Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum lideri Nikos Anastasiadis’e seslenerek “Çözüm istiyorsak, irade göstermek için iki yıl sonra önümüze gelen bu fırsattan yararlanmalıyız. Toplantıyı baskı altına almaya yönelik söylemlerden artık uzak dur” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis ile 25 Kasım’da Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılacak üçlü görüşme öncesinde açıklama yaptı.
Akıncı yazılı açıklamasında, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in 25 Kasım’da 3’lü bir görüşme için tarafları Berlin’e davet ettiğini anımsatarak, gündemde; uzun zamandır üzerinde çalışılan temel referans kavramlarının görüşülerek gelecek adımların planlanmasının yer alacağını, bilahare iyi bir hazırlık çerçevesinde 5’li gayrı resmi toplantının yapılmasının da olası olduğunu belirtti.
Akıncı, Kıbrıs Türk halkı adına üstlendiği sorumluluğun bilinciyle bu toplantıya ilişkin olarak Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği ile yapıcı bir işbirliği içerisinde hazırlıklarını sürdürdüklerini belirterek, “Önümüzdeki günlerde demokratik teamüllere uygun çerçevede, daha önce de yaptığımız gibi, her türlü istişareyi gerçekleştireceğimiz de tabiidir. Kıbrıslı Türklerin meşru hak ve çıkarlarını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Bu anlayış içinde BM Genel Sekreterinden gelen davete katılmamak gibi son derece yanlış bir tavra girmek, mümkün değildir. Hükümetin büyük ortağının yaptığı bu çağrıya uymak demek, daha işin başında Kıbrıs Türk Halkını uluslararası alanda mahkûm etmek demektir” dedi.
Sancılı dönemden geçiliyor
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, henüz resmi müzakere aşamasında bulunulmadığını da işaret ederek, şunları kaydetti:
“Yapılan çalışmalar, müzakere zemininin oluşturulmasına ve bu mümkün olursa sonuç odaklı bir süreçle nasıl tamamlanabileceğine ilişkindir.
Bu çerçevede Sayın Anastasiadis’e de seslenmek isterim. Kıbrıs çok sancılı bir dönemden geçmektedir. Görünür gelecekte ya siyasal eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde federal bir çözüme ulaşma yeteneğini göstereceğiz, ya da kalıcı bölünme yolunda yeni gerçeklerle yüzleşeceğiz.
Çözüm istiyorsak, irade göstermek için iki yıl sonra önümüze gelen bu fırsattan yararlanmalıyız. Sayın Anastasiadis; bunu yapmak yerine, toplantıyı baskı altına almaya yönelik söylemlerden artık uzak durmalıdır; 9 Ağustos toplantısı ve ardından Sayın Lute geldiği zaman yaşananlar hakkında doğru olmayan konuşmaları artık bir yana bırakarak, kendi toplumunu yanlış bilgilerle koşullandırmaktan vazgeçmelidir.
BM Genel Sekreterliği’ne de bu aşamada görev düştüğü inancındayım. BM ilkelerine, parametrelerine ve geçmiş mutabakatlara bağlı kalınmasını ve bu çerçevede yapılacak toplantının başarıyla sonuçlanmasını sağlamak onların da görevidir.
Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak yapıcı bir anlayışla, Kıbrıs’ta adil ve kalıcı barış için uğraşımızı sürdüreceğiz. Bunun bölge barışı ve istikrarına yapacağı katkının da bilinciyle hareket edeceğiz. Temennimiz bu çabamızın karşılıksız kalmamasıdır.”