Özgül Gürkut MUTLUYAKALI (TAK)
Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı Emete İmge, TAK muhabirinin KKTC’de hasta haklarındaki durum ve dernek çalışmalarıyla ilgili sorularını yanıtladı. Derneğin görüşleriyle, dünyadaki uygulamalara paralel hazırlanan Hasta Hakları Yasa Taslağı’nın bugüne dek sağlıkla ilgili diğer yasalarla paket halinde geçmesi istendiği için bakanlıkta bekletildiğini kaydeden İmge, Sağlık Bakanı Ahmet Gülle’nin derneğin kurucu üyelerinden biri olduğunu ve bu dönemde yasanın hayata geçmesi konusunda umutlu olduklarını söyledi. Emete İmge, “KKTC’de hasta hakları açısından ne durumdayız?” sorusunu yanıtlarken, “Hasta şikayetleri bazen basına da yansıyor ama hastaların her şeyden önce haklarının farkında olması lazım. Hastalar çoğu zaman, şikayet ederse amacına ulaşmayacağını, güçsüz olduğunu, adalet olmadığını düşünüyor. Bu yüzden resmi şikayet yapan hasta sayısı çok çok azdır” dedi.
İmge, dünyada 1970’li yıllarda konuşulmaya başlanan hasta hakları konusunda 1980’lerde Lizbon Bildirgesi’nin yayımlandığını; 1990’larda bunun geliştirildiğini ve 2005’te de son şeklini aldığını anlattı. 2005’teki bildirgenin diğerlerinden farkının, “sağlık eğitimi hakkı”nı da içermesi olduğunu ifade eden Emete İmge, “Hasta hakları, temel insan haklarının sağlığa uygulanmasıdır” diye konuştu.
KKTC Anayasası’nda da her vatandaşın koruyucu sağlık hizmetlerinden, tedavi edici hizmetlerden ve tıbbi müdahalelerden en iyi şekilde yararlanma hakkının düzenlendiğine işaret eden İmge, hasta haklarına bakıldığında ortada hekim haklarıyla çatışmacı bir durum görülebileceğini, ama hasta haklarının hekim haklarının karşısında olmadığını vurguladı.
“Hekimlerle birlikte yürümek...”
İmge, özetle şöyle devam etti:
“Hasta haklarının uygulanabildiği ülkelerde, hekim hakları da gelişmiştir. O nedenle biz dernek olarak her zaman hekimlerle birlikte yürümeyi doğru yol gördük, hiçbir zaman onları karşımızda, çatışacağımız bir kesim olarak görmedik. Daha iyi bir sağlık hakkı için birlikte yürüyebileceğimiz insanlar gördük. Onlar için de iyi hekimlik çerçevesinde hasta hakları bizzat kendileri tarafından savunulan bir şeydir ki işin pratiğinde de 1980’li yıllardan bu yana bu bildirgelerin yazılmasını sağlayan hekimlerin birlikleridir.
Tesadüf değil, bizim ülkemizde de hasta hakları konusundaki ilk girişim 2000 yılında Tabipler Birliği’nce başlatıldı. Bu hareketin başında da o dönemin başkanı Dr. Ahmet Gülle vardı.
Tabipler Birliği’nin girişimi ve çağrısıyla sağlık konusunda faaliyet gösteren 14 hasta örgütü aktif bir platform olarak yürüttük. Hasta hakları ilk kez örgütlü olarak 2000 yılında konuşuldu. Hatta iki toplumlu olarak başlattık. Güney’de de paralel bir platform vardı, toplantılarımızı da Pile’de yapardık. Sonra 2003’te bu hareketin tüzel kişiliğe dönüştürülmesi ihtiyacı oldu ve Evrensel Hasta Hakları Derneği doğdu.”
“Şikayetlerin takibini yapmaya çalışıyoruz”
Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı Emete İmge, hasta haklarının tanınması, farkındalık yaratılması, hasta hakları yanında hasta sorumluluklarının bilinmesi, hasta haklarının yasal zemine kavuşturulması konusunda çalışmalar yapmak amaçlı derneğin, olanaklarının yetersizliği nedeniyle hastaların ve yakınlarının sorunlarına müdahil olamadığını ancak şikayet mekanizması konusunda yol gösterici olduklarını; şikayetlerin takibini de yapmaya çalıştıklarını anlattı.
