Antalya Diplomasi Forumu’na katılan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ikili temaslarını sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı Tatar, dün Nijerya Dışişleri Bakanı Hassoumi Massaoudou ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Forum çerçevesinde Türk Konseyi Genel Sekreteri Bağdad Amreyev, Genel Sekreter Yardımcıları Ömer Kocaman ve Kısmet Güzelov ve Proje Direktörü Özge Pan ile de görüştü.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Antalya Diplomasi Formu’nun ikinci gününde de temaslarda bulundu.
Ertuğruloğlu dün, Somali Federal Cumhuriyeti Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Mohamed Abdirizak’la görüştü.
Tatar: Avrupalılar bizi dinlemiyor
Cumhurbaşkanı Tatar, Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu Antalya Diplomasi Forumu (ADF) kapsamında düzenlenen, Crans Montana Forumu Başkanı Jean Paul Carteron'un moderatörlüğünü yaptığı "Kıbrıs'ta Gerçekçi Bir Çözüme Doğru" başlıklı, "ADF-söyleşileri" formatındaki programa konuşmacı olarak katıldı.
Tatar, Kıbrıs meselesinin ne olduğunu çoğu kişinin bilmediğini, bazı Avrupalıların da konuya tek taraflı yaklaştığını ve sadece Kıbrıs Rum kesimini dinlediğini, Kıbrıs Türklerini dinlemeye tenezzül etmediklerini söyledi.
Tatar, Türkiye'ye ADF'yi düzenlediği için teşekkürlerini ileterek, KKTC'li yetkililer olarak bu şekilde uluslararası toplumun temsilcilerinin yer aldığı toplantılara katılarak seslerini duyurabildiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, "Kıbrıs Türkleri olarak uluslararası toplumun adilane olmayan yaklaşımlarına maruz kalıyoruz. Bizler, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin eş kurucularıydık. Baktığınızda Türkler, 1571'den beri Ada'da. Osmanlı Kıbrıs'ı 1571'de fethetti ve 350 yıldan beri Ada'dayız, Osmanlının torunlarıyız." dedi.
Türk ve Rum olarak Ada'da yaşayan iki halk olduğunun altını çizen Tatar, hiçbir zaman "Kıbrıslı" diye bir millet olmadığını ve Kıbrıs'ta yaşayan iki farklı millet olduğunu vurguladı.
Tatar, Kıbrıs Türklerinin hiçbir zaman "Kıbrıs'ı işgal etmek" gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayarak, Rumların Kıbrıslı Türkleri silah zoruyla Ada'dan atarak Kıbrıs'ı Yunanistan'la birleştirmek istediklerini hatırlattı.
Türkiye'nin de desteğiyle bağımsızlıkları için mücadele ettiklerini ve kendi devletlerini savunduklarını kaydeden Tatar, "1963'ten beri Kıbrıslı Türkler çeşitli isimler altında kendi egemenliklerini kurmuşlardır, şu anda da KKTC olarak varlığımızı sürdürüyoruz. Biz de Ada'da Rum kesimi kadar meşruyuz ve haklıyız. Hayatın her alanında kendimizi yönetme hakkımız var, BM de bunu pek çok belgesinde ifade etmiştir." dedi.
Tatar, Kıbrıslı Türklerin zorluklarla karşılaştıkları bir duruma itildiklerini ve yasal konumlarını ifade etmekte güçlük çektiklerini söyleyerek, BM'nin kendilerine, çeşitli platformlarda Kıbrıs meselesini bir çözüm amaçlı olarak konuşma imkanı verdiğini söyledi.
Türk tarafının Kıbrıs konusu bağlamında BM öncülüğündeki pek çok öneriye olumlu, Rumların ise olumsuz yanıt verdiğini hatırlatan Tatar, 2004'te BM'nin ortaya koyduğu ve son derece kapsamlı bir çözüm önerisi olan Annan Planı'na Rumların "hayır", Türk tarafının ise "evet" dediğini anımsattı.
Tatar, Rumların Annan Planı'na "hayır" demesine rağmen AB'ye alındığını ve Kıbrıslı Türklerin "evet" demesine rağmen izolasyon altında kalmaya devam ettiğini hatırlattı.
Kıbrıs meselesinin yalnızca Kıbrıslı Rumlar ve Türklerin konusu olmadığını ve bölgesel bir konu olduğunu dile getiren Tatar, Kıbrıslı Rumların Annan Planı dahil şu ana kadar 15 kapsamlı planı reddettiklerini söyledi.
