Hakan YILDIRIM
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Meclis Grubu’nun geçtiğimiz Perşembe günü oybirliği ile almış olduğu hükümetten çekilme kararını Parti Meclisi de onayladı. UBP’li bakanların yarın istifalarını Başbakan Ömer Kalyoncu’ya sunacaklarını açıklayan Genel Başkan Hüseyin Özgürgün, bundan sonraki süreç hakkında ayrıntıya girmedi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, UBP’nin bu kararına anında tepki verdi. Talat “Hükümeti bozanlar, seçim hükümetini kuracak sorumluluğu da alsınlar”dedi. Başbakanlık koltuğunda 8 ayı dolduran Ömer Kalyoncu’nun yarın istifa etmesi beklenirken, Halkın Partisi lideri Kudret Özersay, Diyalog TV’ye yaptığı açıklamada en iyi seçeneğin erken seçim olduğunu söyledi.
Özgürgün: Çözüm üretme kabiliyetini yakalayamadık…
UBP Genel Başkanı Özgürgün toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, kendilerinin tüm “iyi niyet ve çabalarına” rağmen hükümetin, ülke ekonomisinin hemen hemen tüm sektörlerinin sorunlarına çözüm üretme imkân ve kabiliyetini bir türlü yakalayamadığını, dahası devlet bütçesinde mali krize varan derinlikler meydana geldiğini kaydetti ve tüm bunların hükümetin sorgulanmasına yol açtığını belirtti.
Hükümetten çekilme kararı alınan Parti Meclisi sonrasında UBP tarafından yapılan yazılı açıklamada, “İnsanımıza hizmet imkân ve kabiliyet yitirdiğimiz noktada, hükümet etme ya da bu görevi paylaşma hedefimiz olmamıştır, asla olamaz” denildi.
Oluşan sıkıntıları en geniş şekliyle ele alıp değerlendirdiklerini kaydeden UBP, öncelikle “su” konusunda, şimdi de “Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü”nün imzalanma süreçlerindeki sıkıntılar ve gereksiz zaman kayıplarının büyük sorun olarak halka yansıdığını vurguladı.
“UBP üzerine düşeni yapmaya hazırdır…”
Açıklamada, CTP-BG ile “Reform Hükümeti” oluşturduğu hatırlatıldı ve şunlar kaydedildi:
“Bugün, her türlü partisel hesapların ötesinde sadece ülkeye, halka hizmet hedefi ile iki büyük partinin oluşturduğu geniş tabanlı bir hükümetin varlığının tartışılması yerine, reform nitelikli adımların değerlendirilmesi yapılmalıydı.
Bu nedenle, halkımızın refah ve mutluluğu adına büyük umutlarla katıldığımız CTP-UBP Hükümetinden çekilme kararı almış bulunuyoruz.
Ulusal Birlik Partisi bugüne kadar, ister iktidarda ister muhalefette olsun ülkenin en önemli partisi olarak devletin teminatı, halkının hep umudu olmuş, olmaya da devam edecektir.
Partimiz, halkımıza hizmet yolunda her türlü kişisel ve partisel hesapların dışında her fedakârlığı göstermeye, dün olduğu gibi bugün de yarın da üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu yineler.”
Talat tepkili konuştu
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, partisinin, “hükümetin bozulmasına karar verenlerin, bu Meclis’ten ülkeyi seçime götürecek bir hükümeti çıkarma sorumluluğunu da üzerlerine aldıkları kanaatinde olduğunu” belirterek, “Bu şartlarda partimiz, ekonomik program ve mali protokol konusunda taşınan hassasiyetlere sahip olmayan herhangi bir hükümet oluşumunda yer almayı uygun görmemektedir” dedi.
“Ortağımız bizi yalnız bıraktı…”
Talat, yazılı açıklamasında şunları dile getirdi:
“Hükümetin görevde olduğu süre içerisinde Cumhuriyetçi Türk Partisi, yukarıda belirtilen hedeflere bağlı kalarak çalışmalarını sürdürmüş, ancak önce koalisyon ortağımızın kurultayı, ardından Türkiye’den temin edilen su ile ilgili yaşananlar ve son olarak da ekonomik program ve mali protokol çerçevesinde ortaya çıkan sorunlar ve bu sorunlarla mücadelede yalnız bırakılmış olmamız, hedeflere ulaşmak konusunda ciddi güçlükler yaratmıştır.