Tıptaki karmaşıklık ve ticarileşmenin hasta haklarının önemini daha da artırdığını vurgulayan İmge, “Tüm dünyada olduğu gibi bizde de globalleşme sebebiyle, özelleştirmelerle, sağlığın giderek daha çok parayla konuşulduğu bir dünyada yaşıyoruz ve en temel hakkımız olan sağlık hakkında, para bir koşul haline geliyor” dedi.
“Yasa ne getirecek?”
Emete İmge, Hasta Hakları Yasası’nın neler içerdiği ve vatandaşlara nasıl yansıyacağı konusundaki soruları yanıtlarken, taslakta şikayet ve dava hakkını da içeren maddeler bulunduğunu söyledi.
Taslakta, hasta haklarının resmi olarak tanınması, bilinmesi ve yasal sürecin nasıl uygulanacağının düzenlendiğini belirten İmge, öngörülen Hasta Hakları Kurulu’nda dernek temsilcisinin de yer alacağını; bir takım cezalar da öngörüldüğünü ancak amacın kesinlikle sağlık çalışanlarına ceza ödettirmek olmadığını vurguladı.
“Sopayı gösterme yasası değildir”
İmge, hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasını istediklerini belirterek, şöyle dedi:
“Hasta Hakları Yasası, sopayı gösterme yasası değildir. Hekimlerin iyi hekimlik yapabilmesi için fiziksel ve kurumsal koşulların olması gerekir. İyi hekimlik ortamı yoksa, ne kadar iyi hekimlik becerisi olursa olsun hak ihlalleri oluşabilir. Hasta hakları ihlallerinde bu yasa sadece sağlık çalışanına sorumluluk getirmiyor, aynı zamanda kuruma da sorumluluk ve ceza getiriyor. Eğer uygun ortamı yaratmamışsa sağlık çalışanına, sağlık çalışanının hata yapma ihtimali yüksektir. Onun için Hasta Hakları Yasası, sağlıkta kaliteyi, çitayı mecburen yükseltecek bir yasadır.”
“Randevulu sistem olumlu adım”
İmge, ülkede hastaların var olan sağlık hizmetlerine erişiminde sorunlar yaşandığını, anayasal bir hak olan sağlık hizmetlerinin giderek özele kaydığını belirtti. Emete İmge, devletin sunduğu sağlık hizmetlerinde de gerek organizasyon bozukluğu, gerek altyapı, gerek maddi sebepler, bazen kamu yönetimindeki aksaklıklar yüzünden kesintiler ve sıkıntılar yaşandığını kaydetti.
Bazı hastanelerde uygulanmaya başlanan randevulu sistemi bugüne dek hep savunduklarını ve uygulamayı da takip ettiklerini ifade eden Emete İmge, randevulu sistemin hastanın zamanına saygı olduğunu söyledi.
“Anadili Türkçe olmayanlar...”
Hastanın en önemli haklarından birinin de “bilgilendirilmiş onam hakkı” olduğunu belirten İmge, hastanın tedavisi ve kendisine yapılacak müdahale hakkında tam bilgilenip onay vermesinin de bir hak olduğunu vurguladı.
Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı İmge, kamu hastanelerinde “bilgilendirilmiş onam hakkı”nın uygulanmasının çok da mümkün olamadığını, randevu sistemi gelmesine rağmen hastaya ayrılan zamanın tüm bunların yapılması için yeterli olamadığını; ayrıca hastalara anlatılsa da anlayamayanlar olduğunu kaydetti.
KKTC’de artık ana dili Türkçe olmayan birçok kişi de yaşadığına işaret eden İmge, dil sorununun da bulunduğunu söyledi.
İmge, hemşire ve diyetisyenlerin yürüttüğü hasta eğitimlerinin çok işe yaradığını, etkili olduğunu; iyi bilgilendirilmiş bir hastanın hem kendine zarar gelmesini engellediğini, hem de komplikasyonları azaltabildiği için tedavi maliyetinin düştüğünü anlattı.
