla söz konusu olmamalı, bu durum kabul edilemez. Vatandaş nasıl ki devletine, hükümetine karşı sorumluluklarını yerine getiriyorsa, hükümette vatandaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirebilmeli. Karşımızda icraat yapan bir hükümet değil, yakınan bir hükümet vardır. Maaş konusunun ekonomik protokole dayandırılması da hiç hoş bir durum. Görünen o ki, ekonomik paket içerisindeki dayatmaları halka kabul ettirmek için dayatma yaratmaya çalışıyorlar. Hükümet edenler bir an önce kayıt dışılığı durdursunlar ve vergilere önem verip, alacaklarını toplasınlar. O zaman belki yakınmaktan vazgeçerler.

Mehmet Özkardaş (Kamu-Sen Başkanı): Biz Başbakan açıklama yapmazdan önce, maaşların kesintili ödeneceğini öğrendik çünkü maaşlar yattı ve 4 bin TL’nin üzerinde alanlara eksik yattı. Kamuda maaşlar biliyorsunuz otomatik olarak bankaya yatıyor. İnsanlar da özellikle kredi taksitlerini bankaya yönlendirir ve verilen maaştan, taksit miktarı banka tarafından kesildikten sonra kalan para vatandaşa verilir. Düşünün siz maaşı 4 bin 500 lira olan ve 2 bin 500 lira taksit ödeyen birini. Bu kesinti ve ödediği taksitle beraber bankaya gittiğinde hesabında para kalmadığını öğrenecek. Ne olacak bu insanlar, diğer borçlarını nasıl ödeyecek, evine nasıl market alışverişi yapıp, çocuğunun cebine nasıl harçlık koyacak? Bu yaşanacak mağduriyetleri hiç düşündü mü hükümet? Peki, bu mağduriyetlerin sorumlusu kim olacak? Keşke daha önceden açıklasalardı bu kararlarını. Bu kesinti çok önemli bir mesajı da beraberinde getirir. 2016-2018 Mali protokol çerçevesinde halka şu mesaj veriliyor aslında; “Ya imzalarsınız, ya da çok kötü bekler sizi. Bugün yüzde 60’ını öderiz, yarın hiç ödemeyiz. O yüzden hükümetinize anlayış gösterin.” Aslında bizim bu cari harcamalarla ilgili de Türkiye’den para almamıza gerek yok. Bizim Türkiye’den cari harcamalar için aldığımız para 200-230 milyon dolar. Ülkemizin kayıt dışı ekonomiden ve vergi kaçakçılığından her yıl alamadığı para ise 500 Milyon dolar. O yüzden buna çözüm bulsunlar. Bu iki sorunu çözerlerse Türkiye’den para almamıza bile gerek kalmaz.

Sami Dilek (Kamu-İş Başkanı): Konu gerçekten çok üzücü ve ülkenin bu noktaya gelmiş olması gerçekten inanılmaz. Şu an oluşan bu durum ülkemizin, hükümetimizin ne kadar vahim bir noktada olduğunu gösterir. Hükümet icraat yapamıyor, gelirler konusunda herhangi bir iyileşme yok. Konuşuyorlar ama yapmıyorlar, önlerini göremiyorlar ve vatandaşlarını bu noktada sıkıntıya sokuyorlar. Bir devletin bu duruma düşmesi tek kelime ile utanç vericidir. Biz bu kararı benimsemedik ve kınıyoruz. Hükümet bir an önce sorunu çözmek için adım atmalı. Kesilen miktar ne zaman ödenecek? En azından bu vatandaşa söylenmeli. Bankalar, ‘maaşlarınızdan kesinti yapıldı, bu ay taksiti almayalım’ yapmıyor. İnsanların borçları var. O yüzden ilk önce açıklanması gereken şey, bu kesintinin ne zaman telafi edileceği. İnşallah bizleri sokaklara dökmezler. Yoksa büyük kavgalar ve büyük mücadeleler yaşanır bu sıkıntıyla ilgili. Bu durumdan piyasada çok kötü etkilenecek. Ülke de kaos yaşanacak. Sendikalar da kendilerine artık çeki düzen versinler. Otursunlar değerlendirme yapsınlar. Bu konuda girişimimiz ne olacak? Nasıl tepki verilecek? İnşallah sorun çözülür ve o noktaya gelmeyiz.

Tahir Gökçebel (KTOEÖS Başkanı): Daha önce de açıkladık bu asla kabul edebileceğimiz bir durum değildir. İnsanlar taksitlerini ödeyemediği zaman bunun hesabını kim nasıl verecek. Ülkede büyük bir infial yaşanacak bu konuyla ilgili ve ülke kaosa sürüklenecek. CTP-UBP hükümeti birçok vaatle geldi ancak ne yazık ki vaat yerine sıkıntı getirdi. CTP-UBP hükümeti en temek hak ve özgürlükleri bile pazarlık konusu yapıyor. Sendika yönetim kurulu olarak bugün konuyla ilgili toplantımızı yapıp, gereken kararı vereceğiz. Ancak yine tekrar ediyorum. Bu durum asla kabul edilemez.