Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Başbakan Ersin Tatar, partisinin, Cumhurbaşkanlığı seçimi adaylığı konusunda en doğru kararı vereceğini söyledi.
Tatar, “Siyaset bizi nereye götürür, parti içinde her türlü değerlendirmeyi yapmak lazım” dedi.
BRT’ye konuk olan Başbakan Ersin Tatar, bir soru üzerine, Ulusal Birlik Partisi’nin ülkenin en büyük ve en köklü partisi olduğuna dikkati çekerek, her zaman büyük sorumlulukları bulunduğunu vurguladı.
Başbakan Tatar, Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik konunun parti yetkili kurullarında değerlendirildiğini söyledi.
“Partimin bir görüşü olur ve bir yol haritası çizer, en doğru karar neyse onun yapılacağına inanıyorum” diyen Tatar, partisinin başı olarak bu ülkeyi yönetme adına talip olduğu makamda daha zamanı olduğunu düşündüğünü söyledi.
“Ama siyaset bizi nereye götürür, parti içinde her türlü değerlendirmeyi yapmak lazım” diye konuşan Tatar, Ulusal Birlik Partisi’nin gücüyle hükümette olduklarını ve bu ülkeye hizmet verdiklerini vurguladı.
New York’ta bir emrivaki olabilir
Başbakan Ersin Tatar, Kıbrıs konusunda yaşanan son gelişmeleri de değerlendirdi
New York’ta bir emrivakiyle karşılaşmak istemediklerini söyleyen Tatar, müzakerelerin yeniden başlaması yönünde bir emrivakinin olacağı endişesi yaşadıklarını kaydetti. Tatar, Guterres çerçevesinin, Kıbrıslı Türkleri 1960 öncesine götürme tehlikesi içerdiğinden bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Başbakan, gelinen aşamada siyasi eşitlikten değil egemen eşitlikten bahsetmek durumunda olduklarını belitti.
New York’ta Kıbrıs konusunda yaşanacak hareketliliğe ilişkin değerlendirmede bulunan Tatar, müzakerelerin yeniden başlatılması konusunun gündemde olduğunu ancak bunun hangi zeminde yapılacağına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti ve “bir emrivakiyle karşılaşmak istemiyoruz” dedi.
Guterres çerçevesinin kendilerini endişelendirdiğini kaydeden Tatar, “30 Haziran çerçevesi Türkiye’nin garantörlüğünü tartışma konusu yapıyor. Bizim kabul edemeyeceğimiz daha birçok şey içeriyor. Kaldı ki Rum tarafı bunun içindekileri bile kabul etmedi. Yani dönüşümlü başkanlıktan, siyasi eşitlikten kesin cevap alamadık” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da bu noktada Rum lider Anastasiadis’i eleştirdiğini ifade eden Tatar, “Anastasiadis siyasi eşitliği bile kabul etmiyor. Bu noktalar görüşülsün ama kesinlikle resmi bir müzakere sürecine başlanılmasının doğru olmadığını düşünüyoruz” dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun federal çözüm perspektifiyle masaya oturulması, alternatiflerin de masada olması gerektiğini söylediğini kaydeden Tatar, “Alternatifler dediğim, ya AB çatısı altında iki devlet, ya kadife ayrılıkla iki devlettir” şeklinde konuştu.
Garantörlük kırmızı çizgimizdir
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’nün “garantörlükler tabu değildir” yönündeki açıklamasını çok büyük bir yanlış olduğunu beliren Başbakan, “Türkiye'yi etkin ve fiili garantörlüğü Kıbrıs Türkü için yaşamsal öneme haizdir kırmızı çizgimizdir. Türkiye de bunu söylüyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ‘Kıbrıs'ta tek çözüm modeli federasyondur’ söylemine katılmadıklarını belirten Başbakan Tatar, ayrıntıların anlatılması durumunda Kıbrıs Türk halkının federasyon macerasına girmeyeceğini kaydetti.
