Aytuğ TÜRKKAN
Dışişleri Bakanı ve Halkın partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay’dan sonra, Maliye Bakanı ve Demokrat parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş da, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nda (Kıb-Tek) çalışan personelin maaşları ve özlük hakları konusunun masaya yatırılacağını söyledi.
Son zamlarda personel maliyetinin faturalara 4 kuruş olarak yandığını anımsatan Denktaş, KIB-TEK Yönetim Kurulu’nun onayladığı yeni toplu iş sözleşmesini masaya yatırma konusunda kararlı olduklarını ifade etti. Ancak koalisyonun diğer 2 ortağı CTP ve TDP’nin bu konuda ne düşündüğü henüz netleşmedi.
Diyalog’a yaptığı açıklamada, elektrik kurumunda örgütlü El-Sen Başkanı’nın, maaşlara dokunulması konusunda hükümete yönelik “Bronzo ister” şeklinde tehditkar bir yaklaşım ortaya koyduğunu anımsatan Denktaş “Evet Bronzo vardır. Ülkenin kaderi 600-700 kişinin elinde değildir” dedi.
Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Diyalog TV’de Güne Merhaba programına konuk oldu, önemli açıklamalarda bulundu.
KIB-TEK’in 1 Nisan’dan itibaren zamlı tarifeden elektrik satmasını değerlendiren Denktaş bu konuda kısa vadede yapacak bir şey yok dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir işletme var ve ana kaynak fuel oil.. Bunu dışardan alıyorsunuz, borsa fiyatları etkiliyor, döviz etkiliyor. Yapmak zorunda olduğunuz bir ayarlama… Kısa vadede çözümü yok mu? yok, uzun vadede var. Güneş enerjisinin daha yoğun kullanılması, Türkiye’den elektrik getirilmesi gibi. Bunlarla birlikte 2 maliyetli buhar santralının devreden çıkarılması gibi üzerinde uğraştığımız konular var. Türkiye’den kablo ile elektriğin gelmesi konusunda da irademiz vardır. Bugün başlasa en az 2 yıl ister tabii, deneme vs nereden baksanız 3 yılı bulur.”
Vicdanınız rahat mı şeklindeki soruya karşılık Denktaş şöyle konuştu:
“Vicdan meselesi değildir bu… Şu anda zamdan kaçış yoktu. Bu konu Bakanlar Kurulu’nda tartışıldı. Devlet kilowatt başı 19 TL ödeyerek zammı öteledi. 98 kuruş maliyet varken devletin 19 TL’yi uzun süre ödemesi mümkün değildi. Şimdi onu da dengeliyoruz. 3’lü tarifeye geçilmeseydi kilowatt saat başına 1,05 kuruş ödenecekti ki bu psikolojik eşiğin aşılması anlamına gelecektir. Sektörlerin şikayetlerini de anlıyoruz ama yapacak bir şey de yok. Belki başka bir hükümet olsa 3’lü tarife bile olmayacak sadece zam olacaktı. Mevcut koşullar içerisinde yapabilecek başka hiçbir şey yoktu.”
“Kurum ile mahsuplaşıyoruz”
Kurumun maliyetlerini düşürmen adına çalışmalar yaptıklarını anlatan Serdar Denktaş bu çerçevede mahsuplaşmaya gideceklerini belirterek şunları aktardı:
“Elektrik fiyatı gerçekten yükseldi. 300 kilowatta kadar bir indirim imkanı doğdu bu üçlü tarife ile. Kamu gün boyunca kullanıyor elektriği ve bu işin yükünü çekiyor bir anlamda. Kurumun maliyetlerinin aşağı çekilmesi için oturduk ve bir mahsuplaşma yaptık. Ek bütçeyi gönderiyoruz Bakanlar Kurulu’na.. Devletin kurumdan KDV alacağı, kurumun devletten istediği eski borçları var, bunları sıfırlıyoruz artık. Son 3 aylık kilowatt başına devlet tarifesi olarak 19 TL ödüyoruz. Bunu saymazsanız bizim 110 milyon TL kurumdan alacağımız var. Bizim ödememiz gereken var, bunları mahsuplaşacağız. Böylece yılların tartışması da ortadan kalkacak.”
