banner564

‘Ama Rumlar istemiyor’

Özersay, Kıbrıs adasındaki doğal zenginlikler konusunda her iki tarafın işbirliği yapmasının tüm sorunları çözeceğini söyledi

‘Ama Rumlar istemiyor’
banner598

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Kıbrıs'taki gelişmeler ve görüşmelerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Özersay, doğal zenginlikler, müzakereler ve BM Barış Gücü ile ilgili açıklamalar yaptı. “İki tarafın oturup doğal gaz konusunda iş birliği yapmaya başlaması bütün bu problemleri ve riskleri ortadan kaldırabilir” diyen Özersay, “Ama bir gerçek var Kıbrıs Rum tarafı yönetimi ve zenginliği bizimle paylaşmaya yanaşmıyor” dedi. 

Avrupa Birliği'nin (AB), Kıbrıs Rum yönetiminin önüne Ada'da kapsamlı çözümü üyelik şartı olarak koymamasının Kıbrıs görüşmelerinde büyük bir fırsatın kaçırılmasına yol açtığını anlatan Özersay, "Şimdi benzer bir fırsat var aslında. Eğer adım atılmazsa hidrokarbon konusu da benzer bir hayal kırıklığına ve bir başka uyuşmazlığa dönüşecek" değerlendirmesinde bulundu.
Enerji şirketlerinin, Kıbrıs Rum yönetimine bugüne kadar yapılan arama çalışmalarının bir sonraki safhasına geçilmesi için Türk tarafının da rızasının alınması gerektiğini hatırlatmasının önemine değinen Özersay, şunları söyledi:
"En azından iki tarafın oturup doğal gaz konusunda iş birliği yapmaya başlaması bütün bu problemleri ve riskleri ortadan kaldırabilir. Şirketler açısından bir kere ciddi bir mali sorumluluk ortaya çıkacaktır. Eğer şirketler bu kaynakların sahiplerinden birinin biz olduğumuzu bilmelerine rağmen rızamız olmadan faaliyetlerine devam ederlerse bir noktada bu yükümlülük meselesi gündeme gelecek. Bölgede tartışmalı alanlar vardır. Bu alanlarda yürütecekleri faaliyetler bağlamında Türkiye kendilerine kazı yapmalarına izin vermeyeceğini net bir biçimde ortaya koymuştur. Bu gündeme geldiğinde kuşkusuz gerek gecikme gerek başka açılardan şirketlerin ciddi anlamda para kaybedecekleri, finansal olarak da sıkıntı yaşayacakları, zaman kaybedecekleri bir süreç yaşanabilir. Ama daha önemlisi bölgede gerginlik tırmanabilir."   
Özersay, şirketlerin iki taraf arasında diyalog başlatabileceğine dikkati çekerek, iki tarafın da enerji konusunda görüşebileceğini ifade etti. 

TPAO çalışmaları
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) Akdeniz'deki doğal gaz arama faaliyetlerine değinen Özersay, Rum tarafının Türkiye'nin Kıbrıs'ta doğal gaz arama faaliyeti yürüttüğü yönünde yanlış bir algı oluşturmaya çalıştığını vurguladı. 
Özersay, Türkiye'nin kendi kıta sahanlığında arama çalışması yapmasının hukuki hakkı olduğunun altını çizerek, "Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın bizim verdiğimiz lisans alanlarında yapacağı arama Türkiye'nin aramaları değil. Bunlar Kıbrıslı Türkler adına bir şirketin yapacağı aramalardır. Tıpkı Exxon'un, Total'in ve Eni'nin Kıbrıslı Rumlar adına yaptığı aramalar gibi" dedi. 
Rum yönetiminin TPAO aramalarını Türkiye'yi suçlamak için kullandığını belirten Özersay, "Rumlar 'Türkiye burada büyük bir devlettir, biz burada küçük Güney Kıbrıs olarak, Türkiye bizi burada baskı altına alıyor haklarımızı gasp ediyor' gibi bir tür mağduriyet fotoğrafı çizmeye çalışıyor" ifadesini kullandı. 

Ortak vizyon yok

Özersay, Kıbrıs'ta yarım asırdır konuşulan iki toplumlu iki yönetimli federal yapının çözüm olarak ortaya konulduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Aynı cümleleri tekrar ediyoruz ama bu cümlelerden farklı şeyler anlıyoruz. Yani ortak bir vizyona sahip değiliz aslında bunu birilerini suçlamak için söylemiyorum. Ama bir gerçek var Kıbrıs Rum tarafı yönetimi ve zenginliği bizimle paylaşmaya yanaşmıyor. Federal ortaklık paylaşmaya dayalı bir ortaklıktır. Yönetimi ve zenginliği paylaşmak istemiyorsanız federal ortaklık yapamazsınız. Mesele buradadır. Belki de bu nedenle Kıbrıs Rum tarafıyla paylaşmaya dayalı bir ortaklık değil iş birliğine dayalı bir ortaklığı konuşmamız gerekir."
İki tarafın, enerji, terörle mücadele, kara para aklama ve insan kaçakçılığına karşı iş birliğine dayalı farklı bir ilişki geliştirilebileceğine dikkati çeken Özersay, bu alanlarda yapılan küçük iş birliklerinin zamanla karşılıklı bağımlılığı geliştirebileceğini ve kapsamlı bir çözümün yolunu açabileceğini ifade etti.

Barış Gücü’ne gerek kalmadı
New York'ta BM Genel Sekreter Yardımcıları ile BM Güvenlik Konseyi daimi ve geçici üyelerinin BM nezdindeki temsilcileriyle bir araya geldiğini belirten Özersay, 1964'ten bu yana Ada'da bulunan BM Barış Gücü'nün görev, yetki ve sorumluluklarında değişiklikler yapılmasının öngörüldüğünü ifade etti.  Özersay, konunun ay sonunda BM'nin gündemine geleceğini aktararak, "Kıbrıs Türk tarafı olarak bu konudaki görüşlerimizi ortaya koymak için New York'ta bulunduk" dedi.
BM Barış Gücü'nün Kıbrıs'ta statükonun simgesi haline geldiğinin altını çizen Özersay "Geçen süre zarfında, değişen şartlar çerçevesinde (BM Barış Gücü'nün) görev, yetki ve sorumluluklarının gözden geçirilmesi ve değiştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu bağlamda da aslında daha açık söylemek gerekirse askeri bir misyona gerek kalmadığını, zaten geçen süre zarfında da yerine getirdiği görevin ciddi anlamda tartışılabileceğini, artık bir sivil misyona dönüştürülebileceğini düşünüyoruz” dedi.
Bakan Özersay, Washington'daki temasları kapsamında BM Barış Gücü'nün Ada'daki varlığının yanı sıra ABD Kongre üyelerine, Rum yönetimine yönelik silah ambargosunun kaldırılması ihtimaline karşı kaygılarını dile getirdiğini söyledi.   

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473