Gelinen noktada Ulusal Birlik Partisi Parti Meclisi’nin aldığı hükümetten çekilme kararı, sunulan gerekçeler hiçbir şekilde tatmin edici olmasa da, elbette saygı ile karşıladığımız bir karardır.
Bu noktadan sonra Meclis’in bugünkü kompozisyonu ile yeni bir hükümet kurulması matematiksel olarak mümkün görülse de, kurulacak herhangi bir hükümetin bir seçim hükümeti niteliği taşıyacağı açıktır.
“Mümkün değil”
Seçildiği partiden istifa eden milletvekillerinin durumu toplum nezdinde siyasete duyulan güvenin daha da azalmasına yol açmışken, bu milletvekillerinin dışarıdan destekleyeceği bir azınlık hükümetinin ülkenin ihtiyaç duyduğu reformları yapabilmesi, ülkede her gün daha da fazla azalan siyasete duyulan güveni yeniden tesis etmesi mümkün değildir.
Cumhuriyetçi Türk Partisi, hükümetin bozulmasına karar verenlerin, bu Meclis’ten ülkeyi seçime götürecek bir hükümeti çıkarma sorumluluğunu da üzerlerine aldıkları kanaatindedir. Bu şartlarda Partimiz, ekonomik program ve mali protokol konusunda taşınan hassasiyetlere sahip olmayan herhangi bir hükümet oluşumunda yer almayı uygun görmemektedir.
Partimizin önümüzdeki dönemdeki tavrının belirlenmesi için Parti Meclisimiz Pazartesi akşamı toplantıya çağrılacaktır.”
Kalyoncu: İkisinin DNA’ları farklı
Başbakan Ömer Kalyoncu ise, her partinin kendi kararını kendisinin verdiğini ifade ederek, UBP Genel Başkanı Özgürgün’ün söylediği gerekçelerin çok tutarlı olmadığını düşündüğünü kaydetti.
Başbakan Kalyoncu, Ulusal Birlik Partisi Parti Meclisi’nin hükümetten çekilme kararını BRT’ye değerlendirdi…
Başbakan Kalyoncu “Su konusu ile ilgili söyledikleri hükümet programı protokolüne bağlı olarak beraber hareket etmemiz gerek diyor. Ekonomik protokol meselesi en başından beridir bunun içerisinde. UBP’li bakanlığın müsteşarı da var. Neden ve gerekçelerini çok rahat biliyor sayın Özgürgün. Hükümet protokolüne aykırı istemlerde bulunulduğu ekonomik protokolde çok nettir. Dolayısı ile söylediği gerekçeler toplum tarafından değerlendirilecek olan gerekçelerdir. Her parti kendi kararını alabilir biz de kendi kararımızı alacağız” dedi.
Kalyoncu, “Kişisel nedenlerle problemlerin yaratıldığını çok gördük. Söylemem gerekirse DNA’lar farklı. Bir tanesi sivrisinekleri tek tek öldürmeye çalışıyor. Bir tanesi de bataklığı kurutmaya çalışıyor. Bu iki farklı anlayışla hükümetin uzun vadeli yürümeyeceği belliydi. UBP’nin mentalitesini değiştirmesini çok bekledik ama maalesef onlar sürekli sivrisinek avlama peşinde” dedi.
Ne dediler?
UBP Parti Meclisi kararının, Genel Başkan Hüseyin Özgürgün tarafından açıklanması sonrasında Diyalog TV’nin canlı yayınına bağlanan siyasilerin görüşleri şöyle:
Dursun Oğuz: Sıkıntılar taşma noktasına geldi
Hükümet son icraatlarıyla ilgili ve özellikle maaş konusunda geldiği durum ve geçmiş süreçteki sıkıntılarda taşma noktasına gelmişti. Bununla ilgili milletvekili grubumuzda oy birliğiyle bir karar aldı. Gerekirse hükümetin halka ulaşmada bir hizmeti olmayacaksa reform hükümeti adı altında kurularak büyük umutlarla geldiğimiz bu aşamada artık hizmet edemiyorsak ve bu anlamda da bir fayda yoksa koltuklarda hizmet etmeden boşuna oturmanın bir anlamı olmayacağını ve hükümetin önünü açması açısından bir karar aldı. Bu karar bir tavsiye niteliğindeydi. Parti Meclisi genel başkanına sunuldu ve oy birliğiyle çekilme kararı aldı.