“KIB-TEK bu şekilde devam edemez”
Kurum maliyetleri konusunda söz çalışanların maaşları ve maaşları dışındaki ekstra kazançlarına da geldi. Denktaş bu konuda net mesajlar verdi:
“Geçmişte kurum çalışanlarına bolca verilen bir takım imtiyazlar var. Bunlarla oturup konuşmamız ve makul bir seviyeye indirmemiz gerekir. Bunu söyleyince kurum çalışanları ve sendika isyan ediyor. Sendika başkanı diyor ki; “Bronzo ister” ama bilecek ki; bizde bronzo var ve gereken neyse bu yapılmalıdır. Ülke kaderi burada çalışan 600-700 kişiye memnuniyetiyle denk değildir, ne gerekiyorsa o yapılacak. Döviz ve borsa 2 kuruş maliyete etki ediyorken, 4 kuruş çalışanlara verilen katkının maliyeti oluyorsa bu olmaz. Bu çalışmaları yapmamız gerekiyor. KIB-TEK bu şekilde devam edemez.”
“Gerçek statükocu sendikalardır”
Konunun sadece KIB-TEK çalışanlarıyla sınırlı kalmadığını söyleyen Maliye Bakanı, bir şeylerin değişmesi gerektiğinin altını çizdi. Denktaş şöyle dedi:
“Bir taraftan kendi ayaklarımız üzerinde duralım diye kahramanlık yapacağız diğer taraftan da her şey olduğu gibi gitsin diye ısrar edeceğiz… Hep söylüyorum; gerçek statükocu sendikalar ve sivil toplum örgütleridir bu memlekette. Bugün olduğu gibi gitsin diyemeyiz artık. Yeniden oturup bir değerlendirme yapmak zorundayız sadece KIB-TEK için demiyoruz. Bu özlük hakları filan konuşulması gerekiyor. Kamu maliyesini rahatlatıcı bir noktaya varmalıyız ki diğer sektörlere de bakabilelim. Eğitimde ek okul yapma gibi, eğitim kalitesini yükseltme gibi. Ya da sağlık konuları gibi. Ama bizim maaş ve maaş nitelikli ödemeler konusunda bir şey yapamıyoruz.”
“Siyasetçiler sendikalar tarafından popülist olarak suçlanır ama sendikalar bizden daha popülisttir” diyen Denktaş “kendi içerilerindeki sendikal rekabet toplu hareketlenmeyi fitilliyor. Gerçekten bir dönüşüme ihtiyaç duyuyorsak belli zorlukları ve belli tartışmaları yaşamak durumundayız” diye konuştu.
“Kamu reformunda kararlıyız”
Kamu reformu konusunda da düşüncelerini aktaran Denktaş, bu konuda hükümet kararlı olduğunu ancak içeriğin nasıl olacağı konusunda Başbakanlık’ın bir diyalog süreci götürdüğünü anımsattı ve şunları kaydetti:
“Sendikaların 11 maddelik itiraz listesi var. Bunların 8 tanesinin değişmesi konusunda sıkıntı yaşanacağını sanmam ancak bir konuda ben çok ısrarlı olduğunu söylemeliyim. (Bu konu nedir sorusunu yanıtsız bıraktı) diğer geriye kalan 2 madde konusunda ise Başbakanlık nasıl bir formül üretir bilemiyorum. Bazı maddeler var ki uzlaşma adına geri adım atılırsa bunun adı reform olmaz. Alırısınız 7/79’u birkaç maddeyi değiştirirsiniz olur biter. Kamu da ayni şekilde devam eder.”
Maliye Bakanı Denktaş, kamu reformu bu yasama yılına yetişmeyeceğini ifade ederek, hedefin yıl sonu olduğunu kaydetti. Denktaş, “bütçe çalışmalarından önce bitirmeye çalışacağız” dedi.
AZ KALDI AZ YOLCUDUR