Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile dün Leonya’nın Riga kentinde biraraya gelen Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in, yakın gelecekte adayı ziyaret ederek AB’nin, Kıbrıs müzakerelerine katılımını resmen başlatacağı haber verildi.

   Rum kaynaklarından elde edilen bilgilere göre; Kıbrıs Rum tarafının tezlerine güçlü destek veren Juncker’in, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda daha aktif bir rol üstlenmesi bekleniyor.

   Avrupa Birliği’nin, Kıbrıs’taki sürece dahil olmasında başlıca hedefinin müzakerelerde görüşülenlerin Avrupa müktesebatına uygunluğunu teyit etmek olduğuna işaret edilirken, Türk tarafının daha önce Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıs sorununa özlü katılımını kabul etmediği, ancak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın buna sıcak baktığı iddia edildi. Sözkonusu iddia geçtiğimiz hafta içinde olduğu gibi dünkü Fileleftheros gazetesinde yeniden gündeme getirildi.

   AB’n,in, Kıbrıs’taki müzakere sürecine dahil olmasının, Birleşmiş Milletler tarafından olumlu karşılandığını iddia eden Rum kaynakları, Fransa’nın Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi Jean Luc Florent’in konuyla ilgili görüşlerini şöyle yansıttı:

    “Bir çözüm bulunması ve çözümün yalnız BM Güvenlik Konseyi kararlarına değil AB ilke ve değerlerine de uygun olması bütün üye devletlerin çıkarınadır. Birleşik Kıbrıs’ın AB içerisinde ve karar prosedürlerini sekteye uğratmaması önemlidir.”

Omiru yine sahnede

   Bu arada dünkü Fileleftheros gazetesi, Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiru’nun açıklamasına yer verdi.Omiru“Çözümün Avrupa hukuk kültürüne uygun olması için AB’nin aktifleşmesi zaruridir. AB’nin çözüm çabalarına aktif onaylama katkısında bulunması zamanı gelmiştir” demekle birlikte, diğer yandan, bulunacak çözümün AB Birincil Hukuku olarak kabul edilmesine karşı olduklarını ve bunu engelleyeceklerini söyledi.

   Omiru şöyle dedi:

   “Çözümün, ülkemizin Avrupalı kimliğine uygun olması için bir sonraki Avrupa Konseyi toplantısında Kıbrıs sorununun çözüm ilkeleri demeti benimsenmesi de talep edilmeli. Bulunacak çözümün, Türkiye’nin istediği gibi AB’nin birincil hukuku olarak benimsenmesini engellemek için zamanında harekete geçmeliyiz.”