banner564

Azraille dans

Herhangi bir kurs ve sınavdan geçmeden ‘L’ izni ile motosiklet kullanmaya başlıyor, ardından paket servislerine çıkıyorlar

Azraille dans
banner598
 Çiğdem AYDIN
   Kuzey Kıbrıs’ta çözüm bekleyen onlarca sorundan bir tanesi de motosiklet kullanımıyla ilgili. Yıllardan beri yürürlükte olan bir yasa çerçevesinde, herhangi bir kursa katılmadan ve sınav geçmeden Learning ‘L’ izni alarak motosiklet kullanmak mümkün.
   Özellikle yurt dışından gelen ve trafiğe alışkın olmayan motosiklet kullanıcılarının artması nedeniyle, hem kazalar artıyor, hem de maddi zarar...
   Kuşkusuz işin bir de öteki yanı var. Yani motosiklet sürücülerinin yaşadığı sıkıntılar. Onlara göre, araç sürücüleri, yayalarda olduğu gibi, bisikletli ve motosikletli sürücüleri dikkate almıyor ve bu durum sürekli tehlike yaratıyor.

“Bizi yok sayıyorlar”

   Kuzey Kıbrıs’ta, iş yerlerine ve evlere hazır yemek servisi yapan motosiklet sürücüleri, trafikteki diğer araç sürücüleri tarafından yok sayıldıklarını ve hergün onlarca tehlike yaşadıklarını anlatırken “yollarda her gün kaza tehlikesi atlatıyoruz. Canımız burnumuzda ekmek parasını çıkarmaya çalışıyoruz” diyor.
    Diyalog muhabirine konuşan pakertçiler, müşteriye siparişin zamanında ulaşması için bazen kendilerinin de hız limitlerini zorladığını kabul ederken “müşteriler yemeklerini sıcak iken yemek istiyor. Geciktiğimizde işyerine şikayet geliyor ve bu yüzden bazen işimizden oluyoruz. İşimizi kaybetmemek ve müşteri şikayetini en aza indirmek için bazen tüm riskleri göze alarak hız yapıyoruz” şeklinde konuşuyor.

İçlerini DİYALOG’a döktüler

Uğur Tomuk : Ben bekarım dolayısıyla aldığım asgari ücretle geçiniyorum. Trafikte ciddi zorluklarla karşılaşıyorum. Araç sürücüleri motorlara hiç saygı göstermiyor. Yollar bizim için çok tehlikeli. Akşam saatleri servisin en yoğun olduğu sattlerdir. Akşam saat 18:00- 20:30 arasında gidip geldiğimiz yolun sayısını inanın tutamadım. Günde sekiz saat çalışıyorum. En büyük sorunum trafikteki sürücülerin motorlu taşıtlara karşı olan duyarsızlığıdır.

Ömer Ünal: En büyük sorunum trafikte. Biz zamanla yarışıyoruz, müşterinin memnuniyeti için de ne yazık ki hızlı hareket etmek zorundayız. Trafikte tıkanıklık olduğu zaman mecburen motorun avantajını kullanarak araçların sağından veya solundan geçmek zorunda kalıyoruz ama araç sürücüsü dikkatsiz ise resmen Azrail’le dans ediyoruz. Trafik dışında pek sorunum yok. Günde 50 -60 yol yapıyorum . Ailem Güzelyurt’ta kalıyor, ben Lefkoşa’da. Gidip gelmeye kalksam ekonomik anlamda beni kurtarmaz.

Ali Tüzün: İnsanlarla uğraşmak gerçekten zor. Genel olarak aslında aillelere serviste sorun yaşamıyorum. Fakat kurumlara servis yaptığımız zaman telefonlarımız neredeyse durmuyor. “Nerede kaldınız”, Benim öğle aram bitiyor, sizi mi bekleyeceğim bütün gün” gibi hakaretlere varan söylemler beni  çok üzüyor, ama yapacak bir şey yok. Memlekette işsizlik var Nakitbahis bu işe de şükürler olsun. Bir diğer sorun da yollar. Yollar bizim gibi paketciler için güvenli değil. Araba kullanan sürücüler trafikte sanki biz yokmuşuz gibi davranıyorlar, hergün kaza oluyor. Ne kadar da kask kullansak bir kaza anında yerde  sürükleniyoruz. Tek ricam bizim de insan olduğumuzu unutmasınlar.

Mehmet Deliloğlu: Benim en büyük sorunum trafik. Trafikte araç sürücüleri çok saygısız. Bizde de elbet hatalar vardır. Ama kendilerini biraz bizim yerimize koysunlar. Düşünün sizin göreviniz verilen sparişi en hızlı şekilde sıcak iken müşteriye ulaştırmaktır. Bazen, trafikte resmen yaşam mücadelesi veriyoruz. Özellikle öğle saatleri memurlar çıktığı zaman, bir de okul çıkış saati bizim en yoğun çalıştığımız ve en çok trafikte tehlikelerle karşılaştığımız anlardır. Gece ise şehir içinden çok şehir dışına servis yapıyorum. Orda da sorunum bizi görmezden gelen sürücüler.

Ahmet Çamlıca: Can güvenliğimiz yok. Trafikteki sürücüler bize karşı çok dikkatsiz. Özellikle öğle saatlerinde aşırı yoğun çalıştığımız saatlerdir. Polis kontrolünün olduğu yerlerde sorun yok. Ama polis yoksa herkes kafasına göre araç kullanıyor. Kaç defa ezilmekten kurtuldum. Bizler motorla ne kadar hızlı gidebilirsek o kadar hızlı gidiyoruz. Müşteri yemeğini sıcak ister. Bir kişi için çıktığımız da olur servise dört spariş için de. Düşünün, aynı güzergah üzerinde dört kişiye yemek taşıyorsunuz acele etmeniz gerekiyor dört farklı noktada duracak, dördüne de sıcak yemeği zamanın da yetiştirebilmenin gayreti ve stresi altında çalışıyoruz. Müşteri memnun olmazsa vazgeçer o zaman da patronlarımızın bize itiyacı kalmaz. 

Hasan İlengiz: Vallahi ne desem boş. Biz hızlı gitmek zorundayız, millet işine, evine yetişmeye çalışıyor. Herkes ekmek derdinde ama bizim ekmeğimiz yollarda. Ya süratli gideceksin müşteriye sıcak yemek ulaştıracaksın yada yavaş gideceksin şikayet edecekler kovulacaksın. Genellikle özel sektör ve öğrencilere servis yapıyorum. Günde 8-9 saat çalışıyorum ama bu çalışma süreci hep yollarda geçiyor. Yani bizim çalışma ofisimiz asfalt ve motorumuzdur. En yoğun ve en riskli saatler öğle saatleridir. 12:00-15:00 saatleri arasında en çok yol yaptığım saatler. 

Güncelleme Tarihi: 16 Aralık 2013, 11:55
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473