Erkut Şahali: Zoraki birliktelik sonuç vermiyor
Sanırım kimse için sürpriz olmadı çünkü daha öncede bu yönde girişimler vardı. Dolayısıyla ülke için hayırlı olmasını dilemekten başka bir şey söylemek gelmiyor içimden. Zoraki birliktelikler sonuç vermiyor. Bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
Reformların olması için mecliste iradeye ihtiyaç vardı. 39’la başlayıp 38le devam eden parlamento çoğunluğu yani hükümet çalışmalarına parlamento katkısını maalesef yaratamadı. Bu da isteklilikle alakalı…
Başbakan istifasını Cumhurbaşkanı’na sunacak, ardından anayasada belirtildiği şekilde hükümet kurma prosedürü söz konusu olacak. CTP ile başlamak teamül gereği, meclisteki en büyük grup olarak, bizde kendi içimizde değerlendirme yaptıktan sonra bir hareket belirleyeceğiz.
Faiz Sucuoğlu: Amaçlanan reformdu ama…
Hükümet kurulurken 50 vekilin 39 temsiliyeti ile kurulmuş bir hükümetti. Amaçlanan da belki daha küçük koalisyonların daha önce yapamadığı reformlardı. Yani ülkenin önünü ekonomik anlamda, sosyal anlamda açacak reformlardı. Fakat bu maalesef bir türlü gerçekleşmedi. Tam tersi bunu gerçekleşmemesi yanında ekonomide rahatlama, iç piyasada bir rahatlama, genel anlamda toplumda bir rahatlama sağlanması gerekirken bana göre olduğunun da altına düşmüştür, hem hizmet anlamında hemde halkın memnuniyet anlamında dolayısıyla bir de baktığınız devam uyumsuzluk ve inat devam ediyor.
Ferdi Sabit Soyer: Krizin yaratıcısı UBP’dir
Bugünkü hükümet krizinin yaratıcısı olan UBP, bu krizi adım atarken alternatifinin ne olacağını da topluma açıklamamış olan bir partidir. İzleyip göreceğiz diyorlar. Neyi izleyip göreceksiniz. Bu kararı alanlar sorumlulukla hareket etmemişlerdir. Hükümetten çekilme noktasındaki ifadeleri de sıkıntılıdır. Maaşın ödenememesi öne sürdüler. UBP’nin tek başına iktidar olduğu dönemde de maaşların pek çok kez gecikmeli ödendiği biliniyor, buda unutulamaz bir gerçektir.
Krizi yaradanlar görüşmenin bu sürecinde bunun da mesuliyetini kabul etmek zorundadırlar. Esas olaylardan biride Kıbrıs sorunundaki çözümü sabote etmektedir. Esas mesele burdadır. Bu da açıklanmaya bir gelişmedir.
Zorlu Töre: Hükümet zaten bitkisel hayattaydı
Bundan sonraki süreç halkımız için daha faydalı olacaktır. Çünkü çok uyumsuz çalışan bir model oluşmuştu. Hükümetin büyük ortağı maalesef hem Anavatan Türkiye ile kavga içindeydi hem de KKTC’nin varlığının gerekliliğini yapacak bir düşünce tarzından çok uzaktı. Dolayısıyla hükmetmek çok mümkün değildi. CTP sanki tek başına iktidardaymış gibi bir tavır sergiliyordu. Hükümet zaten çoktan bitkisel hayat girmişti. Bugünde o bitkisel hayatın pimi artık resmen çekilmiş oldu. Edebi istirahatine çekilmiş oldu. CTP-UBP denenmiş oldu ama ağır faturaları oldu.
Kudret Özersay: Yamalı bohça gibi hükümet…
Bu hükümet artık sona ermiştir. Bundan sonra kendi aralarında pazarlıklara kalkışırlar mı bilemiyoruz ama bizim söylediğimiz bir şey var. Biz Halkın Partisi olarak bu meclisin çok uzunca bir süredir aslında siyasi toplum nezdinde itibarını kaybettiğini ve meşruiyetin yitirdiğini düşünüyoruz. En somut göstergesi de Sürekli kısa ömürlü hükümetlerin kurulmasıdır. Nitekim UBP sırf hükümete gelmek için koalisyon ortağı oldu. CTP’de sırf hükümette kalmak için koalisyona gitti. Bu meclisten hükümet bozulduktan sonra yamalı bohça gibi menfaate dayalı yeni bir hükümet çıkarmaya çalışmak kadar yanlış bir şey olamaz. Bu noktadan sonra bu meclisin yapacağı en iyi şey, tek iyi şey bir erken seçimdir.
Güncelleme Tarihi: 03 Nisan 2016, 10:00