İmge, hastaların artık daha sorgulayıcı olduğunu ve kendi bedenindeki söz hakkını kullandığını; hekim-hasta rollerinin giderek değiştiğini belirtti.
“Resmi şikayet çok az”
Emete İmge, “KKTC’de hasta hakları açısından ne durumdayız?” sorusunu yanıtlarken, “Hasta şikayetleri bazen basına da yansıyor ama hastaların her şeyden önce haklarının farkında olması lazım. Hastalar çoğu zaman, şikayet ederse amacına ulaşmayacağını, güçsüz olduğunu, adalet olmadığını düşünüyor. Bu yüzden resmi şikayet yapan hasta sayısı çok çok azdır” dedi.
Şikayetlerin daha çok ölümle sonuçlanan vakalarda görüldüğünü, Sağlık Bakanlığı yanında Tabipler Birliği’nin de şikayetleri değerlendirdiğini ve çeşitli cezalar verdiğini kaydeden İmge, yürürlüğe giren İyi İdare Yasası ve Bilgi Edinme Hakkı Yasası’nın uygulanmasıyla hasta hakları alanında iyileşmeler beklediklerini söyledi.
İmge, hastanelerdeki birçok sorunun sağlıklı iletişimle halledilebilecek şeyler olduğunu; hastanelerde şikayet birimleri oluşturulsa ve uzlaşım yöntemleri kullanılsa hasta memnuniyeti açısından bazı sorunların çözümlenebileceğini anlattı.
Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı İmge, “Ama hastane gibi çok ilişkili bir sektörde, sağlık iletişimi konusuna stratejik bakılmaması ve iletişimin kurumsal hale gelememesi ciddi bir eksikliktir. Bazı konular çok rahat çözülebilecekken, çözülemiyor. Genelde başhekimliklere şikayet ediliyor ama onların da çok işleri var” diye konuştu.
Sağlıkta çözümlenemeyen sorunlardan birinin de tam gün hizmet verilmemesi olduğu görüşünü ifade eden İmge, “doktorların saat 15.00’e kadar hastanede bulunması gerekirken birçoğunun daha erken ayrıldığını” kaydetti.
İmge, artık hem sağlık çalışanlarının, hem de hastaların mutlu olacağı bir sağlık sistemi istediklerini vurguladı.
“Dumansız Ada Platformu”
Evrensel Hasta Hakları Derneği’nin, Dumansız Ada Platformu’nu oluşturan örgütlerden biri olduğunu da hatırlatan Emete İmge, kapalı mekanlarda sigara ve tütün ürünlerinin içilmesini yasaklayan yasanın tam uygulanmadığını, denetimlerin yetersiz kaldığını ve ciddi tehlikeler yaşandığını gözlemlediklerini söyledi.
“Ülkede yasalara zincirleme itaatsizlik durumu bulunduğunu” savunan İmge, sigarayı bıraktırmaya yönelik destekleyici politikaların da uygulanması gerektiğini kaydetti.
Eurobarometer’e göre, sigarayı bırakmayı en az deneyen ülkelerin KKTC ve Güney Kıbrıs olduğunu ifade eden İmge, şöyle konuştu:
“Bu demektir ki; bırakmayı denettiren, teşvik edici politikalar uygulanmıyor. Bırakmak isteyenler nereden nasıl destek alacaklar? Hasta haklarının birincisi, koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkıdır. Yani insanların sağlığını, hasta olmadan korumaktır. Dolayısıyla kapalı alanlarda tütün ve tütün ürünleri kullanımını yasaklayan yasanın ihlali, bir sağlık hakkı ihlalidir ve kendi ilgi alanımızda görüyoruz. Bu konuya, birebir müdahiliz.”
Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı Emete İmge, yasa yanında, genel anlamda hasta hakları konusunda farkındalık yaratmak için çalıştıklarını da vurguladı ve tüm sivil toplum örgütlerine Evrensel Hasta Hakları Derneği uzmanlarının katılımıyla bilgilendirme toplantıları düzenleyerek kitlelerini bilgilendirmeye çağırdı.
Güncelleme Tarihi: 12 Mayıs 2014, 02:57