Çiğdem AYDIN
Esat Varoğlu, 1970 ve 1980’li yıllarda gerek sendikacılık hareketinde, gerekse Kıbrıs Türk siyasal yaşamında oldukça faail biri olarak tanınır. Toplumcu Kurtuluş Partisi saflarında iken bir dönem milletvekili seçilen Esat Varoğlu, şimdi ise emeklilik dönemini yaşıyor.
Varoğlu, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda umutlu olmakla birlikte, iki toplumun da bu süreçte sadece seyirci kaldığını belirterek, daha aktif olunması gerektiğini vurguluyor.
Varoğlu, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:
Soru:Siyasete ne zaman başladınız, ne zman ara verdiniz?...
Yanıt: Siyasete girmeye hiç niyetim yoktu ama yine de arkadaşların ısrarlarıyla girdim. 1976 yılında KTÖS (Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası) Genel Sekreteri idim ve TKP bizim sendikanın desteğinde kurulan bir partiydi. Bana ‘sen de aday olacaksın’ dediler. 1976 seçimlerinde aday oldum ve sendikadan da istifa ettim. Kazanamayınca tekrar sendikaya döndüm. 1981 yılında yine aday oldum. Kontenjandan girmeyi kabul etmedim ve halk oylamasıyla seçilmeyi tercih ederek birinci sıradan aday oldum ve kazandım. 1985 yılına kadar vekillik yaptım, kurucu mecliste yer aldım. 1985 yılında tekrar aday oldum kazanamadım. Hiç üzülmedim çünkü politikayı çok sevmemiştim. Ama hiç de kopamadım. Bu süreçte parti içi görevlerime devam ettim. 2005 yılında BDH’dan aday oldum, kazanamadım ve milletvekilliği adaylığna ara verdim.
Soru:Siyaset öncesinde ne iş yapıyordunuz, şimdi ne yapıyorsununuz?
Yanıt: Öğretmenlik yapıyordum. 1962-1963 yılında başladım ve ilkokul öğretmenliği yaptım. Yedi yıl boyunca mücahitlik yaptım. 22.bölükte er olarak başladım, bölük komutanı olarak tamamladım.
31 Temmuz 1970 yılında Şht. Ertuğrul İlkokulu’na adını verdim. 17 yıl öğretmenlik yaptım ve emekli oldum.Ve TDP’nin parti meclisi üyeliğini yapıyorum.
Soru:Ekonomik durumunuz nasıl?. Nasıl geçiniyorsunuz?
Yanıt: Sadece mutfak masraflarını karşılıyorum.Üç çocuğumu outtum çok şükür tek maaşla.Hanımım ve ben yaşıyoruz şimdi. Çocukların ikisi öğretmendir, diğeri ABD’de Apple’ da çalışıyor.
Soru:Son zamanlarda ciddi bir sağlık sorunu yaşadınız mı?
Yanıt: Yaşamadım. Ama 2000 yılında zatüre oldum. Sonra da sigarayı bıraktım. Ciğerlerimi burada açamadılar ve beni Türkiye’ye gönderdiler.
Kanser şüphesi vardı.Türkiye’de kanser olmadığımı söyleyip, İbni Sina Hastanesi’ne sevk ettiler. Tedavim tamamlanınca geri döndüm.Şu anda iyiyim.
Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?. Arayıp, soran oluyor mu?..
Yanıt: Aksine benim dost sayımda artış oldu.İnsanlar beni daha çok aradı sordu.Şu andaki saygınlığım siyasette olduğundan daha fazladır.
‘İyi ki vekil değilim’
Soru:Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz?. Yanlışlar nedir?
Yanıt: Malesef bugünkü siyaset ve siyasetçiler seviyeyi çok aşağıya çektiler. Bu meclis için demiyorum. Çünkü onlar daha sınama dönemindedir. Ama bundan önceki meclis için kalite yok denecek kadar azdı diyebilirim.
Halkın siyasiler için ne düşündüğünü gördükçe ‘iyi ki vekil değilim’ diyorum. Ama seçmen artık daha seçiçi bu iyi bir şey çünkü çürük elmaları temizliyorlar. Bu bir başlangıçtır bana göre.
Bazı çalışmalar biraz hantal gidiyor. Bunu da öz eleştiri olarak söyleyebilirim.
Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..
Yanıt: İlk kez bu kadar çözüme yaklaşılmıştır. Üzüldüğüm tek bir konu vardır her iki tarafın toplumu da bu süreçte sadece seyircidir. İki toplumun daha aktif olarak sürece katkı koyması gerekiyor.Dış güçlerin süreçle ilgili daha aktif rol aldığını görüyorum. Gerek uluslararası konjektür, gerekse doğal gaz kaynakları ve gelecek olan su bizlere bir çözüm olacağını gösteriyor. Fakat Türkiye buradan suyu arap ülkelerine pazarlayacak bu gözden kaçırılmamalıdır. Bu sorunu Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar çözmelidir. 1 Mayısı çok güzel bir şekilde iki toplum birlikte kutladı daha fazla iki toplumlu etkinliklere yer vermelidir ve iki toplum da gerek iç, gerese de dış meselelerde ipleri ellerinde tutmalıdır.İhtiyatlı bir bekleyiş içinde olmalıyız.
Toplum çözüme hazır
Soru:Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?. Değilse ne yapmalı?..
Yanıt:Toplumda istenç var ama irade olması önemlidir. Bana göre KıbrısTürk toplumu her zaman çözüme hazırdır.Bunu Annan Planı döneminde de göstermiştir. Rum tarafında ise ekonomik yapı onları hazır hale getiriyor. Yeter ki iradeye yansıması olsun.
Soru:Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak?
Yanıt: Toprak sorunu en büyük sorun olacaktır. Geçmişte ‘bir taş bile vermem’ diyen bir liderliğimiz vardı. Ama hakkından fazlasını isteyen bir Rum liderliği olduğu da kesin.Yanlız bu sorun aşılamaz diye bir şey de yoktur.Tazmin, takas, iade yoluyla çözümlenebilir.
Soru:Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?..
Yanıt: Çözüm olursa normal hayatıma devam edeceğim. Koşullara göre bir ihtiyaç varsa da elbetteki siyasete veya sivil toplum örgütlerine girebiliriz. Ama yeni yetişen gençler bu işi rahatlıkla götürür. Sıra artık gençlerdedir.
Yarın:Feridun Önsav
Güncelleme Tarihi: 12 Mayıs 2014, 03:01