"Eşit şekilde muamele istiyoruz"
Tatar, cumhurbaşkanı seçildiğinden bu yana yönetim olarak Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tam desteğini aldığını kaydederek şöyle devam etti:
"Bütün bu yaşananlarda sonra iki toplumlu, iki bölgeli federal çözüme sıcak bakmıyoruz. Kıbrıslı Rumların AB'ye üye olmalarıyla birlikte Kıbrıslı Türklerle bir uzlaşıya varma niyeti yok. Bunu Nisan'da Cenevre'deki BM öncülüğündeki toplantıda da söyledim. Biz, uluslararası anlamda Kıbrıslı Rumlarla eşit şekilde muamele görmek istiyoruz. BM, egemenlik açısından eşitliğimizi sağlamadığı sürece resmi müzakerelere başlamayacağız. Tabii ki gayriresmi olarak görüşmelerimize devam ederiz ama Kıbrıslı Türklerin egemenliğinin tanınmadığı sürece resmi görüşmelere başlamanın anlamı yok. Kıbrıslı Türkler uluslararası toplumun bir parçası olmak istiyor, biz bunu hak ediyoruz."
Kıbrıslı Rumların resmi olarak bütün Ada'nın temsilcisi olarak görüldüğünü ve bu unvanla AB'ye alındığını hatırlatan Tatar, ancak Kıbrıslı Türkler ile Rumların eşit muamele görmesiyle adil bir çözümün sağlanabileceğini söyledi.
“Yeni bir vizyon ortaya koydum…”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, adanın her iki tarafının ve Doğu Akdeniz’de tüm tarafların kazançlı çıkacağı, Kıbrıs Adası ve bölgenin bütünü için yeni bir vizyon ortaya koyduğunu belirterek, Kıbrıs Türk Halkı’nın mağdur edildiği statükonun sürdürülemez olduğunu ve bu haksızlığın bir an önce sona ermesi gerektiğini vurguladı.
Tatar, 1964’ten bu yana uluslararası toplum tarafından Kıbrıs Ortaklık Cumhuriyeti’nin tek temsilcisi gibi görülen ve adil olmayan imtiyazlar sunulan Kıbrıs Rum tarafının, insanlık dışı izolasyona mahkum edilen Kıbrıslı Türklerle eşit güç paylaşımını reddettiklerini de kaydetti.
Anastasiadis’e sert cevap
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs'ta yaşanan gerçekleri çarpıtmaya ve dünya kamuoyunu aldatmaya çalışan Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'i yanıtladı. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs'ın ve bölgenin yararına olacak en gerçekçi çözüm yolunun egemen eşit iki devletin varlığına dayalı çözüm olduğunu belirtti.
Verilen bilgiye göre, Tatar açıklamasında, "Kıbrıs konusuyla ilgili müzakerelerin başlamasına yönelik girişimler devam ederken, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'in saldırgan ve provokatif açıklamalarını endişe ile izlemekteyiz” dedi.
“Sn. Anastasiadis, olumlu bir tutum izleyip, diyalog yollarını açık tutacağı yerde Türk tarafına yönelik gerçek dışı suçlamalarda ve hakaret içerikli açıklamalarda bulunup, olası bir müzakere sürecini dinamitlemeye çalışmaktadır” diyen Tatar, şöyle devam etti:
“Sn. Anastasiadis, bölgenin en büyük ve en güçlü̈ ülkesi Türkiye tarafından da desteklenen ve uluslararası alanda da büyük yankı yaratan egemen eşit iki devletin varlığına dayalı çözüm önerimizi ‘neo- Osmanlı vizyonu' olarak nitelendirirken, Türkiye’nin Kıbrıs'ı bir manda devletine dönüştürmek istediği yönünde de gerçek dışı açıklamalarda bulunmuştur.
Bu suçlamalar ve gerçek dışı iddialar kabul edilemez. Kıbrıs'ta yaşanan gerçeklere baktığımızda 'neo-enosis' idealiyle, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’ı Helenizmin mandası bir devlet yapmak olduğunu görmekteyiz. 1821, 1931 enosis isyanları ile 1963 Kanlı Noel saldırıları ve 15 Temmuz 1974 Rum-Yunan faşist darbesi bunun en açık ve inkar edilemez kanıtlarıdır. Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis'e tavsiyem, gerginlik yaratıcı açıklamalar ile gerçek dışı iddialardan vazgeçmesi ve diyalog yolunu açık tutmasıdır. Bir kez daha belirtmek gerekir ki, Kıbrıs'ın ve bölgenin yararına olacak en gerçekçi çözüm yolu egemen eşit iki devletin varlığına dayalı çözümdür."
Tatar’dan Guterres’e tebrik
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Antonio Guterres'i Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği görevine tekrar atanması dolayısıyla tebrik etti.
Yapılan yazılı açıklamaya göre, Tatar, Cenevre 5+1 Kıbrıs toplantısında izlediği dengeli yaklaşımından dolayı BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'i takdir etmekte olduğunu kaydederek, önlerindeki süreçte kendisiyle çalışmaktan memnuniyet duyacağını da belirtti.
FOTO: TATAR ANTALYA
Halk magdur ve issiz.Tatar gezip duruyor.Hukumet halki yamalayip sözlerle avutuyor.Yolsuzluk yoksuzlukla kol geziyor.Kandirmaca oyunlarina son verecek zamandir simdi