“Kaynak akışı ekonomiyi hareketlendirecek”
Başbakan Ersin Tatar, hükümetin, Kıbrıs konusu ve diğer alanlardaki uyumu ile sağlanan istikrar ve Türkiye’den kaynak akışının başlamasıyla ekonomideki gelişmenin hızlanacağını belirtti.
Başbakan Tatar, aktarımı sağlanan 653 milyon TL’lik kaynağın bir bölümünün önceden yapılan ve hakkedişleri ödenemeyen ihaleler için kullanılacağını, bir bölümünün ise yeni altyapı ihalelerinde kullanılacağını açıkladı.
Tatar, kaynak akışı, Türk Lirasının istikrara kavuşması ve yaratılan istikrar ortamının sonucunda ekonomide yüzde 5’lik bir büyüme hedeflendiğini söyledi.
Hükümetin uyum içinde çalıştığını belirten Başbakan Tatar, “Kıbrıs politikasından tutun, Türkiye ile olan ilişkiler ve sürdürülebilir ekonomi bakımından aramızda herhangi bir görüş ayrılığı yok” dedi.
Türkiye ile imzalanan Mali ve Ekonomik İşbirliği Protokolü’nün 22 Ağustos'ta Ankara ziyaretinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile detayları görüştükten sonra uygulamaya girdiğini ve 653 milyon Türk Lirası tutarındaki kaynağın aktarıldığını ifade eden Tatar, 2020 Yılı Mali ve Ekonomik İşbirliği Protokolünü imzalamak için çalışmaları sürdürdüklerini ifade etti.
1.3 milyar Türk Lirası düzeyinde bir bütçe açığı ile devraldıkları mali yapıyı şu anda çok daha sürdürülebilir ve güven duyulabilecek bir noktaya getirdiklerini beliren Başbakan Tatar, 4 ay içerisinde bundan daha fazlasının yapılamayacağını söyledi.
653 milyon kaynağın nasıl kullanılacağı yönündeki soruyu da yanıtlayan Başbakan Tatar, önceden yapılmış ihalelerde ödenemeyen hak edişlerin ödeneceğini böylece ekonomiye sıcak para girişinin sağlanacağını kaydetti.
“Enerji maliyetleri yüksek…”
İhracat yapabilmek için kalite, standart ve rekabet edebilirliğin önemine de vurgu yapan Başbakan Tatar ülkedeki enerji maliyetlerinin yüksekliğinin üretimde ve ihracatta sıkıntıya neden olduğunu belirtti.
Enerji maliyetlerinin düşürülmesi için de ana hedeflerinin Türkiye’den kablo ile elektriğin getirilmesi olduğunu ifade eden Başbakan Tatar, bunun yanında Kıb-Tek’te de yatırımların süreceğini söyledi.
Alevi Kültür Merkezi ile görüştü
Öte yandan Başbakan Ersin Tatar, KKTC Alevi Kültür Merkezi Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti.
Görüşmede, KKTC Alevi Kültür Merkezi Genel Başkanı Metin Kaya, Merkezin çalışmaları hakkında Başbakan Tatar’a bilgi verdi.
Yasal haklar açısından devletin bütün imkanlardan yararlandıklarına işaret eden Kaya, Cemevi yapımı konusu da devletin yaptığı katkıların yadsınamaz olduğunu vurguladı.
Tam olarak tamamlanmamasına rağmen Pazar günü aşure etkinliğini Cemevi’nde gerçekleştireceklerini belirten Kaya, Başbakan Tatar’ı etkinliğe davet etti.
Kaya, Cemevi’ndeki eksikliklerin listesini de Başbakan Tatar’a takdim ederek, destek istedi.
Başbakan Tatar da, KKTC’nin kültür zenginliğine işaret ettiği konuşmasında, ülkede inanç özgürlüğüne büyük önem verdiklerini, her kesimin refahı için çalıştıklarını vurguladı.
KKTC’nin fikir ve inanç özgürlüğüne sahip demokratik bir ülke olduğunu kaydeden Tatar, KKTC’nin dünyaya bu özellikleriyle tanıtılması gerekliliğine işaret etti.