banner564

‘Adanın kaderini etkiler’

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Işıksal, Orta Doğu'daki çatışmaların Kıbrıs'ı teğet geçmeyeceğini söyledi

‘Adanın kaderini etkiler’
banner598

Cumhurbaşkanı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) İsrail ordusuna destek amacıyla belirli ülkeler tarafından bir üs olarak kullanılmasının adayı ve bölgeyi nasıl etkileyebileceğini AA Analiz için kaleme aldı.
Işıksal şunları belirtti:
“Kıbrıs ile ilgili yazdığım makalelerde devamlı olarak altını çizdiğim noktalardan biri bu meselenin sadece adada yaşayan iki halkın mücadelesi olarak görülmemesi gerektiğidir. Bu mesele aynı zamanda bir kimlik mücadelesi, Doğu Akdeniz’de yüzyıllardır değişik boyutlarda devam eden jeopolitik güç ve hakimiyet mücadelesi, Türk tarafının Doğu Akdeniz’deki siyasi ve ekonomik denklemin dışına itilme çabası, mazlum halkların varoluş mücadelesi ve medeniyet çatışmalarının de yer aldığı bir meseledir. Bu bağlamda, Soğuk Savaş döneminin hemen sonrasında yayınlandığında büyük fırtınalar koparan ancak her geçen gün gerçeğin kendisine dönüşen Samuel Huntington’ın ''medeniyetler çatışması'' tezinin tam ortasında kalan Kıbrıs adasıyla ilgili alınacak her karar yan yana yaşayan iki komşu devletin kaderini doğrudan etkileyecektir. Bir başka ifadeyle, ya daha büyük bir savaş ya da daha büyük bir barış şeklini alabilecek gelişmelerin Orta Doğu’dan sadece birkaç yüz kilometre uzaklıktaki Kıbrıs adasını ''teğet geçeceğini'' düşünmek mümkün değildir.

Güney bölgeyi güvensizleştiriyor
Işıksal, “ABD güdümündeki güney bölgeyi güvensizleştiriyor” ifadesini kullandı. Işıksal şöyle devam etti:
“Madalyonun diğer tarafına baktığımızda ABD güdümünde oluşturulan GKRY-Yunanistan-İsrail ittifakının her geçen gün pekiştiğini görüyoruz. Bu oluşumun temel amacı Doğu Akdeniz’in en güçlü ve en uzun sahil şeridine sahip olan ülkesi Türkiye’yi Antalya körfezine hapsetmek ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) tasviye edilmesi suretiyle de Türk tarafını Doğu Akdeniz’deki siyasi ve enerjiyle ilgili jeopolitik denklemlerden çıkarmaktır.
2018’de başlayan sürecin bir sonucu olarak Rum tarafı tarihte olmadığı kadar ABD etkisi altında girdi ve zaten sınırlı olan bağımsız karar alma gücü daha da azaldı. ABD’nin kendisine uyguladığı silah ambargosunu kaldırması ve iki taraf arasında geçtiğimiz ay ''stratejik diyalog'' anlaşmasının imzalanmasıyla GKRY, ABD'nin bölgedeki stratejik planlarına bağlı kalacağını bir kez daha taahhüt etti.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken Rum Dışişleri Bakanını kabulünde İsrail'in Gazze'yi işgalinin başladığı tarihi kast ederek ''Son 8 ayda ABD Kıbrıs’ın askeri operasyonlar açısından stratejik değerini öğrendi.'' şeklinde bir açıklama yaptı. Blinken'ın bu açıklaması doğal olarak Rum liderliğinin hiçbir zaman yanıtlayamadığı Kıbrıs merkezli askeri operasyonların neler olduğu, bu operasyonlarda adadaki İngiliz üslerinin ne şekilde kullanıldığı ve GKRY’deki askeri üslerin de bu operasyonlarda kullanılıp kullanılmadığı sorularını akıllara getiriyor.”
 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Doğru Söz
Doğru Söz - 2 ay Önce

Rum tarafı ikili askeri anlaşmalar yaptığı herkesin kayıtsız şartsız orospusu oldu. Rum tarafı sandı ki pezevenk bularak bu devletlerden faydalanacak, ama kendini onlara kullandırtan bir orospu gibi oldu. İşin özeti budur.

SIRADAKİ HABER

banner582

banner608

banner628

banner473