banner564

‘Askeri harekât kaçınılmazdı’

Reşat Akar’ın kaleminden 46 yıl önce yaşananlar

‘Askeri harekât kaçınılmazdı’
banner598

Kıbrıs’a dönmeye hazırlanırken 15 Temmuz 1974’te Yunan darbesinin başlaması nedeniyle Ankara’da kalan Mehmet Ali Talat, 1 Ağustos’ta çıkarma gemisiyle Girne’ye ayak bastı.
  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 1974 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu... Hedefi İngiltere’nin Manchester Üniversitesi’nde master yapmaktı... O nedenle de, annesi Ayşe Hanım’ı Ankara’ya davet etmiş, birlikte tüm arkadaşlarını ziyaret ederek vedalaşmaya başlamıştı.
  Talat ile annesi 16 veya 17 Temmuz günü Kıbrıs’a dönmeyi planlamıştı... Fakat 15 Temmuz 1974 sabahı Cunta’nın Kıbrıs’ta başlatmış olduğu silahlı darbe, buna imkan vermedi.
  O dönemde sadece Lefkoşa Uluslararası Havaalanı kullanıldığı için, yönetim darbecilerin Cumhurbaşkanı ilan ettiği Nikos Sampson’a geçmiş, stratejik yerlere ise Yunan tankları ve silahlı askerler yerleştirilmişti...
 Mehmet Ali Talat ve annesi çaresizlik içinde Ankara’dan ayrılamadı. Bu arada Kıbrıs’tan gelen haberleri takip ediyordu..
  15 Temmuz darbesinin ardından 20 Temmuz’da Türk askerinin başlattığı birinci harekât gerçekleşti. Ve Girne bölgesi tamamen kontrol altına alındıktan sonra Mehmet Ali Talat ile annesi, çıkarma gemisiyle Girne’ye ayak bastı.

Türkiye’nin müdahalesi kaçınılmazdı

  Talat, üniversiteyi yeni bitirmiş bir genç olarak, 15 Temmuz darbesinin başlaması sonrasında Türkiye’nin adaya müdahale edeceğini önceden tahmin etmişti... Cunta’nın, ENOSİS (Adanın Yunanistan’a ilhakı) için adaya çıktığını belirten Talat, o günlerde yaşadıklarını ve düşüncelerini şöyle anlattı:
  “Biz annemle Ankara’da iken babam Mustafa Talat Girne’de kalmıştı. Bir yandan onu merak ederken, diğer yandan memlekette nelerin olduğunu öğrenmeye çalışıyorduk. Cunta’nın adaya çıkmasının tek nedeni vardı; o da ENOSİS’i gerçekleştirmek. Makarios’u silahla devirdikten sonra Türkiye’nin müdahalesinden başka bir çare yoktu. Askeri harekat kaçınılmazdı ve Türkiye bunun gereğini yaptı. Eğer Kıbrıs’ta büyük acılar yaşanmışsa bunun ana nedeni Cunta’nın darbesidir. Kıbrıslı Rumlar da bu gerçeği biliyor ama bazıları inkara kalkışıyor.”

Kırnı’daki birliğe katıldı

  Talat, 1 Ağustos’ta Girne’ye ayak bastıktan sonra, Kırnı köyündeki askeri birliğe katıldı ve silah altına alındı. Daha sonra da Akdeniz köyündeki birliğe sevk edildi. İkinci Barış Harekatı tamamlanıncaya kadar da bu görevi devam etti.
  Master için Manchester’e gitmeyi planlarken, yaşanan gelişmeler karşısında bundan vazgeçmek zorunda kalan Talat, yaşadıklarını şöyle anlattı:
  “Ailemle konuşmuş ve master için bir plan yapmıştım. Fakat, yaşananlardan sonra, ekonomik olarak bunun mümkün olup, olmayacağını tartıştık ve sonunda yeniden Ankara’ya gidip, masterimi Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Elektrik Mühendisliği üzerine tamamladım. Ankara’da bulunduğum süre içinde birçok arkadaşım oldu, dostluklar edindim. 1977’de ise eğitimi tamamlayıp adaya döndüm.”

Havanda su dövülüyor

  Barış Harekâtı’nın, ENOSİS’i önlemek için kaçınılmaz olduğunu söyleyen Mehmet Ali Talat, daha sonraki süreçte Kıbrıs sorununu çözmek için birçok fırsatın ortaya çıktığını söyledi.
  Talat “Ama bu fırsatları değerlendiremedik” diyerek, yapılması gerekenleri şöyle izah etti:
  “Kıbrıs sorununu çözmek ve uluslararası hukuka geçebilmek için elimize bir sürü fırsat geçti.
Bunlar değerlendirilemedi. Benim dönemimde bu sorunu çözmek için çok uğraştım. Ortaya kapsamlı bir çözüm planı çıktı ve biz kendi adımıza bu plana güçlü bir destek verdik. Referandumda ‘evet’ oyu çıkardık. Ama Rumlar bunu kabul etmedi. Etmiş olsalardı Kıbrıs sorunu çoktan bitmiş olurdu.
  Yine de uluslararası hukuka girebilmek için Kıbrıs sorununun çözülmesi şarttır.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473